ANKARA (AA) - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) ilk derece mahkemelerinin ardından yüksek yargıda nasıl yapılandığı, verilen kararların örgütün emir ve talimatıyla alındığı, önemli dosyaların Pensilvanya'ya götürüldüğü itirafçı üst düzey yüksek yargı mensuplarının itiraflarıyla ortaya çıktı.
Darbe girişiminin ardından tutuklanan eski Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) Başkanvekili Ahmet Hamsici ile HSYK üyeleri Kerim Tosun ve Mustafa Kemal Özçelik itirafçı oldu.
İtiraflarda, "Yargıtay imamı" denilen Yargıtay Üyesi İlyas Şahin'in, dosyaları bizzat ABD'ye götürüp, FETÖ elebaşının talimatıyla sonuçlandırılmasını sağladığı, HSYK üyelerinin de "HSYK imamı" denilen Yargıtay Üyesi Nazmi Dere'nin talimatıyla oy verdiği bilgileri yer aldı.
İtiraflara göre, özellikle 2010'daki Anayasa değişikliği sonrasında yaşanan süreç, örgütün yargıdaki en güçlü dönemini oluşturdu. Yargının yapısını değiştiren Anayasa değişikliğinin kabulünden sonra Yargıtay ve Danıştay'ın üye ve daire sayıları artırıldı. Yargıtay'a yeni seçilen 160 üye ile Yargıtay tamamen FETÖ mensuplarının eline geçmiş oldu.
İtiraflara göre, 2010'daki yeni yapılanmanın ardından Yargıtay'a seçilen 160 üye sayesinde, Yargıtay FETÖ çıkarlarına göre yeniden şekillendi. Yeni üyelerin seçiminden sonra yani 2011-2013 döneminde Pensilvanya'nın vizesi olmadan hiç bir daire başkanı seçilemedi, istenmeyen üyenin aday olması durumunda başkanlık seçimleri kilitlendi, bu da Yargıtayda aylar süren seçim süreçleri yaşanmasına neden oldu.
Yargıtay'ın terör suçlarına bakan Yargıtay 9. Ceza Dairesi, tazminat davalarına bakan 4. Hukuk Dairesi, memur suçlarına bakan ve şike davasında onama kararı veren 5. Ceza Dairesi gibi önemli dairelerinde örgüt üyelerinin bulunması sağlandı. Önemli dairelerde görev alacak üyelerin ya tümden örgüt mensuplarından oluşması ya da bu dairelerde örgüt üyelerinin çoğunlukta kalması sağlandı.
Özellikle terör ve anayasal düzene ilişkin suçlara bakan Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nde yapılanan örgüt mensupları böylelikle "kumpas" davaları olduğu sonradan ortaya çıkan Balyoz, Askeri Casusluk, Oda TV, Devrimci Karargah gibi davalarda özel yetkili mahkemelerin mahkumiyet kararlarını onadı.
Yargıtay'da dairelerin ve üyelerinin görev alanlarının değiştirilmesi kararının alınmasının ardından 2015 yılının Ocak ayında 9. Ceza Dairesi'nin baktığı alanlar tümden 16. Ceza Dairesine devredildi. Ancak Yargıtay 9. Ceza Dairesi, görev alanını devretmesine 15 gün kala son kararını vererek, Aralık 2014'te eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı'ya verilen 5 yıllık hapis cezasını onadı.
- Önemli dosyalar Pensilvanya'ya
İtiraflara göre, örgüt elemanı Yargıtay üyeleri, yargısal yetkilerini örgüt lehine kullanmaktan çekinmedi. Kamuoyunda önemli kişiler, önemli iş adamları hakkında Yargıtay'a gelen dosyalar fotokopi çekilerek, hem ilgilisine hem de Pensilvanya'ya iletildi, Pensilvanya'nın talimatıyla kararlar verildi.
Eski Adalet Bakanlarından Mehmet Ali Şahin'in, 30 Aralık 2013'te açıkladığı, "Yargıtay imamı"nın önemli bir dosyayı Pensilvanya'ya gönderdiği şeklindeki açıklamalarındaki "Yargıtay imamı"nın kim olduğu da itiraflarla ortaya çıktı.
Şahin, önemli bir holdingin başındaki kişi hakkındaki mahkumiyet kararının Yargıtay'a geldiğini, Yargıtay'da "Cemaatin imamı" diye nitelendirilen kişinin dosyayla ilgili ne karar verilmesi gerektiği konusunu dosya örneğiyle Pensilvanya'ya gönderdiğini açıklamıştı.
İtiraflara göre, önemli dosyaların örneklerini bizzat Pensilvanya'ya götüren kişi Yargıtay 11. Ceza Dairesi Üyesi İlyas Şahin.
