Terör örgütü PKK'nın şehir yapılanması KCK, uzun bir süredir Güneydoğu'da kendisinden olmayanı "AKP'li" ve Gülenci olarak fişliyor.
Önce fişleme sonra molotof
Fişlenen yerler daha sonra molotofkokteylli saldırıya maruz kalıyor. Cematle ya da AK Parti'ye yakın duran esnaf isimleri de açık açık teşhir ediliyor. Dersaneler, sendikakalar sivil toplum kuruluşları, marketler binlerce ev örgütün yayın organı tarafından hain ilan ediliyor.
Taraf yazarı Kurtuluş Tayiz, fişleme olayını bugünkü köşesinde ayrıntılarıyla yazdı. Kendisine kulak veriyoruz:
(...)Burada Kürtlerin ne kadar çok acı çektiğini uzun uzadıya anlatmayacağım. Amacım, Kürtler adına siyaset yapanların güçlendikçe, nasıl kendilerine zulmedenlere benzemeye başladıklarına dikkat çekmek; zamanla kendilerinden olmayanları, yine kendilerinin maruz kaldığı şiddet yöntemleriyle nasıl baskı altına almaya, sindirmeye, yok etmeye çalıştıklarına işaret etmek...
DTP'yi buna dahil etmek isabetli olmayabilir; ama KCK'nın, bir süredir Doğu ve Güneydoğu'da kendisinden olmayanları "Gülen Cemaati üyesi" ve "AKP'li" olarak fişlediği anlaşılıyor.
Örgütün yayın organı Fırat Haber Ajansı'nda son üç aydır teşhir edilen listelerde binlerce ev, alışveriş merkezi, dershane, okul, yurt, sivil toplum örgütü, sendika, dernek, gazete ve dergi aboneleri isim ve açık adresleriyle birlikte yayımlanarak hedef gösteriliyor.
5 şubat tarihli "Gülen cemaati Ağrı'da ne yapmak istiyor" başlıklı haberde Gülen Cemaati'nin Doğubeyazıt'ta 50 evinin olduğu, Zaman gazetesine üye 300 abonesinin bulunduğu, Doğubeyazıt Lisesi, Anadolu Lisesi ve Kurtuluş İlköğretim Okulu'nda çok sayıda cemaate yakın öğretmenin bulunduğu, ilçede iki market ve bir taşıma şirketi açıldığı (açık adları verilerek) yer alıyor.
Haberde cemaatin Ağrı'daki faaliyetlerini C. K'nın [kısaltma bana ait -KT] finanse ettiği iddia ediliyor. 18 kasım tarihli "Gülen cemaati Hakkâri'de harekete geçti" başlıklı haberde neredeyse ildeki bütün özel eğitim kurumlarının Gülen Cemaati'nin emrinde, Kürtlere karşı kullanıldığı iddia ediliyor.
Bunlardan bazıları şöyle sıralanmış: "Hatice Avcı Koleji, Fem Dershanesi, Sümbül Etüt Merkezi, Ana Fem Dershanesi, Eğitimciler Dershanesi, Eğitimciler Derneği, Memur-Sen, Özgür Yaşam Derneği ve Anadolu Gençlik Derneği..." Daha vahimi dördü kadın dokuz öğretmenin tek tek çalıştıkları okulları ve adları sıralanarak, "cemaat yöneticileri" olarak hedef gösterilmeleri.
13 aralık tarihli bir başka fişleme haberinde de Van'da cemaate ait 1600 evin bulunduğu belirtiliyor. Bu evlerin "Kürt çocuklarını Türkleştirmek" için kurulduğu iddia ediliyor. Cemaatin sendikalarda 1500 üyesi olduğunun altı çizilerek onlarca dershane, sağlık kuruluşu ve dernek 'Kürt karşıtı' faaliyet içinde oldukları ileri sürülerek açık adresleriyle birlikte sıralanıyor. Bitlis ve Tatvan'da da cemaate ait 100 ev ve çok sayıda eğitim kurumunun bulunduğu, bazı esnafların ise cemaat adına ticaret yaptıkları, açık adlarıyla birlikte teşhir ediliyor.
Bu fişlemelerin nasıl sonuç verdiği ise 5 aralık tarihli başka bir haberden anlaşılıyor: "Bir grup genç Diyarbakır'da Sur Dershanesi'ne molotofkokteyli attı. Aynı grup Ziraat Bankası'na da molotofkokteyli atarak AKP'lilere ait iki aracı ateşe verdi." 11 kasımdaki bir başka haberde de Samanyolu Televizyonu'nun Hakkâri'de çekimleri süren bir programına gençlerin tepki göstererek nasıl izin vermediği anlatılıyor Taraf