Dikkat ederseniz baş döndürücü hızda yaşıyoruz. İletişim teknolojisinin gelişmesinin paralelinde, toplum olarak bilgiye daha hızlı ulaşabiliyoruz artık.Ülke gündemi, hemen her gün yeni yeni gelişmeleri yaşamaya devam ediyor. Şöyle geriye doğru on ayı hangimiz dönüp düşünebiliyor ki bu hengamede. 17 Aralık 2004te Avrupa Birliğinden alınan müzakere tarihinin ardından yoğun şekilde tartışmalar yaşandı. İlk aylarda Kıbrısla ilgili olarak herkes yazdı, çizdi. Daha sonra SSK hastanelerinin Sağlık Bakanlığına devri ile ilgili yasa tartışıldı. Hemen ardından SSKlı hastaların serbest eczanelerden ilaç alabilmesine yönelik olarak sistem kuruldu.Yaz aylarına doğru, Avrupa Birliği gündemi daha da fazla konuşulmaya başlandı. Nihayet 3 Ekim 2005 tarihinde çok tartışmalı toplantıların ardından, müzakere tarihi alındı. Avrupa Birliği konusu biraz gündemden düştü. Hemen ardından Asyadan gelen kuş gribi haberleri bizi oldukça etkiledi. Manyasa gelen göçmen kuşlardan bulaştığı tahmin edilen kuş gribi, bir anda sanki bütün ülkede büyük bir tehditmiş gibi medyaya yansıdı. Konuyla ilgili ilgisiz ne kadar kişi varsa televizyonlarda uzun uzun konuştu. Nedense bir hafta içerisinde gündemden düştü. Bu arada olan beyaz et üreticilerine oldu. Oldukça büyük miktarda zararlara giren piliç üreticileri, daha yeni yeni kendilerine gelebildi.Bütün bu gelişmelerle kamuoyu meşgul olurken, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörünün mahkeme tarafından tutuklanması, büyük tartışma meydana getirdi. YÖK hemen bu işe müdahil oldu. Yargıya intikal etmiş bir konuda, YÖK Başkanı ve rektörler önce Adalet Bakanına gitti. Daha sonra Vanda bir toplantı yaparak, Rektörün tutuklanmasının siyasi olduğu şeklinde yorumlar yaptılar. Türkiye bu gelişmeleri izlerken geçtiğimiz hafta, Malatya Çocuk Yuvasında meydana gelen ve vicdan sahibi her insanı derinden yaralayan görüntüler, televizyonlarda görülmeye başlandı. Tabii bu arada Sosyal Hizmetlerden sorumlu Bakan medyanın hedefine konuldu ve yurtdışından geç dönmesine ilişkin yoğun bir tartışma başladı. Devlet Bakanı Nimet Çubukçu nihayet önceki gün kameraların karşısına geçti ve konu ile ilgili gerekli müdahalenin zamanında yapıldığını söyledi. Dünden itibaren de Şanlıurfa Sabancı Kız Yurdunda meydana gelen olaylar, medyanın gündemine taşındı. Anlaşılan Devlet Bakanı Nimet Çubukçu, şu anda medyanın baş konusu haline gelmiş durumda.Peki, bizim gündemimiz neden bu kadar hızlı değişiyor acaba? Bu soruyu sorarken yukarıdaki konuların pek önemli olmadığı şeklinde yorumladığım anlaşılmasın. Elbette bunlar çok önemli gündem maddeleridir. Ancak gündemi yoğun bir şekilde işgal eden konular, bir iki gün içerisinde sıradan hale gelebiliyor, yerini yeni gündemlere bırakıyorsa ve biz çabucak bunları unutuyorsak durup biraz düşünmemiz gereklidir. Gündemdeki konuları takip etmek önemlidir, şayet gündemden düşse bile. Biz maalesef yaşadığımız olayları çabuk unuttuğumuz için, gelecekte tekrar aynı yanlışların yapılmasını önleyemiyoruz. Toplum olarak sorgulama ve hesap sorma mekanizmasını ne zaman işler hale getirebilirsek işte o zaman yaşanan olaylardan ders alabilir, bizi yanıltmaya çalışanların yanlışlarını ortaya çıkarabiliriz. Bu durum gelişmek için bu vazgeçilemez bir şarttır.