Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Genelkurmay Başkanlığındaki eylemlerle ilgili, aralarında sözde "yurtta sulh konseyi" üyelerinin de yer aldığı 224 kişinin yargılandığı davaya devam edildi.
Ankara 17'nci Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya, sanıklar, yakınları, müştekiler ve avukatları katıldı.
Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde esasa ilişkin savunma yapan sanık eski kurmay binbaşı Fatih Misir, darbe girişiminin yaşandığı gece icap nöbetçisi olduğunu, bu yüzden mesaiye 07.26'da gittiğini söyledi.
İcap nöbetçisinin mesaiden de geç çıktığını öne süren Misir, 15 Temmuz akşamı yurt dışı göreve tayin edilen binbaşı Sinan Yılmaz için Ümit Bayık ve Yusuf Yedidağ ile yemek planı yaptıklarını iddia etti.
Ümit Bayık'ın yanına gittiğini ve yemek koordinesini yaptıktan sonra saat 20.00 civarı onun yanından ayrılıp Sinan Yılmaz'ın odasına geldiğini ifade eden Fatih Misir, sivil kıyafetlerini giydiklerini ve yemeğe katılacak diğer arkadaşlarını beklemeye başladıklarını anlattı.
Misir, devre arkadaşlarından ses çıkmayınca önce askeri hattan aradıklarını, ulaşamayınca da onlara bakmak için odadan çıktıklarını belirterek, çalıştığı birime geçtikleri Ümit Bayık'ın yemeğe gittiğini öğrendiklerini ancak Yusuf Yedidağ'ı hiç bulamadıkların iddia etti.
MEBS Başkanlığı koridorunda Özel Kuvvetler Komutanlığına (ÖKK) bağlı askerlerle karşılaştıklarını, ancak buna bir anlam veremeyip yollarına devam ettiklerini ileri süren sanık Misir, saat 21.30 civarı silah sesleri duyduklarını kaydetti.
Fatih Misir, koridora çıktıklarında Genelkurmay Harekat Plan Daire Başkanı tümgeneral Baki Kavun'un kendilerini gördüğünü ve nizamiyenin emniyetsiz olduğunu, çatışma yaşandığını, bu yüzden dışarı çıkmalarının sakıncalı olduğunu belirterek, odada beklemelerini emrettiğini anlattı.
Sinan Yılmaz'ın odasına döndüklerini, bu sırada eşini askeri hattan aradığını anlatan Misir, Yusuf Yedidağ'ın eşinin arayıp Yusuf'un vurulduğunu, perişan bir halde olduğunu ve durumunu öğrenmelerini istediğini kaydetti.
Sanık Misir, bunun üzerine reviri aradığını, Yedidağ'ın hastaneye götürüldüğünü söylediklerini belirterek, buna rağmen odaya bakma gereği hissedip bulundukları yerden çıktıklarını kaydetti.
Giderken bir ÖKK personeliyle karşılaştıklarını, sivil giyimli oldukları için "Yatın, şakası yok." diye bağırdığını dile getiren Misir, askeri kimliklerini göstermelerine rağmen onu ikna edemediklerini öne sürdü.
Fatih Misir, bu sırada oradan geçen Gökhan Eski'nin "Ortalık karışık, odanıza gidin ve kapıyı kilitleyin." dediğini iddia etti.
Bu durumdan sonra tekrar odaya geçtiklerini ve sabah saat 09.00'a kadar da odadan çıkmadıklarını savunan Misir, sabah nizamiyeden telefonunu alıp WhatsApp grubundan "Arkadaşlar ben iyiyim. İcap nöbetçisiydik. Odada mahsur kaldık." masajını paylaştığını söyledi.
Sanık Misir, daha sonra özel harekat polislerince gözaltına alındığını anlattı.
Suçlamaları kabul etmeyen Misir, beraatini talep etti.
Mahkeme heyeti duruşmaya pazartesi gününe kadar ara verdi.