Konya Aydınlar Ocağı’nın Selçuklu Salı Sohbetleri’nde, doğumunun 70. yılında emekli Karaman Müftüsü, eski Konya Müftü Vekili ve Yardımcısı Mehmet Emin Parlaktürk hayatını ve hatıralarını anlattı.
Kitap kurdu Mustafa Sinan Ümit, Mehmet Emin Parlaktürk hocanın biyografisi hakkında şu bilgileri verdi: “Muhterem hocamız 25 Mart 1951 yılında Konya’da doğdu. Yüksek İslâm Enstitüsü’nü 1976’da bitirdikten sonra Sinop Türkeli İlçesine müftü oldu. Sırasıyla Afyon Çay, İzmir Kınık ve Konya Ereğli ilçelerinde Müftülük yaptı. Kısa süreli Hollanda, Almanya ve Avustralya’da, uzun süreli de Avustralya Melboum’da din görevlisi olarak çalıştı. Yurtdışı dönüşü Konya Merkez Vaizliğine, ardından da Konya Müftü Yardımcılığına atandı. 2001 yılında Karaman Müftülüğünden emekli oldu. Öğrencilik yıllarında gazete muhabirliği ve fahri imamlık yapan Parlaktürk Hocaefendi, babasından Arapça ve Fıkıh, Ağazade Osman Efendi’den de Kur’an-ı Kerim tâlim etti. Neyzen Arif Biçer’den de özel mûsıkî dersi aldı. Muhterem hocamız görev yaptığı sürece pek çok sosyal ve kültürel faaliyetin içinde yer aldı. STK’larda kurucu başkan ve yönetim kurulu üyesi oldu. Henüz yayınlanmamış dört kitabı, çeşitli dergi ve gazeteler ile sosyal medya platformlarında 1968’den bu tarafa yüzlerce makalesi bulunmaktadır. Hâlen Özel Başak Koleji’nde Din Eğitimi ve Değerler Eğitimi Koordinatörü olarak görev yapmaktadır. Evli ve üç çocuk babasıdır.”
YAŞLANMAK; DOĞA’NIN DEĞİL, ALLAH’IN YASASIDIR
70 yıllık tecrübelerini hayatından, hatıralarından ve dinî hizmetlerinden misaller vererek dile getiren eğitimci ve emekli Müftü M. Emin Parlaktürk, Aydınlar Ocağı başkanı Dr. Mustafa Güçlü’ye teşekkür ettikten sonra “Vefa göstermek güzel bir haslettir. Bu bir vefadır. Vefakârlık son zamanlarda unutulan bir özelliğimiz oldu. Bu vefa duygusuyla ayrıca müteşekkirim” dedi.
Rum suresinin 54.ayetini mealen “Sizi önce zayıf yaratıp, ardından size güç veren, sonra da bu gücün ardından sizi zayıf ve yaşlı kılan Allah'tır. O, dilediği şeyi yaratır. Ve O, her şeyi bilen, her şeye gücü yetendir.” şeklinde hatırlatan Parlaktürk hoca, “İnsan, hissettiği yaştadır. Yaşlanmaz, yaş alır. Yaşlanmak da Allah’ın bir lütfudur. Yaşlanmak; doğanın değil, Allah’ın yasasıdır. Peygamber Efendimiz de “İnsanların hayırlısı, ömrü uzun ve ameli güzel olandır” buyuruyor” diye konuştu.
