Tam 10 hafta sonra, Konyaspor’un taraftarıyla buluşması bir cumartesi gündüz maçına rastladı. Yine de yaklaşık 20 bin kişi yeşil beyaz renkleri yalnız bırakmadı.
Konyaspor şiddetle üç puana ihtiyacı olmasına rağmen maça kontrollü başladı. Özdilek çok yüklendiğinde Eto ve arkadaşlarının hızlı ataklarda büyük sorun yaşatacağını biliyordu.
Orta sahada Ali Çamdalı Mehdi’nin yükünü daha fazla paylaştı ve Mehdi top dağıtma işine odaklandı. İlk 15 dakika özellikle kanatlara iyi top taşındı ama ilerde gerçek anlamda bir santrfor olmaması büyük eksikti. Evet, Konyaspor 4 forvet ile oynadı ama ceza sahasında rakibi yoracak, pozisyonların içinde olan, hava topuna çıkacak bir golcüsü yoktu yine.
İkinci yarı Özdilek, vakit kaybetmeden Ezekiel’in yerine Fofana’yı aldı. Fofana takımı canlandırdı ama bu maçta Musa, Miloşeviç ve Ömer Ali gerçekten çok etkisizdi. Savunma ve orta sahanın istekli oyununa bir türlü ayak uyduramadılar. Mehmet Hoca takımı eksik bıraktığını çabuk görüp Musa’nın yerine Eze’yi aldı.
20 dakikalık baskı sonuç verdi ve sahanın heryerinde gezen Fofana tek vuruşla çok güzel bir gol attı. Devre arasında gazetecilerle konuşurken gol atanın kazanacağı bir karşılaşma olduğunda birleşmiştik ama Antalya’nın cevheri sonra ortaya çıktı. Konyaspor’un 75 dakikada zor bulduğu gole beş dakikalık baskı ile ulaştılar.
Maç boyunca sinsi sinsi gezen Deniz Kadah ve Eto istedikleri zaman gol atabilecek kalitede futbolcular olduklarını gösterdiler. Ve ne yazık ki Konyaspor’da olmayan buydu. Antalya galibiyete oynasa farklı bir maç olurdu.
Konyaspor stres nedeniyle iyi futbol oynamasa da kazanmak için gerekli olanı yani mücadele ve baskıyı yaptı ama galibiyeti koruma becerisini gösteremedi.
Antalya maçı çok önemliydi. Yeşil Beyazlılar bu üç puanı çok arayacak. Hem de çok. Bu saatten sonra sahasında kimse kolay puan vermez. Kabustan bir türlü kurtulamıyoruz. Sonu hayır olsun.
Son bir not: Mehmet Özdilek güven vermese de sahaya bir golcü ile çıkıp sabretmeli. Daha ilk yarı birimine 5 maç var. Golcüsüz çıkmaktan iyidir.