Gacur gucur tanklarıyla geliyor.
Gayrı kabili tezelzül saydığı ordularıyla Ortadoğu’ya sarkıyor.
Gaddar gergileriyle özgürlük getirdiğini iddia ediyor.
Gadrettikçe gadrediyor, ıslah ettiğini söylüyor.
Gece silahlı, gündüz külahlı.
Göbeği sokakta kesilmiş, ülkesinin sorunlarından bihaber.
Gaflarıyla meşhur oluyor, gafletinden haberdar olamıyor.
Gani çevresi garibanları unutturuyor.
Gailesizliği oğlunu kaybeden anneyi anlamasına engel oluyor.
Gâvur eziyeti yapıyor, Hz. İsa’dan bahsediyor.
Gayretkeşliğini İsrail’e, garezini Filistin’e gösteriyor.
Gazel okuyor, gerçek olduğuna inanmamızı istiyor.
Gecekondu bir devlet kuruyor doğunun ortasında.
Geçim sıkıntısı çekmesin diye gorillik yapıyor çokuluslu şirketlerin gökdelenlerine.
Gık diyenlere gık dedirtmemek için yağdırıyor bombalarını.
Gidiştikçe gidişiyor işgalci.
Girişiyor mazlumlara askerleri.
Gizli kapaklı yapıyor ve yaptırıyor işlerini bazen.
Gölge tiyatrosu oyuncuları, gölgede bırakıyor G’yi zaman zaman.
Geleceği varsa göreceği de var diyor direnişçiler.
Gayya kuyuları açmaya geliyor ama her kuyu ona karşı birer gayzer kuyusuna dönüşüyor.
Gırtlak gırtlağa geliyor direnişçiler zebunküş orduyla.
Göğüs göğüse çarpışıyorlar, göğsü çeliğe karşı bir kale kesilmiş savaşçılar.
Göğsü daralıyor, G’nin askerlerinin.
Gelecekbilimden medet umuyor zulmü tahkim için.
Gaybın sahibinin Allah olduğunu unutuyor.
Gazoz ağacı sözlerini işbirlikçi medya servis yapıyor.
Gölge düşürmek istiyor gök evini arzulayan direnişçilere.
Geçme namert köprüsünden, ko aparsın su seni!” diyor direnişçiler.
Gazve düzenliyor, geceyi gündüze katıyorlar.
Gün ışıyor gökçek insanlarla.
G’nin gergilerini gerileklere dönüştürüyor.
Geçit vermiyor direniş zulme.