Seydişehir; yerleşim olarak, nüfus olarak, sosyal yaşantı olarak Türkiye’deki bazı illerden daha büyük bir şehir olduğunu şehrin hangi yolundan girersen gir rahatlıkla görürsün.
Bölgede büyümeyi en çok hak eden ilçelerden bir tanesi, Bunun için avantajı ve birçok sebebi var.
Denize uzaklığı, maden yatakları, yeraltı şifalı su kaynakları, barajları, dağları, yaylalarıyla faaliyet gösterilebilecek bakir bir bölge.
Ekonomiye direkt etki edebilecek birçok faaliyet alanında ise olayların akışı ve gelişmesi sıradanlaştırılmış. Sadece açılan yeni ulusal ölçekli AVM’ler ile tüketen bir şehir haline gelmiş.
42 yıl önce kazanmış olduğu potansiyel büyüme trendini ise tüketen bir anlayışa yöneldiği için bir türlü üretime geçemeyince başarılı olamamış. O zamanlar Elde edilen bu müthiş potansiyeli değerlendirilerek üretime yönelebilseydi üreten bir ekonomi olacak karşılığında ne kadar çok tüketirse o kadar çok Seydişehir ekonomisine büyük katkı sağlayacaktı.
Son on yıla kadar fabrikaya bağımlı bir ekonomik politika izleyen ilçe şimdilerde ekmek katığa yetmeyince çeşitli arayışlara girdi. Ama ulusal bazdaki şirketlere bağlı AVM’ler büyük Pazar gördüğü ilçeye arka arkaya şubeler açmaya başladı.
Tabii ki Seydişehir ekonomisinden kazanılan paralar tekrar Seydişehir’e yatırım olarak dönmez ise o zaman gelen çıkanı karşılamaz ve ekonomi olarak sorunlar yaşarsınız. Gerek fabrikanın açıldığı süreçten bu güne kadar gerek bugünkü süreçte yaşananlar göstermektedir ki ilçe olarak Seydişehir’de ciddi şekilde bürokraside ve sivil inisiyatifte yapılanamamanın sancıları yaşıyor. Bir iki örnek vereceğim
- Türkiye’nin en verimli arazileri olan Suğla Gölü’ne baraj yapılarak suyunun başka yerlere götürülmesi bir taraf için bürokratik başarı olurken diğer taraftan tamamen bir hezimet değil mi?
-Eti aş özelleştirilmesinde olan oldu biten bittide fabrika özelleşti Seydişehir’den coğrafi olarak giden su kaynakları Arsalar ve bonus olarak giden lojmanların gidişini neyle izah edeceksiniz.
“Var olduğunu zannedenler ise milleti oyalamaktan başka bir şey yapmamış. İsmini buradan zikretmek istemediğim kişi ve kurumlarında küçük hesapları yüzünden, makamlarını koruma telaşı “Seydişehir sevdasının” önüne geçmiş.
Makam sahiplerinde böyle iken diğer sivil kuruluşlarda Karar mekanizmalarını etkileyecek, siyaseti yönlendirememiş sonuç olarak kadrolar Seydişehir’in lehine çalışacak bürokratik kadrolar zamanında ve yerinde organize edilememiş.
Bulundukları makamlara hiçbir değer katmayan Gözü yumlu Seydişehir sevdalıları!
O makamları basit hesapları için kullanmayın…