Gitmeden, görmeden, bilmeden ahkâm kesmek!
Konya Büyükşehir Belediyesi yaklaşık 70 kişilik bir heyetle kardeş Bosna Hersek devletine bir gezi düzenledi. Geziye katılanların gözyaşlarıyla döndüklerini duyuyoruz. Gerçekten de gitmek, görmek ve bizzat dinlemek gerek olanı biteni...
Gazetemiz Yazıişleri Müdürü M. Ali Köseoğlu dün bu geziyle alakalı bir yazmış ve sorgulayarak asılda güzel bişey yapıldığını belirtmiş. Ama...
Yazısına gazetenin web sitesinden yorumlar gelmiş. Yorumlara bakılınca, acayip bir garez gördüm. Bunu insanın bilmediğine düşman olması olarak açıklayabilirim. Ben de 2003 yılında yağmurlu bir günde rahmetli Aliya’nın cenaze törenine katılma şerefine nail olmuştum. Kısa bir günlük bu geziden hatırımda kalan o kadar çok şey var ki...
Önce belirtmeliyim ki o cenaze törenine gitmek için gereken ücreti takdim ettim ilgililerine. Yani kimse götürmedi beni...
Bosnalıların, daha doğrusu Boşnak Müslümanların pek çoğu asılda Konya’dan Osmanlı politikası gereğince oralara göç ettirilen hemşerilerimiz. Bunların uzun yıllar baskıcı rejimler altında kaldığını ve hem Türklüklerini hem de dinlerini unutturmak için yaşadıklarını tahmin edersiniz. 1993 yılında Bosna’da savaşın en acılı günleri yaşanırken oradaki kardeşlerine en fazla destek veren Konya halkının orayla daha bir hem hal olması genlerle de alakalı bir şey. Bizi oraya çeken bir şey var. Onlar da bunun farkında ve herkesten farklı muamele gördük o güzel topraklarda. Hem Türkiye’den gitmemiz, hem de ayrıca Konyalı olmamız bize karşı sempatiyi artırdı...
Gelelim belediye...
Belediyenin bu geziyi belediye bütçesinden mi yaptığına...
Konya dururken kalkıp taa oralara para harcamasına...
Özel uçak tutup 70 kişiyi oraya götürmesine...
Bildiğim kadarıyla bu geziye katılan iş adamlarından ciddi bir meblağ alındı. Toplanan para diğer misafirlerin gezi masraflarını da karşılayacak kadar olmuştur...
Komek diye kısalttığımız meslek edindirme kursunun Saraybosna’ya açılmasına gelince; buranın masrafını Türk İlleri Kalkınma Ajansı (TİKA) üstleniyor. Ve iyi yapıyor. Çünkü bu kurumun kuruluş amacı da bu tür organizasyonlara para desteği vermek zaten... Biz son yıllarda duyuyoruz adını bu TİKA’nın, ama yıllardır Türkiye dışındaki Türklerin yaşadıkları yerlere hizmet götürülmüş buradan. Bosna’ya, Makedonya’ya, Bulgaristan’a, Azerbaycan’a, Romanya’ya...
Diyeceğim o ki, Büyükşehir Belediyesi Konya’nın yollarına, köprülerine koştururken aynı zamanda da burayı ihmal etmeden bu tür faaliyetleri de yapmalı. Hatta diğer belediyeler ve kurumlar da. Çünkü biz küçük, sonradan uydurulmuş kıçı kırık bir devlet değiliz. Biz dünyaya nizam vermiş ecdadın, Osmanlı devletinin devamıyız. Her ne kadar yıllarca uyduruk tarih kitaplarıyla gerçek tarihimiz anlatılmasa da biliyoruz...
Bilmemiz gereken çok şeyi daha yeni öğreniyoruz...
1878 yılında Berlin anlaşmasıyla terk ettiğimiz Bosna Hersek toprakları bizim vatanımızın bir parçası. Kültürüyle, diniyle, adetiyle, örfüyle... 1915 yılında elimizden çıkan Kosova ise ayrı bir yazı mevzuu. Üzerinden yüz yıl bile geçmemiş daha. Osmanlı vatandaşı olduğunu söyleyen Müslümanlar yaşamakta hala oralarda. Türkçe konuşuyorlar hala... Ne yani yüz üstü mü bırakmalıyız bu insanları... Birileri yeniden oralara gitmemeli mi? Oysa oralar bizim...
Kimse öküzün altında buzağı aramasın!..
Hülasası şu: Belediye hakka hukuka riayet ettikten sonra, belediye bütçesini nizami olarak kullandıktan sonra bu tür çalışmalara da ön ayak olmalı. Yapılan iş hayırlıdır inşallah...