GÜNDEM KONYA

Salih Yılmaz

Türkiye’nin bu aralar en önemli gündemi KONYA oldu. Çünkü Başbakanın memleketinin Konya olması doğal olarak Konya’ya olan ilgi ve alakayı da artırdı. Devlet erkânından birçok kişi şehrimizi daha çok ziyaret ederek var olan yatırımları kontrol etmeye başladılar.

Peki, bu durum bir tesadüf müdür dersiniz?

Elbette tesadüf değil. Çünkü Başbakan DAVUTOĞLU, memleketi olan Konya’nın var olan sorunlarıyla yakından ilgileniyor. Devlet erkânı da bunu bildiği için her işle ilgileniyorlar. Bu bir kader-kısmettir diyoruz. Konya daha çok proje geliştirerek yatırım alanlarını genişletmelidir. Bu projelerin ekonomik alanda olması önceliği alması gerekiyorsa da tarımsal kalkınma, yol, su, sosyal projeler ve eğitim alanında daha uygulanabilir projeler üretilmelidir.

AKADEMİK ZAM VE TAŞERON İŞÇİ SORUNLARINA KONYA’DAN MESAJ GİTTİ

 Geçen hafta bir düğün dolayısıyla hızlı tren ile Konya’ya gelirken ÇSG Bakanı Faruk Çelik beyefendinin de aynı trende olduğunu gördüm. Kendisiyle kısa sohbette Konya’ya sadece gezmek için geldiğini öğrendim. Yanında Türk_iş Başkanı da vardı. Trenden inişte Konya Milletvekili Hüseyin Üzülmez karşıladı. Daha sonra misafirhaneye geçti. Bizler de değerli dostlarımızla Akyokuş’ta buluştuk. Bu buluşmaya daha sonra Konya milletvekili Prof. Dr. Cem ZORLU ve Bakanımız Faruk ÇELİK de katıldı. Konya’nın değerli gazetecilerinden M. Ali KÖSEOĞLU da katıldı. Sohbette başta Konya olmak üzere birçok konuya dair değerlendirmelerde bulunuldu. Fakat en önemlileri Akademik Zam ve Taşeron işçilere dairdi. Mesajların gazetede haber olacağı uyarılsa birlikte dobra dobra açıklamalarda bulundu. Öncelikle Akademisyenlere 1000 TL ek zam yapılması ve daha sonrada asıl zam konusunun görüşülmesine dair teklif sunduklarını belirtti. Taşeron işçiler konusunda da alınacak işçilerin hangi alanlarda çalıştırılacağına dair önceden duyuruya çıkılacağını ve belirtilen alanlar dışında çalıştırılamayacaklarına dair bilgiler verdi. Ayrıca sınavla bu işçilerin işe alınacağını da belirtti. Bu bilgiler bir anda ulusal basında da haber olarak ülke gündemine yerleşti.

Hemen 2 gün sonra da Başbakanımız Davutoğlu açıklamalarda bulundu. Başbakan Davutoğlu, TRT’de katıldığı özel yayında, yükseköğretimi ve akademisyenleri ilgilendiren önemli mesajlar verdi. Davutoğlu, “1 Ekim’de atacağımız ilk adımlardan biri üniversite öğretim üyelerimizin hayat şartlarını, özlük haklarını düzeltecek tedbir almak” dedi. Başbakan Davutoğlu, yükseköğretimin sorunlarını öğretim üyesi, içeriden biri olarak iyi bildiğini belirterek, ”Yükseköğretim yapılanmasını ilk mesele olarak ele alacağım, bu konularda devrimsel mahiyette çalışmalar yapılacak” diye konuştu.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, TRT Haber’de katıldığı bir programda, “İnsan kaynağının yeniden inşası için eğitim yapımızı güçlendirmeliyiz. 177 üniversitemiz var. Her yerde üniversitemiz var. Sınıflarımız arttı. Bugün Milli Eğitim Bakanı’yla da ele aldık. Nicelikle artışı niteliksel bir devrime dönüştürmeliyiz. Öğretmen ve öğretim üyesinin niteliğini arttıracağız. Ben maaş ve özlük haklarını gördüğümde çok geride olduğumuzu gördüm. Araştırma görevliliği öylesine cazip olmalı ki, en iyi beyinler üniversiteye gitsin. Ama göreceli olarak maaşlar o düzeyden olmaz. Babacan’la da konuştum. 1 Ekim’de ilk atacağımız adımlardan birisi özlük hakları ve hayat şartlarını düzeltmek olacaktır” dedi.

