Posta gazetesi yazarı Nedim Şener, CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu'nun gazeteci İsmail Küçükkaya ile ortak yayın öncesinde otelde bir araya geldiği görüntülerin ortaya çıkması sonrası başlayan tartışmayı yazdı.
İşte o yazı:
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayları Binali Yıldırım ile Ekrem İmamoğlu’nun katıldığı açık oturum pazar günü yapıldı, etkisi ve tartışması pazartesi günü bitti. Moderatör İsmail Küçükkaya adaylara, adaylar da rakibine karşı saldırgan olmamaya oldukça özen gösterdiler. Oturumdaki format gereği de bazıları önemli olan konular yeterince detaylandırılıp halkı bilgilendirecek cevaplar alınamadı. Zaten sonrasında yapılan tüm yorumlar ve anketler tartışmanın ortada bittiği görüşünü teyit ediyordu.
UZLAŞMANIN DOZU KAÇTI
Program bittiğinde kişisel yorumum, “Adaylar uzlaşmanın dozunu kaçırdı” şeklindeydi. Örneğin iki adaya da sorulan, “Mal varlığınızı açıklar mısınız?” çok önemliydi ama arkasından, “Mal varlığını açıklama konusuna nasıl bakarsınız” gibi bir soru ilkinin etkisini sıfırladı. İki aday da mal varlıklarını ekranların önünde açıklamak yerine, mal varlığını açıklayabileceklerini söyleyerek konuyu geçiştirerek kapattılar. Belki de en iyi anlaştıkları, en iyi uzlaştıkları konu da bu oldu, yani “Açıklarım” deyip hiçbir şey açıklamamayı başardılar. Ayrıca ne İmamoğlu’nun Ordu Valisi’ne söylediği “İt” sözü ne Yıldırım’ın, “Oylarımızı çaldılar” sözü açıklığa kavuşmadan unutulmaya bırakıldı.
Aslında İsmail Küçükkaya’nın programın “sıkıcı olduğu” yorumlarına verdiği, “Eleştirilere açığım. Her soruyu da sordum. Format bana ait değildi. Bu bana tebliğ edilen bir görevdi” sözü olayı özetliyordu.
SORULAR VERİLDİ Mİ?
Başta da dediğim gibi programın etkisi 12 saatte geçmişti, bugün itibarıyla üzerine yazılacak çok fazla bir şey kalmadığını düşünüyordum. Ancak, İsmail Küçükkaya’nın programdan önce adaylardan Ekrem İmamoğlu ve danışmanlarıyla bir otelde görüştüğünün ortaya çıkması, üzerinde durulması gereken bir tartışma çıkardı. Öncelikle, İsmail Küçükkaya’nın bu görüşme sırasında İmamoğlu ve ekibine soracağı soruları verdiği iddiaları mantıklı değil. Eğer, Küçükkaya soruları vermek istese bunu yapmanın çok daha basit ve asla iz bırakmayacak yöntemleri var. Dolayısıyla, Küçükkaya, tanınan bir isim olarak hem de güvenlik kameralarının da olduğu bir otelde ve birden çok kişinin katıldığı toplantıda soruları vermek ya da tartışma konularını paylaşmak gibi bir hataya düşmez. Peki sorun ne? Sorun etik.
Yani, adaylardan biri ve danışmanlarıyla görüşmüşse bunu öncesi veya sonrasında kendisi açıklamalı, Yıldırım ile de benzeri şekilde yüz yüze bir görüşme yapmalıydı. Eminim bu konuda bir özeleştiri yapacaktır. İmamoğlu’nun yanında basından gelen tecrübeli bir danışman ekibi var. Daha bir kaç gün önce, “Binali Yıldırım’ın soruları istediğine dair duyumlar var” iddiasını ortaya atan İmamoğlu’nun böyle bir görüşme yapmasının, içeriği ne olursa olsun yanlış anlamaya sebep olacağını hesaplamaları gerekirdi. Hatta görüşmeyi onlar duyurmalıydı. İmamoğlu’nu destekleyenler görüşmeyi sıradan basit bir olay gibi göstermek için yazıp çiziyor. Durumu saçma sapan savunanlar var. Onlara şu soruyu bırakayım; “Eğer, Küçükkaya, benzer bir görüşmeyi İmamoğlu ile değil de, Binali Yıldırım ve danışmanlarıyla yapsaydı ne olurdu?”