Hollanda Partilerinin göçmen Oyları Kavgası
“Göçmenlerin Oyunu Alan Kenti Ele Geçirir”
7 Mart mahalli seçimlerinin üzerinden bir kaç ay geçmesine karşın, göçmenlerin seçimlere katılımları ve oy vermeleri hala konuşulmaya ve tartışılmaya devam ediyor. Yukarıdaki başlık Trouw gazetesi köşe yazarlarından Hans Goslinga’ya ait. Goslinga geçen haftaki köşesinde Hollanda siyasi partilerini’n göçmenlerin oylarıyla ilgili başlatmış oldukları tartışmaya yer vermekte.
Göçmenlerin oylarıyla ilgili tartışmayı PvdA lideri Bos’un başlattığını ifade eden Goslinga, Bos CDA’ya kıritik yaparak Hiristiyan Demokratların fraksiyon başkanı katolik Verhagen’ı suçlamasıyla başladığını belitiyor. İşçi partisi lideri Bos’a göre çeşitli inançlar arasındaki ‘barış” katoliklerin islam korkuları yüzünden tehdit altındaydı.
VVD partisindeki liderlik kavgasını kazanan Mark Rutte’nin seçildikten bir kaç saat sonra yaptığı açıklama ve açıklamada yer alan görüşler hiç şüphesiz sözkonusu tartışmanın bir başka yönünü ortaya koymaktaydı.
VVD’nin yeni lideri Rutte kampanya esanasında Faslı babaaları ve Türk girişimcileri kucaklamıştı.
Peki siyasi partiler arasındaki göçmen kavgası niye? Hiç şüphesiz bu kavganın arkasında 7 mart seçimlerinin sonuçlarıaktadır. Hatırlanacağı gibi bu seçimlerde göçmenler topyekün Pvda yani İşçi Partisine oy vermişlerdi. Göçmenlerin bu tavrı ise bazı şehirlerde siyasi dengeleri alt üst etmişti.
İsterseniz seçimlerin hemen akabinde bu köşede neler yazmıştık şöyle bir göz atalım. “Hollanda belediye seçimlerinde Türkler uzun ve azimli bir çalışmanın ardından girişimcilikte olduğu gibi artık siyasette de kendilerinden bahsettirmenin zevkini duymaktalar. Her şeyden önce 7 Mart tarihinde Hollanda’da yapılan belediye meclisi seçimleri ülkedeki Türkler ve göçmenler açısından tahmin edilemeyecek bir şekilde başarılı ve olumlu geçmiştir. Seçimlere katılan Türk kökenli adayların yüzde 40'ı seçilmiştir. Üstelik adaylarımızın yaklaşık yüzde 25'i belediye meclislerine adlarına kullanılan tercihli oy ile seçilmiştir. Aday olan ancak ülkedeki siyasi gelişmelerden etkilenerek seçilemeyen arkadaşlarımızın, siyasetin uzun soluklu olduğundan hareketle azim ve heyecanlarını kaybetmemeleri gerekmektedir. Mücadele siyasi partilerde devam etmelidir.
Seçim tarihinin hemen ardından Hollanda televizyonları, gazeteleri ve radyoları seçimlerde göçmenlerin oynamış olduğu olağanüstü rolü konuşmuş ve yazmışlardır. Özellikle Türklerin ve Faslıların Rotterdam ve Amsterdam gibi büyük kentlerde sandığa giderek oylarını kullanmaları tüm siyasi yorumcuların üzerinde durarak konuştukları konulardandır.
Göçmenlerin siyasi katılımı uzmanlar tarafından toplumsal değişiklik yani mevcut gidişattan memnun olmama anlamına geleceği gibi, son yıllarda özellikle Müslüman göçmenlere yönelik aşağılama, dışlama ve sert önlemlere bir cevap olarak görülmektedir.
Türklerin ve Faslıların Hollanda’da siyaseti belirlemeleri, siyasette artık bir denge oluşturmaları siyasi bilinç ve siyasi katılımın önemli ölçüde gerçekleştiğinin habercisidir. Artık bundan böyle Hollandalı siyasetçiler Türkler karşısında konuşmaya başlayınca kullanacakları dile, seçecekleri kelimelere ve mimiklerine dikkat edeceklerdir. Hollanda’da Türkler artık sadece girişimcilikte değil aynı zamanda siyasette de hesap edilecek bir güç haline gelmiştir.”
Evet önümüzdeki yıl aynı tarihlerde milletvekili ve eyalet seçimleri var. Bütün siyasi partiler adaylarını belirlemekle meşguller. Böyle bir süreçte göçmenlerin siyasette etkinliklerinin tartışılması göçmenler için önemlidir.
Bir taraftan Hollanda siyasi partileri böyle bir süreci yaşarken, diğer taraftan gelecek yıl mayıs ayına yapılacak seçimler için aday adaylarının da belirlenmeye başlamasıyla gözlerimiz yine siyasi partilerin göçmenler politikasına yönelmektedir.
Şu anda yapılacak temel iş şudur: çeşitli siyasi parti içinde yer alan arkadaşlarımız gelecek yıl yapılacak seçimlerde aday olacakları çok iyi değerlendirmeli, seçim komisyonuna yardımcı olmalı, bu adayların çifte sorumluluk ve çifte sadakatli kişiler olmasına dikkat etmeliler.
Unutmayalım gelecek seçimlerde büyük şehirler yine önemli rol oynayacaklardır. Şehirlerin yüzde onu ise Batılı olmayanlardan oluşmakta. Bu oran Amsterdam, Rotterdam ve Den Haag gibi şehirlerde üç kez daha artmaktadır. Dolayısıyla şehirlere hakim olan siyasi partiler kazacak demektir. Şehirlere haki olmak ise önemli ölçüde göçmenlerin oyunu almaktan geçmektedir. Göçmenler/Türkler siyasi partilerin şimdiden iştahını kabartmaktadır.