BURSA (AA) - Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, "Batı vicdanı, Doğu ise aklı yeniden keşfederse dünyada huzur olur. Eğer batı vicdanı keşfetmez, eğer doğu aklı keşfetmez, aklı değerlendirme konusunu gündeme getirmezse vay dünyanın haline, vay Türkiye'nin haline." dedi.
Bakan Çelik, AK Parti Osmangazi İlçe Gençlik Kollarınca düzenlenen 1 Usta 10 Çırak Gençlerle Buluşma Programı'nda yaptığı konuşmada, dünyada, bölgede ve Türkiye'de önemli gelişmelerin yaşandığını söyledi.
Gelişmiş ülkelerin ekonomisindeki ciddi durağanlığın tüm ülkelere yansımaları bulunduğunu, küresel büyümenin negatif istikamette olduğunu, dünya ekonomisinin küçüldüğünü dile getiren Çelik, "Dünyada büyük eşitsizlikler var, 62 zenginin serveti, 3 milyar insanın servetine eşit." diye konuştu.
Çelik, güçlünün haklı olduğu bir dünyada yaşandığını, evrensel değerlerin rafa kaldırıldığını dile getiren Çelik, şöyle konuştu:
"Yanı başımızda Ortadoğu'da 100 yıldır huzurun 'h'si bile kalmadı. Çok ciddi sorunlarla karşı karşıya bulunduğumuz Ortadoğu'da kartların yeniden açılmaya başladığı bir süreçte bulunuyoruz. Avrupa Birliğ'nde ırkçı akımlar hız kazanmaya, gelişmeye, büyümeye başladı. Avrupa Birliğinde faşizan sesler yükselmeye başladı ve ırkçı partilerin ayak seslerinin iyiden iyiye duyulduğu bir Avrupa tablosuyla karşı karşıya olduğumuz bir süreci hep beraber izliyoruz."
- "Medeniyetimiz ihya ve imar medeniyetidir"
Çelik, tarihte birçok medeniyetin var olduğunu, bunlardan bazılarının birbirini yok ettiğini belirterek, "Bizim medeniyetimiz imha medeniyeti değil bizim medeniyetimiz ihya medeniyeti ve imar medeniyetidir. Toprağımızın büyüklüğü 22 milyon kilometrekareydi. Şimdi 780 bin kilometrekareye geriledik. O büyük imparatorluk dağıldığı zaman 30 ülke o imparatorluktan çıktı ama 30 ülkenin içerisinde hiçbir ülke resmi dil olarak Türkçeyi kullanmadı. Medeniyetimizde sömürgecilik yok. Olsaydı 30 ülkeden biri, ikisi, 5'i, 10'u Türkçe konuşmak zorunda kalırdı." diye konuştu.
Kapitalizmin büyük balığın küçük balığı yuttuğu bir felsefeye dayandığını dile getiren Çelik, "Bizim medeniyetimizde ise büyük balık küçük balığı tutar ve kaldırır. Bizim medeniyetimiz bir bilim medeniyetidir. Çünkü bize ilk 'oku' emredilmiştir. 'Oku' medeniyetidir, bizim medeniyetimiz. Bugün Batı bizden çok şeyler aldı ve bu noktalara geldi. Dünyanın gelişmesinde bizim 'oku' medeniyetinin çok büyük tesiri var." ifadelerini kullandı.
- "Dünya bizi seyrediyor"
Bakan Çelik, "AK Parti iktidarıyla değişen nedir" diye sorulduğuna değinerek, "AK Parti iktidarıyla bu şanlı ecdadın bize 'Ezik yürümeyin. Dimdik yürüyün, alnınız açık, dünyaya şeref veren dünyayı aydınlatan bir ecdadın torunları olarak bizi doğru temsil edin' tembihi gereği sizler ve bizler dimdik yürüyoruz, dünya da seyrediyor bizi." dedi.
Batının sömürü yönü olduğunu dile getiren Çelik, "Böyle bir yönleri var ama bir gerçeği teslim edelim. Çalıştılar ve ürettiler. Başarılı oldular ve bizi geçtiler. Peki biz ne yaptık? Biz, medeniyetimiz vaaz etmemesine rağmen aklı terk ettik. Onlar aklı kullandılar Ortaçağ'dan çıktılar, biz aklı terk ettik yerimizde saymaya başladık. Batı bizden alması gerekeni aldı ve bizi geçti. Bu geçiş iktisadi bir geçiştir, ekonomik anlamda bir geçiştir. İnsanlık anlamında bir geçiş söz konusu değil. Batı vicdanı, doğu ise aklı yeniden keşfederse dünyada huzur olur. Eğer batı vicdanı keşfetmez, eğer doğu aklı keşfetmez, aklı değerlendirme konusunu gündeme getirmezse vay dünyanın haline, vay Türkiye'nin haline."
