Feyizli ve bereketli bir Ramazan ayını sonrasında da (umarım) aile bağlarının yeniden hatırlanmasına vesile olan bir bayramı geride bıraktık.
Hayatın sadece çalışmak, para kazanmak ve rahat yaşayıp kendimizi mutlu etmek amacına matuf olmadığını bize hatırlatan bir zaman dilimiydi aslında geride bıraktığımız ay.
Biz müslümanlar yalnızca dünyamızı değil; dünyada iken ahiretimizi kazanabilmek için yeryüzüne gönderildiğimizi unutuyoruz çoğu zaman. Ve yalnızca bazı özel ay, gün ya da vakitlerde bir nebze de olsun kendimize geliyor, ruhumuza nefes aldırabilme adına kulluğumuzun bilinciyle hareket etmeye çalışıyoruz. Halbuki kulluk hayatın her anını içine alan; yer, zaman ya da mekana bağlı olmadan yaşanılması gereken bir durum.
Ne yazık ki hızla geçen vaktin kıymetini idrak edemeden günlerin, ayların ve yılların kaybolup gittiklerini çok geç olunca farkedebiliyor; lakin halihazırdaki zamanımızı da hissettiğimiz o pişmanlığımıza rağmen gerektiği gibi değerlendiremiyoruz.
Oysa akıp giden şu dünya düzeninin, koşuşturmalarının hiçbir zaman son bulmayacağını, çok daha farklı vazifelerimizin olduğunun hatırlanmasına belki de hatırlatılmasına ne de çok ihtiyacımız var. Dünya hızla akıp giderken belki biraz frene basıp durmak; en azından yavaşlamak ve nefsimizin ihtiyaçlarına “sen biraz dur” diyerek asıl ruhu dinle(ndir)mek gerekiyor. Günlük meşguliyetlerle o kadar hemham olmuşuz ki onun sessiz çığlıklarının farkına bile varamıyoruz.
Kitaplardan bahsedilen bu köşede konunun farklı mecralara kaydığının farkındayım. Ama kulluğun sadece namaz vakitlerine ya da ramazan ayına özel bir durum olmadığının birileri tarafından hepimize sık sık hatırlatılması gerektiğini düşünüyorum.
Belki de o yüzden gazetemizin yayına hazırladığı Gönül Cemresi Üç Aylar adlı eseri üç aylarda değil, bu ayların bitiminde yazmayı uygun gördüm. Çünkü bizler üç aylardaki kulluk bilincini hayatımızın her anında, zamana ve mekana bağlı olmadan devam ettirmekle yükümlüyüz…
Artık kitabımız üzerinde konuşmaya geçebiliriz. Buyrunuz lütfen…
Tevbe Suresi 36. Ayette buyrulduğu gibi; Allah katında ayların sayısı-gökleri ve yeri yarattığı ilk günden beri koyduğu yasalar uyarınca- on ikidir. Bunlardan dördü, bizzat Allah tarafından belirlenen ve Hz. İbrahim’den bu yana uygulanan yasaya göre kutsal, yani savaşmanın haram olduğu aylardır. Buna göre , Zilkade, Zilhicce, Muharrem ve Recep aylarında savaşmak büyük günahtır.
Ve sonrasında gelen Şaban ve Ramazan ayları… İslamın mübarek saydığı hicri kameri aylardan Recep, Şaban ve Ramazan ayları…
Üç aylar, hidayet ve rahmet kaynağı olan Kur’ân-ı Kerîm’in indirildiği Ramazan ayının yaklaştığını müjdeleyen Recep, Şaban ve ardından gelen Ramazan aylarıdır. Bu mübarek aylar içerisinde öyle feyizli ve bereketli geceler vardır ki, Yüce Allah’ın rahmet ve mağfireti bu gecelerde mü’minler üzerine yağmur gibi yağar.
Üç ayların mübarekliği Ramazanı müjdelemesinden, ramazanın mübarekliği Kuran’ın indirilmesindendir.
Dinimizde ayrı bir değeri olan üç ayların, kişide insani özelliklerin olgunlaşmasında ve iradenin kontrol altına alınmasında rolü büyüktür.
Bizler daha yeni bu ayların feyizli ve bereketli manevi atmosferinin etkisinden çıkmamışken Gönül Cemresi Üç Aylar adlı eserden bahsetmeyi istememin sebebi iradelerimizi bir nebze de olsun kontrol altına alabildiğimiz şu günlerimizde yakalayabildiğimiz bu manevi havanın yoğunluğunu hemencecik kaybetmemesi ve uzun bir süre ve hatta bir sonraki üç aylara ulaşana dek bizleri bu yolda dik tutabilmesi adınadır.
Üç aylar, kendimizi denetleme, değerlendirme bakımından oldukça önemlidir. Bir kere daha geçmişimizin muhasebesini yapıp, geleceğe hazırlıklı olmanın, eksik ve yanlışlarımızın farkına vararak gereken tedbirleri aldığımız (almamız gereken) aylardır.
Tüm bunları kendimize sorup bir durum değerlendirmesi yapmak, bu mübarek günlerin, gecelerin ve ayların şuuruna varmak demektir. Her an günah lekeleriyle kirlenen dudakları duaya, gönülleri dergâha yöneltmek için verilmiş olan büyük bir fırsattır. İnsanların hayat defterine hayırların kaydedilmesine, hataların affedilmesine, sevapların verilmesine vesile teşkil eden bir nimettir.
Üç ayları tanımak ve değerini anlamak, yapılabilecek şeyleri öğrenmek adına gerekli bilgilerin toplu halde bulunduğu bu eserin proje danışmanlığını Hasan Bulut editörlüğünü de Ahmet Ünver ve Nihal Kavak üstlenmiş.
Kitap üç aylar ve önemi, Recep ayı, Şaban ayı, Ramazan ayı, bunların anlamı ve hikmetleri ile Kadir gecesi, Ramazan bayramı ve zekat bölümlerinden oluşuyor.
Dinimizi Kuran ve sünnet ekseninde iyi öğrenmeliyiz. Gönül Cemresi Üç Aylar adlı kitabın üç ayları anlama ve ihya edilmesi yolundaki sorularınıza cevap olması ümidi taşıyarak şimdiden gelecek olan mübarek gecelerinizi ve bayramlarınızı kutluyorum.
Selametle, ihsanla kalınız.
Kitap Hakkında Bilgiler
Yayın Tarihi: 2016
Yayınevi: Doğuş Ofset
Baskı Sayısı: 1.Baskı
Sayfa Sayısı: 190
Temin Adresi: Memleket Gazetesi