Darbe girişiminin ardından hakkında tutuklama kararı çıkarılan ancak bulunamayan İlyas Şahin halen firari.
Yargıtay Tetkik Hakimliği görevinde iken Adalet Akademisi'nde görevlendirilen İlyas Şahin, Yargıtay Birinci Başkanlığı'nın boşalan 16 kadrosu için 2012'de HSYK tarafından yapılan seçimle Yargıtay üyeliğine getirilmişti.
- İtirafçılar kim?
Yargıtay üyesi iken HSYK üyeliğine seçilen Mustafa Kemal Özçelik, HSYK'nın kritik dairelerinden 2. Daire'de görev yaptı.
Özçelik, eski Savcılar Zekeriya Öz, Celal Kara, Muammer Akkaş, Mehmet Yüzgeç ile hakimler Süleyman Karaçöl, Mustafa Başer, Metin Özçelik gibi "paralel yapı" mensuplarının meslekten ihraç edilmesi kararlarının hepsine muhalif kalmıştı.
Yine Yargıtay üyesi iken HSYK üyeliğine seçilen Kerim Tosun, tutuklandığı tarihe kadar HSYK 3. Daire'de görev yapıyordu.
Tosun ve Özçelik, 2014 seçimiyle yeniden şekillenen HSYK'nın, kamuoyunda kumpas davaları olarak bilinen davalara bakan özel yetkili savcı ve hakimlerle ilgili "paralel yapı soruşturması" kapsamında yürüttüğü işlemlerde muhalif oylarıyla gündeme gelmişlerdi.
- HSYK üyelerinin oyları imamın talimatıyla
Bu iki üye muhalefet kararlarını, Yargıtay 4. Ceza Dairesi Üyesi Nazmi Dere'nin talimatıyla verdiklerini itiraf etti. Tosun ve Özçelik, "HSYK imamı" olarak belirtilen Dere ile önemli dosyalarla ilgili toplantı yaptıklarını ve Dere'nin talimatı doğrultusunda oy verdiklerini anlattı.
İstanbul hakim adayı olarak mesleğe başlayan ve Yargıtay Cumhuriyet Savcısı olarak görev yapan Dere, 2011'de HSYK tarafından Yargıtay Üyeliğine seçilmişti.
Darbe girişiminin ardından hakkında gözaltı kararı çıkarılan Dere de "Yargıtay imamı" olarak bilinen İlyas Şahin gibi halen firari.
İtirafçılardan Ahmet Hamsici ise mesleğe başlamasının ardından Adalet Bakanlığında tetkik hakim olarak görev aldı. Adalet Bakanlığı Personel Genel Müdür Yardımcılığı, 2004-2008 yıllarında Müsteşar Yardımcılığı görevinde bulunan Hamsici, 19 Eylül 2008'de dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından Danıştay Üyeliğine seçildi. Danıştay Üyesi iken 10 Şubat 2009'da Türkiye Adalet Akademisi Başkanı olarak görevlendirildi.
Anayasa değişikliğine ilişkin referandumun ardından 25 Ekim 2010'da yeniden şekillenen HSYK'ya üye yapılan Hamsici, eski Adalet Bakanı Sadullah Ergin'in HSYK'ya başkanlık ettiği dönemde, 21 Aralık 2010'da HSYK Başkanvekilliğine ve 3. Daire Başkanlığına seçildi.
- Emniyet-yargı ortaklığı
FETÖ/PDY'nin emniyet-yargı ortaklığıyla iş dünyasını ve gazetecileri dinlediği de ortaya çıkmıştı.
"Terör örgütü üyeliği, organize suç örgütü üyeliği" gibi suçlamalarla ve uydurma isimlerle dinlenen ünlüler arasında iş dünyasının önde gelen isimleri yer alırken, ünlü gazeteciler ve bürokratların da uydurma suçlamalarla defalarca mahkeme kararı aldırılarak dinlendiği tespit edilmişti.
Üçer aylık kararlarla yapılan dinlemelerin, örgütün emniyetteki kilit isimleri arasında yer alan dönemin İstanbul Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer'in talebi üzerine gerçekleştiği belirlenmişti.
FETÖ'ye "himmet" parası ödemek istemeyen şirketlere de mali polis aracılığıyla operasyonlar yapılmış, savcılar aracılığı ile iddianameler hazırlanmış ve bu yolla pek çok şirketin FETÖ'cülerin eline geçmesi sağlanmıştı.
FETÖ mağduru olup örgütün devletteki yapılanması nedeniyle sesini duyuramayan pek çok iş adamı, 15 Temmuz sonrasında yaşadıklarını anlatarak şikayetçi olmuştu.
AA