EĞİTİMDE YANLIŞ VAR

Bilindiği gibi MEB, 2014-2015 eğitim öğretim yılında okul öncesi ve ilkokullarda 50'şer bin, ortaokul ve liselerde 75'er bin olmak üzere toplam 250 bin öğrencinin eğitim öğretim desteğinden yararlanması için yönetmelik çıkardı.  Okul öncesi kurumlarına gidecek öğrencilere 2 bin 500, özel ilkokullara gidecek öğrencilere 3 bin, özel ortaokul ve liselere gideceklere yıllık 3 bin 500, temel liselere ise 3 bin lira eğitim öğretim desteği verilecek. 

Eğitim öğretim desteği için 180 bin 637 öğrenci ve 4 bin 361 kurum başvurdu. Eğitim ve öğretim desteği almaya hak kazanan özel okulların ve öğrencilerin isimleri Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü'nün internet sayfasında duyuruldu. Buraya kadar her şey normal.

Fakat MEB, özel okullarda okuyan öğrencilere başvuru hakkı vermediği için bazı velilerimiz çocuğunu 1-2 haftalığına devlet okuluna kaydettirerek başvuruda bulundu. Aslında buna biz zorunlu hile de diyebiliriz. Böylece onlara da destek alma imkânı doğdu. Şimdi şunu sorgulamak lazım. Bu yolu etik bulmayıp da öğrencisini 1-2 haftalığına devlet okuluna yazdırmayıp dürüstlük yapan diğer özel okul velilerin hakkını kim ödeyecek? Burada hem kul hakkı hem de adalet konusunda sorun var. MEB teşkilatını bu konuda uyardık. Umarım bu duruma herkesin kabul edebileceği bir çözüm bulunur.

KONGRELER YAPILACAK

A Takımı ile ilk toplantısını yapan Başbakan Ahmet Davutoğlu, olağan kongre süreci için de talimatlarını verdi. Başbakan Davutoğlu'nun, Haziran 2015'te yapılacak genel seçim sebebiyle en geç şubat ayında il kongrelerinin tamamlanmasını istediği öğrenildi. Büyük Kongre'nin ise bir yıl sonra yapılması kararlaştırıldı.

Talimatlara göre; belde, ilçe ve il kongrelerinde seçilecek kişiler, ilk genel seçimlerde aday olamayacak. 15 Eylül'den itibaren delege listelerinin ilanıyla başlayacak süreçte, belde kongrelerinin 1-16 Kasım aralığında yapılması planlanıyor. 1 Kasım-31 Aralık arasında, beldesi olmayan ilçe kongreleri gerçekleşecek. 22 Kasım Cumartesi'den itibaren il kongreleri de başlatılacak. İl kongrelerinin de 22 Şubat 2015 Pazar gününe kadar tamamlanması planlandı.

Yapılacak kongrelerde 2015’te adaylık düşünenlerin mümkün olduğunda yer almaması düşünülüyor.

KONYA SİYASETİNE DAİR ANKARA’DA NELER KONUŞULUYOR?

 Ankara’da en büyük beklenti Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Tahir AKYÜREK’in milletvekilliğidir. Bu konuda her ne kadar kendisinde bir istek veya beklenti olmasa da belediyecilik konusunda sahip olduğu birikim, Ankara’daki bazı çevrelerin beklentisine neden oluyor. Ankara’da konuşulan senaryolardan birisi; Kayseri ve Konya Büyükşehir Belediye Başkanlarından birisinin milletvekili yapılarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığının başına getirmektir. Bu konuda büyük bir talep olduğu kesindir. Ben şahsen ikisinin de genel politikaya büyük değerler katacağına inanıyorum.  

Bir diğer beklenti ise Ak parti Konya İl Başkanı Sayın Ahmet SORGUN’un milletvekili adaylığına dair. Aynı şekilde Sayın Ahmet Beyin bu konuda bir beklentisinin olduğunu düşünmüyorum. Fakat Konya gibi bir siyaset arenasında gösterdiği başarı, hoşgörülü yönetim tavrı, her kesim tarafından ulaşılabilir olması vb. kendisine duyulan sevgi ve saygıyı artırmıştır. Bu durum genel siyasette de değerlendirilmeli diye düşünüyorum. Konya’nın bu genel seçimde deneyimli ve tecrübeli siyasetçilere ihtiyacı vardır. Tabi Konya’yı da sahipsiz bırakmamak kaydıyla…

Selam ve saygılarımla…