Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İbrahim Aydınlı, "Girişimsel MR ve İnme Klinik Uygulama ve Araştırma Merkezi (GİMRİKAM) ile manyetik rezonans yani MR sektörüne ilişkin yerli ve milli bir teknoloji geliştirilmesi ve üretimi yapılacak." dedi.
Aydınlı, basın mensuplarıyla bir araya geldiği kahvaltılı basın toplantısında, üniversitedeki 21 bin 547 öğrencinin 2 bin 353'ünün yabancı uyruklu olduğunu belirtti. Öğrencilerin yaklaşık yüzde 11'inin yabancı uyruklulardan oluştuğunu anlatan Rektör Aydınlı, "109 ülkeden öğrencimiz var. BM renginde öğrenci portföyümüz var." ifadesini kullandı.
Ulusal ve uluslararası mecrada etkisi olan bilimsel keşifler yaptıklarını ve teknolojik icatlara imza attıklarını dile getiren Aydınlı, bunlardan birinin GİMRİKAM'a ilişkin proje olduğunu söyledi. Projenin Cumhurbaşkanlığınca kabul edildiğini ve GİMRİKAM'ın kuruluşuna ilişkin yönetmeliğin bugün Resmi Gazete'de yayımlandığını anımsatan Aydınlı, merkezin Türkiye'de kapalı ameliyatlar, inme ve manyetik rezonans (MR) görüntüleme sektörüne ilişkin yerli ve milli teknolojilerin geliştirilebilmesi ve klinik uygulamaların yapılabilmesi açısından önem arz ettiğini belirtti.
Projeyi, Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Oktay Algın'ın yürüttüğünü aktaran Aydınlı, "Hocamız inşallah büyük bir başarıya imza atacak. Türkiye'de bir hastane kurulduğunda, görüntüleme cihazlarına ve girişimsel radyoloji ile ilgili malzemelere -stent, katater gibi- büyük paralar harcanır. GİMRİKAM ile MR ve girişimsel tıp sektörlerine ilişkin yerli ve milli teknolojiler geliştirilecek ve üretimi yapılacak. Bu teknikler ile hocalarımız radyasyonsuz ortamda, ameliyat yapmak istiyorlar. Özellikle onkolojik ve pediatrik girişimleri MR altında yapmak için yarı açık MR cihazı geliştirmek istiyorlar. Bu başarılabilirse sadece üniversitemiz değil, Türkiye için yüz akı olacak bir proje." diye konuştu.
- Araştırma merkezi, "Ankara Savaşı'ndan geriye kalan ne?" sorusuna yanıt bulacak
Rektör Aydınlı, üniversitenin esas yapılanmasının Esenboğa Külliyesi olduğuna ve tüm birimlerin burada toplanmasına ilişkin çalışmaları sürdürdüklerine işaret ederek, "Şu anda 2 bin dönüm büyüklüğünde. Tamamlandığında Ankara'nın en büyük yekpare kampüsü olacak nitelikte." dedi.
Esenboğa'daki kampüsün tarihi bir özelliğinin bulunduğuna dikkati çeken Aydınlı, şunları kaydetti:
"Ankara Savaşı'nın geçtiği alan olarak bölgesel bazı tarihi araştırmalar var. Gönüllü bazı kuruluşlar o bölgede araştırmalar yapmış, fakat derinlenmesine bir bilimsel araştırma henüz yapılmamış. Biz de bu nedenle Ankara Araştırmalar Merkezini kurduk. Yüzeysel de olsa bir arkeolojik araştırma yapılıyor. 'Ankara Savaşı'ndan geriye kalan ne?' sorusu Ankara'da cevaplanmamış. Ankara'daki müzelere baktığınızda genelde Roma, Bizans veya Selçuklu ama özellikle Ankara Savaşı gibi dünyanın en büyük savaşlarından birinin geride bıraktıklarına ilişkin hiçbir şey yok. Tarihçi hocaların kitaplarında anlatımlar var."
Prof. Dr. Aydınlı, önce bilimsel altyapıyı oluşturduklarını ve ardından kampüsün bulunduğu bölgeye ilişkin endüstri, lojistik, tarihi ve kültürel alanlarla entegre olmak istediklerini vurguladı.
Ankara Savaşı konusunda Özbekistan'la ortak çalışma yürütmek istediklerini, ocak ayının ilk haftası da buraya ziyarette bulunacaklarını anlatan Aydınlı, "Yıldırım Beyazıt-Timur savaşı var. Burada tarihi de barıştırmak istiyoruz aslında. Çünkü Emir Timur'un oradaki yeri bizde Fatih Sultan Mehmet gibi; medreseleri kuran, oradaki büyük yapıları yaptıran kişi." diye konuştu.
Aydınlı, bir soru üzerine, "Biz burada Ankara Savaşı'nın gerçekleşme şekline ilişkin Anıtkabir benzeri panorama şeklinde bir çalışma düşünüyoruz ama öncelikle Özbekistan'ın buna katılmasını isteyeceğiz." ifadesini kullandı.
Kampüsün aynı zamanda termal bir havza içerisinde yer aldığını söyleyen Aydınlı, bu alanda bir termal merkez, fizyoterapi merkezi oluşturmayı hedeflediklerini bildirdi. Teknoloji Transfer Ofisi kurduklarına da değinen Aydınlı, bunun üniversitenin şirketi olduğunu belirtti.