Gönülleri Taşerona Devretmek Hepsi okurun suçu mu?

Fatma Şeref

Devrimden sonra İran yönetiminin sanat ve kültür alanındaki destek ve teşviklerini okumuştum. Son derece imrenmiştim. İran'ın son dönemlerde sinema alanındaki atılımları bile bu politikanın sonucudur diye düşünüyorum. Geçen hafta Konya Kitap Günleri etkinlikleri için de bunu hatırladım. Her şeyini eleştirip durduğumuz ülkelerden bile ne kadar gerideyiz bazı alanlarda…

 En çok şikâyet edilen şey stantların pahalı kiralanmasıydı. Teknik olarak bu bir fuardır veya değildir. Bununla ilgilenmiyorum,  neticede yayınevleri orada bir satış yapıyor olsalar bile bu bir kitap satışı… Sanayi üretimi bir mamul değil!  Ve her zaman ülkemizde sadece kendi işini yapan yayın veya basım evleri ekonomik sıkıntıda olmuştur. Bunu bilmek için uzman olmak gereksiz.

Her ağzımızı açtığımızda oku emriyle başlayan bir kitabın muhataplarıyız ya da mensuplarıyız diye söylev çeken siyasilerimiz iş ticarete gelince Kitabın da edebiyatında kültürün de sanatında ne olduğunu unutuveriyor sanırım.

Kültür ve eğitim alanında derin ve temel sıkıntılarımız olduğu muhakkak ama ben buradan küçük bir damladan kitap günleri tartışmalarından yola çıkarak birkaç şey hatırlatmak niyetindeyim. Mevlana der ki: Harmanın kalitesini anlamak için tamamını incelemenizde gerek yoktur bir avuç buğday size harmandan haber verir.

Önceki yıllarda bazı eksiklerine yanlışlarına rağmen büyük ilgi gören Konya Kitap Günleri konusundaki eleştirilere hiç katılmamıştım. Çünkü işin başında o kadar aksaklık olması doğaldı. Giderek daha düzeleceğini ümit ediyordum. Ama tam aksine bir şey oldu.

Geçen, Kasım seçimlerinden sonra her yıl Kasım ayının sonunda yapılan kitap günleri etkinliklerinin ertelendiği duyuruldu. Sonra birçok yayın evinden ve yazarı arkadaşlardan yeni tarih belirlendiğinde kendilerine haber vermem üzeri mesajları aldım. Ancak yeni tarih bir türlü belirlenemedi. Konya için hatta Türkiye için kitap günlerinin çok önemli olduğunu bir an evvel tarih tespit edilip yeniden yapılması gerektiğini söylüyorduk her platformda birçok arkadaş da benimle aynı fikirdeydi.

Sonra aniden sosyal medyada ilanlar dolaşmaya başladı ama konu ile görevli bildiğimiz belediye yetkilileri hala konunun kesinleşmediğini söylüyordu. Kesinleşmeyen neydi yer ve zaman ilanına ve dönen reklamlara rağmen anlamak mümkün değildi. Yine de günahı haber kanallarına atıp paylaştık ilanı bekleyenler için.

Ancak katılımcı ve ziyaretçilerden sitem bitmiyordu. Alan kiralamak için verilen fiyat çok pahalı yer yetersiz ve merkeze uzak bulunuyordu. Duyuru ve reklamlar baştan savma, amatörce bağlantılar ve iletişim kaba saba, hoyrat, itici, imza günü ve konferansçı seçimleri taraflı, sınırlı, özensiz ve birbirinin tekrarıydı… Ve dahası gerçekten hiçbir eleştiriye haksız deme şansımız olmadı. Yazdıklarımın fazlası var azı yok…

Sorumlu sadece belediye de değil bana göre, benim de içinde bulunduğum kültür, sanat, edebiyat alanındaki birçok derneğin de kabahati büyük! Çuvaldızdan önce iğneyi kendimize batırmak zorundayız derdimizde samimiysek. Böyle etkinliklere ortak paydaş olarak sorumluluk almak ve etkin olmak için kültür dünyasında bir güvenirlilik ve saygınlık edinmek gerekir. Bu da durup dururken olacak bir şey değil elbette. Dernekler üye kabulünde seçici olmalı edebi üretimin çıtasını yükseltecek seçkiler yapmalı ve yeni kitapları okuma değerlendirme kurulları oluşturarak okura kalite tercihi bakımından yardımcı olmalıdır.

Yazılan her kelimeye saygım büyük. Fakat hiçbirimizin basılan her metni okuma şansı yok. Özellikle teknolojik imkânların arttığı günümüzde kitap harmanı içinde yüzüyoruz. Ve en kötüsü çok güzel bir yazarı ya da eserini kaçırıyoruz bu karmaşada. Oysa dernekler fikren fiilen kendine yakın olanları seçmek değil işin hakkını verenleri tercih etmek öne çıkarmak ve kamuoyu ile buluşmasını sağlamakla yükümlüdür. Okunma oranımız hiç de düşük değildir. Ama okurların hayal kırıklığı büyüktür.

Hiç olmamasından daha iyi ve bunları tekrar düşünmemize vesile olan etkinliğin devamlı hale getirilip daha fazla önemsenmesini umuyorum.

Artık en yetkili ağızlardan konun önemine dikkat çekildiğine göre şehirlerin, yolların, hatta kırsalın imar ve ihyası hızla devam ederken, kültür ve sanatı unutmamalıyız.

Ve gönüllerin ihyası hiç kimseye havale edilemeyecek kadar hayatidir.

Cumanız kutlu olsun.

 

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.