İSTANBUL (AA) - HATİCE ŞENSES - Kanser Genetiği Uzmanı Prof. Dr. Hülya Yazıcı, yakın gelecekte genomik mimari özelliklerinin, rutin tarama testi olarak kullanılmasının gündeme geleceğini belirterek, "Böylece bazı kanser türlerinin erken aşamada tespit edilmesi, özellikle kalıtsal nitelik taşıyan bazı tür kanserlerin ise tamamen ortadan kaldırılması mümkün olacaktır." dedi.
Prof. Dr. Yazıcı, Dünya Kanser Günü dolayısıyla AA muhabirine yaptığı açıklamada, kanserin insanoğlu var olduğundan beri olduğunu ve insanoğluyla beraber var olmaya devam edeceğini söyledi.
Vücutta her saniye binlerce kanser hücresinin oluşup, binlercesinin yine vücuttaki hücreler tarafından yok edildiğini aktaran Yazıcı, "İnsan genomunda yaklaşık 3,6 milyar baz bulunmaktadır. Genomumuzu oluşturan bu baz dizilimi kişiden kişiye farklılık gösterir. Bu farklılıklar fenotipimizi, yani kişiden kişiye farklılıklarımızı belirler. Bu farklılıkların toplumdaki oranı önemli olduğu kadar çevreyle etkileşimi de fenotipik etkinin ortaya çıkmasında son derece önemlidir." ifadelerini kullandı.
Yazıcı, bazı özelliklerin tek genle kalıtılırken bazı özelliklerin ise çok fazla genle kalıtıldığının bilindiğini aktararak, şunları kaydetti:
"Kanser de çok genle kalıtılan hastalıklar arasındadır. Bu nedenle genomik mimari, yani hem doğuştan getirdiklerimiz hem de sonradan kazandıklarımız çok önemlidir. Kanserle savaşta en önemli strateji kanserden korunmak, erken teşhis etmek, kanser hücresine güdülenen ilaçlar bulmak, metastazını önlemek ve metastaz bölgesini baskı altında tutmak olmalıdır. Kanserden korunmada ve tedavide en önemli noktalardan biri her birimizin sahip olduğu genetik yapımız yani 'genomik mimarimizdir'. Bilindiği gibi aynı tür kansere sahip 2 farklı kişinin tedaviye cevabı, hastalık süresince geçirdiği aşamalar birbirinden çok farklıdır. Bunun tek sebebi her birimize özgü olan genomik mimaridir.
Genomik mimarimiz doğuştan getirdiğimiz ve sahip olduğumuz genlerimizin içeriği ve bunların oluşturduğu kombinasyonlarla meydana gelmektedir. Buna ilave olarak, aynı dokuda bulunan hücrelerin de genomik mimarisi birbirinden farklılıklar göstermekte ve bu durum ikincil bir genetik kombinasyonun ve doku farklılıklarını oluşturmaktadır. Sonradan buna bir de yaşam boyunca maruz kalınan karsinojenlerle değiştirilen genomik özellikler eklenmekte ve her bir hücremiz kendine özgü genomik mimari özellikler kazanmaktadır."
Prof. Dr. Yazıcı, sadece kanserde değil, tüm hastalıklarda, psikolojik ve sosyolojik tüm davranımların da genomik mimarinin etkisinde olunduğuna işaret ederek, "Bu genomik mimarimiz doğuştan ne kadar sağlamsa ve yaşam süresince ne kadar iyi korunursa kanser olma olasılığı o kadar azalmaktadır. Bu nedenle günümüzdeki kanser araştırmalarında genomik mimari ve paylaşılan çevresel arasındaki etkileşimler araştırılmaktadır. Genom düzeyinde ilişkilendirme çalışmaları gelecek yılların en önemli kanser araştırmalarıdır." diye konuştu.
Bugün genler hakkında çok fazla bilgiye sahip olunduğunu ancak genomik mimarı ile hastalık ve çevresel etkileşimler arasında ilişkilerin henüz kurulamadığını dile getiren Yazıcı, sözlerini şöyle tamamladı:
"Gelecekteki araştırmalardan en önemli sonuçlar genom-ilişkilendirme çalışmalarından gelecek ve bu çalışmalarla kanser oluşumu, kanserden korunma ve hangi çevresel karsinojenlerin ne yolla etkili olduğu konusunda daha detaylı bilgiler edinilecektir. Anlaşılacağı üzere taşıdığımız genomik özellikler kanser oluşumunda ve kanserden korunmada son derece önemlidir. Bugün bazı kanserler için bazı genomik özelliklerin kanser gelişmeden yıllar öncesinde tespit edilebildiğini biliyoruz. Akciğer, baş-boyun, meme kanserinde, tükürük ve plazma DNA'sının incelenmesiyle kanser gelişiminden yıllar önce bazı genetik biyomarkerların ortaya çıktığı bilinmektedir.
Önümüzdeki dekatta bu genomik mimari özelliklerin, rutin tarama testi olarak kullanılması gündeme gelecek ve böylece bazı kanser türlerinin erken aşamada tespit edilmesi, özellikle kalıtsal nitelik taşıyan bazı tür kanserlerin ise tamamen ortadan kaldırılması mümkün olacaktır. Bundan başka genoma göre beslenerek ya da genoma uygun şartlarda yaşayarak hayat süresince kanser olma olasılığı azaltılacak ya da başka bir değişle kanser riski aza indirilebilicek. Ancak tüm bunların belirlenebilmesi için çok geniş çaplı, her bir popülasyona ve ortama özgü araştırmalara gereksinim vardır."
AA