LONDRA (AA) - HASAN ESEN - Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin, Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetine ilişkin tepkileri, Almanya hariç kınama veya açıklamalarla sınırlı kalırken, Birliğin cinayet konusunda ortak hareket etmesi mümkün olmadı.
AB ülkeleri arasında Kaşıkçı cinayetine en güçlü ve net tepkiyi veren ülke Almanya oldu. Birlik genelinde öncü rol oynayan Almanya, Suudi Arabistan'a daha önce onay verilen silah satışlarıyla yeni silah satışlarını durdurma kararı aldı.
Almanya, söz konusu yasağı geçen ay Mart 2020'ye kadar uzatırken, Almanya Başbakanı Angela Merkel, Suudi Arabistan'ın petrol tesislerine yönelik saldırıların ardından yaptığı açıklamada, ambargo konusunda, "Alman hükümetinin tavrının değişmesi için bir sebep olmadığını" belirtti.
Diğer ülkelerin de ambargo uygulamasını isteyen Almanya, Kaşıkçı cinayetiyle ilişkisi bulunan 18 kişiye ülkeye giriş yasağı da getirdi.
Almanya'nın ardından Danimarka ve Finlandiya'dan da Suudi Arabistan'a planlanan silah satışlarının askıya alındığı açıklaması geldi.
- İngiltere kınasa da silah satmaya devam etti
İngiltere, cinayete tepki gösterse de Suudi Arabistan'a silah satmayı sürdürdü.
Hatta eski İngiltere Dışişleri Bakanı Jeremy Hunt, Almanya'nın Suudi Arabistan'a silah ihracatını yasaklamasını Alman mevkidaşına yazdığı mektupla eleştirdi.
Hunt, 7 Şubat tarihli mektubunda, Almanya'nın Suudi Arabistan'a yönelik silah satışı yasağını yeniden gözden geçirmesini istedi.
Almanya'nın koyduğu yasağın, savunma sanayisindeki ortaklıklar nedeniyle İngiltere'nin de Suudi Arabistan'a bazı silahları satamamasına neden olacağını belirten Hunt, yasaktan etkilenecek sistemler arasında Eurofighter Typhoon ve Tornado uçaklarıyla Meteor havadan havaya uzun menzilli füze sisteminin de olduğunu kaydetti.
Eski Başbakan Theresa May, Kaşıkçı'nın öldürülmesini en güçlü şekilde kınadıklarını söyledi ancak ülkenin tavrının sözle sınırlı kalması, muhalefetin de tepkisini çekti.
Ana muhalefetteki İşçi Partisinin lideri Jeremy Corbyn, hükümetin, Kaşıkçı'nın öldürülmesini kınamasını memnuniyetle karşıladıklarını ancak bu konuda eyleme geçilmesini beklediklerini ifade etti.
İngiltere'nin Kaşıkçı'nın öldürülmesini takip eden 3 ayda, bu ülkeye yaklaşık 11,5 milyon sterlinlik (80 milyon lira) silah sattığı da ortaya çıktı.
Yemen'deki sivillerin öldüğü saldırılarda kullanıldığı için mahkemenin bazı silahların satışına getirdiği yasağı da delen İngiltere, "AB genelinde Riyad yönetimine en fazla silah satışı yapan ülke" olarak ön plana çıktı.
Londra'nın en somut tepkisi ise cinayet şüphelilerinin varsa İngiltere vizelerini iptal etmesi oldu.
- Fransa'dan da sadece "vize yasağı"
Kaşıkçı cinayetiyle bağlantısı olduğu düşünülen Suudi yetkililerine, Almanya ve İngiltere'nin ardından Fransa'dan da vize yasağı geldi.
Diğer ülkeler gibi yaptırım getirilen kişilerin isimlerini açıklamayan Fransa, 18 Suudi Arabistan vatandaşının ülkeye girişini yasakladı.
Silah ticaretinin durdurulması konusunda adım atmayan Fransa, Suudi Arabistan'a silah satışı yapan AB ülkeleri arasında İngiltere'nin ardından ikinci sırada yer alıyor.
Hatta Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Almanya'nın Suudi Arabistan'a silah satışı politikasının "Avrupa savunma projesinin güvenilirliğini" baltalayacağını savundu.
Macron, Almanya'nın tutumunu "demagojik" olarak nitelerken, Fransız diplomatlar da ambargoyu kaldırması için Berlin'e baskı yaptı.
- İspanya "ülke çıkarları" dedi
İspanya Başbakanı Pedro Sanchez'in liderliğindeki sosyalist hükümet de beklenilenin aksine Suudi Arabistan'a karşı bir hamlede bulunmayacağını, bunun ülkenin çıkarlarına ters düştüğünü savundu.
Kaşıkçı cinayeti nedeniyle Suudi Arabistan'a karşı adım atılması yönünde baskı gören Sanchez, "ideallerin her zaman reel politikle uyuşmayacağını" kaydederek, "İspanya'nın ve stratejik sektörlerin çıkarlarını" korumak için silah ticaretinin sürdürüleceğini kaydetti.
- Hollanda Kraliçesi'nin Selman ile görüşmesi ülkeyi karıştırdı
Hollanda hükümeti ve Meclis arasında, Kraliçe Maxima ile Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman görüşmesinde fikir ayrılığı yaşandı.
Meclisteki siyasi partilerin çoğu, Maxima'nın geçen temmuzda G20 Zirvesi sırasında Kaşıkçı cinayetinden sorumlu tutulan Selman ile görüşmesine, hükümetin izin vermesini "kabul edilemez bir durum" olarak niteledi.
Hükümet ise görüşmenin Maxima'nın BM elçisi unvanıyla yapıldığını belirtti.
- AB ortak tutum belirleyemedi
Kaşıkçı cinayetiyle ilgili "şeffaf ve güvenilir" soruşturma çağrısını sürekli yinelen AB yetkilileri, Birliğin genelinde ortak bir tutum belirleyemedi.
Avrupa Parlamentosunun (AP) tüm üye ülkelerin Suudi Arabistan'a silah ambargosu uygulaması çağrısına karşın, AB'den henüz tüm ülkeleri bağlayacak adım gelmedi.
Suudi Arabistan'a en fazla silah ticareti yapan ülke ABD olarak ön plana çıksa da Birlik üyelerinin Riyad'a silah ticareti bir bütün olarak ele alındığında, ortaya çıkan ticaretin göz ardı edilmeyecek düzeyde olduğu görülüyor.
Ancak Kaşıkçı cinayetine ilişkin benzer açıklamalarını devamlı yineleyen AB'nin, Birliğin tümünü ilgilendiren diğer konularda olduğu gibi bu cinayetle ilgili de ortak hareket etmesi mümkün olmadı.