- "Terörü terörle temizleme savaşıyla karşı karşıyayız"
Bakan Çelik, 20'nci yüzyılda iki büyük dünya savaşının ve soğuk savaş döneminin yaşandığını, milyonlarca insanın hayatını kaybettiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Şimdi de 'terörle mücadele' adı altında Ortadoğu'da yeni bir savaşla karşı karşıyayız. Terörü terörle temizleme savaşıyla karşı karşıyayız. Ortadoğu'da 100 yıllık taksimatın güncellemesi yoğun bir şekilde yapılıyor. 100 yıl önce sosyal taraflar olarak insanlara bakılmadı. 'Kim oturuyor bu coğrafyada, şunlara bir bakalım da sınırları belirlerken ona göre belirleyelim' demediler. Petrol haritalarına bakarak sınırları belirlediler. 'Şu alanı falanca beyefendiye versek sömürü iyi devam eder mi ya da artar mı' noktasında olaya baktılar ve cetvelle sınırları çizdiler. Bugün aynısını yapmaya çalışıyorlarsa ki ben şahsen öyle bir izlenim alıyorum. Eğer yine masa başında, menfaate dayalı vicdansız bir şekilde cetvelle sınır belirlemeler devam ederse Ortadoğu'yu bugünden çok daha öte felaketlerin beklediğini, coğrafyamızı büyük felaketleri beklediğini belirtmekte bir mahzur görmüyorum."
Türkiye'nin, 3 milyon Suriyeli mülteciye kucak açtığını anımsatan Çelik, "Bizde para çok mu? Yok. O zengin ülkelere baktığınız zaman bizim o kadar paramızın olmadığını rahat bir şekilde söyleyebiliriz. Bizde para yok ama bizde insanlık gani. Onlarda para çok, onlara diyoruz ki 'İnsanlık hani?' Milletimizden Allah razı olsun." diye konuştu.
Çelik, "barış" diyenlerin en çok silahı satanlar olduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"Niye silah satıyorsunuz? Daha çok insan ölsün diye mi? Demokrasi derler, darbeye karşı çıkmazlar. Seyrederler ve 'Bir anlam veremedik' gibi garip garip yorumlar yaparlar. 'İnsan hakları' derler mültecileri seyrederler. Akdeniz'in bebek mezarlığına döndüğüne seyirci kalırlar. 'Terörle mücadele' derler, teröristlere kucak açarlar. Şimdi Avrupa Birliğinin, savunduğu bütün değerleri ayak altına alan bir tutum içine girdiğini ne yazık ki ibretle izliyoruz. Avrupa Parlamentosu bir karar alıyor. 'Türkiye ile müzakereler askıya alınsın' diyor. Neden? Gerekçeleri var, bir tanesinde diyor ki, 'Bu HDP vekillerini neden tutukladınız? HDP milletvekilleri değil, hiçbir milletvekilinin tutuklanmasına hiçbir AK Parti'li rıza göstermez. Hiçbir milletvekili tutuklanmamalı, milletin vekili çünkü o. Olur mu öyle şey ama milletin vekili olacaksın."
- "AB'nin Türkiye'nin dahil olmasıyla küresel bir güç olmasından yanayız"
Türkiye'nin uzun yıllardır yüzünü Batı'ya çevirmiş bir ülke olduğunu belirten Çelik, "Halen aynı kararlılıktayız. Biz bunu inkar etmiyoruz. Yönümüzü Batı'ya çevireceğiz. Biz Batı'nın kriterlerinden rahatsızlık duymuyoruz. Batı'nın kriterlerinin, Türkiye'ye evrensel kriterlerin gelmesinden yanayız. Tüm uyum yasalarının çıkmasından yanayız ve milletvekili arkadaşlarımız bununla ilgili büyük çabalar sarf etti. Biz Batı'nın çifte standardından rahatsızız. 'Nasıl bir örnek var, Sayın Bakanım?' diye soracaksınız. Fransa'da olağanüstü hal var diyorlar ki 'Saygılıyız', Türkiye'de olağanüstü hal, ona da 'Kaygılıyız' diyorlar." ifadelerini kullandı.
Bakan Çelik, Avrupa Birliğinin gidişatı nedeniyle kaygılı olduklarını dile getirerek, "Biz Avrupa Birliğinden yanayız, kriterlerden yanayız, Batı'dan yanayız. Çifte standarda karşıyız ama siz kendi bünyenizdeki ırkçı hareketlerden dolayı bunun faturasını Türkiye'ye kesmeye çalışıyorsanız, bu çifte standarda dönüşüyorsa ve uygulamalarınızla bütün kriterleri ayaklar altına alıyorsanız, esas biz sizin gidişatınızdan kaygı duyuyoruz. Yalnız biz mi? İngiltere de başka ülkeler de kaygı duyuyor. Biz Avrupa Birliğinin Türkiye'nin dahil olmasıyla küresel bir güç olmasından yanayız." diye konuştu.
"Kimsenin toprağında gözümüz yok" diyen Çelik, sözlerini şöyle tamamladı:
"Ama komşumuz ve her sorunu bize geldiği için, faturayı biz ödediğimiz için bizim Ortadoğu'da sözümüz var, kardeşim. Biz nesne mesne olmayız, biz Ortadoğu'da özneyiz, özne. Bundan dolayı PKK'yı üzerimize salıyorlar, DEAŞ'ı üzerimize salıyorlar, bundan dolayı FETÖ'yü üzerimize salıyorlar. Buradaki amaç, Türkiye'nin kendi sorunlarıyla içe dönük kalması ve dışarıda Ortadoğu'daki gelişmelere vaziyet etmemesi, orada olmaması için bizi içeride meşgul etmeye dönük entrikalarla karşı karşıya olduğumuzu hiçbir kardeşimizin unutmamasını istirham ediyorum."
AA