OKU MECMUASI MÜSLÜMANLARIN SESİYDİ
Görüntüler eşliğinde babasından, ailesinden, hocalarından, eğitim ve müftülük görevlerini deruhte ederken daha çok Konya dışında yaşadığı ve karşılaştığı ibretlik, derslik olayları da aktaran Parlaktürk, “İlk hocalarım babam Mehmet Hoca, amcam Vaiz Mustafa Efendi, Abdurrahman Öksüz Hoca ve Ağazade Osman Koçbeker’dir. Babam bana sofrada bile ders yaptırırdı. Bizi sürekli takip ederdi. Merkez İmam Hatip Lisesi’ne yamalı, gözeli elbiseler ve lastik ayakkabılarla Aydoğdu’dan yürüyerek giderdim. Edebiyat hocam Celal Tarakçı’nın teşvikiyle ilk makalem Anadolu Hamle gazetesinde 17 Mayıs 1968’de yayınlandı. Oku mecmuasının basımında, yazımında, idaresinde çalıştım. Yurtdışına postayla gönderirdik. Baskı sayısı 12-13 bin civarındaydı. O zaman Müslümanların sesiydi. Televizyon ve radyo programları da yaptım.” dedi. Doğanhisarspor’da lisanslı olarak futbol oynadığını, okullar ve semtler arası futbol müsabakalarına da katıldığını belirten Parlaktürk, “Eski mebus ve Konya Müftüsü Yalvaç’lı Ömer Vehbi Efendi’nin talebesi ve damadı olan İbrahim Efendinin torunu Müşerref Hanımla 1977’de evlendim. Millet balayına gider, ben üç gün sonra Hollanda’ya gittim. Hollanda’ya Hoorn ve Alkmaar’a ‘Ramazan Görevlisi’ olarak gittim.” diyerek başından geçen şu hadiseyi anlattı:
İşçi Hakları, Toplu Cuma Namazı ve Laik Devlet
“Tercüman Gazetesi’nin düzenlediği “Türk İşçilerinin Sorunları ve Çözüm Yolları” konulu Amsterdam Toplantısı’na katıldım. Benden de bir rapor istediler. Hoşlarına giden raporu verdim ve onlar Çalışma Bakanlığına göndermişler. Türk işçileriyle anlaşma yapılırken hiçbir madde doğru dürüst konmamış. Yabancıları ben inceledim. Baktım adamlar kilisesini ve din adamını düşünmüş. Sosyal haklarını düşünmüş. İbadetini düşünmüş. Bizde hiçbirisi yok. Saldım çayıra, Mevla’m kayıra.. Hak ve hukukları yok. Bunları dile getirdik, sonra getirenler de olmuştur. Yeni yeni haklara kavuştular.
Avustralya Melbourne’de Ford fabrikası var. Oradaki işçiler toplu olarak Cuma namazına gelemiyorlar. Bazıları özel izin alarak geliyorlar. Ben, Türk-İslam Cemiyeti olarak başvuralım. Belki netice alırız dedim. Başvurduk. Oradan cevap geldi. Fabrika müdürlüğünden gelen cevapta diyorlar ki, “Türkiye Cumhuriyeti işçileri için hangi usulü uyguluyorlarsa, bizde onu uygulayabiliriz.” Bunu konsolosluğa gönderiyorlar. Konsolosluktan dışişleri kanalıyla yazı Ankara’ya geliyor. Ankara’dan gelen cevap: “Türkiye Cumhuriyeti laik bir devlettir. Böyle uygulamamız kesinlikle söz konusu değildir.” Adamlar, gelen yazıya bakıyorlar ve kendi ülkenizde bu yok ki bizden ne istiyorsunuz diyorlar. Demek ki sahiplenme durumunda olanlar sahiplenmediği için biz bu hallere gelmişiz.”
KONYA AYDINLAR OCAĞI’NDAN PARLAKTÜRK’E TEŞEKKÜR
Konya İl Halk Kütüphanesi’nde gerçekleştirilen sohbetin ardından Mehmet Emin Parlaktürk hoca, kanun eşliğinde iki ilahî okudu. Konya Aydınlar Ocağı Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Mustafa Güçlü, eğitimci ve vaiz Mehmet Emin Parlaktürk’e üzerinde “Mehmet Emin Parlaktürk 70” yazısının bulunduğu yeşil-beyaz renkli kollu fanilayı giydirdikten sonra “Büyük Selçuklu Mirası-Mimari” adlı ciltli kitabı hediye etti. Daha sonra “Doğumunun 70. hizmetlerinin 50.yılında Konya’nın kültür hâdimlerinden Mehmet Emin Parlaktürk hocamıza teşekkür eder, sıhhat, afiyet ve hayırlı ömürler dileriz.” yazılı teşekkür plaketini takdim etti. Katılımcılara, 70.yıl anısı olarak M.Emin Parlaktürk adına “İnsanların hayırlısı, ömrü uzun ve ameli güzel olandır” hadisi yazılı Torku marka kremalı kek dağıtıldı. Parlaktürk, iki saat süren konuşmasını “Yüce Allah, hepimize sağlıklı, bereketli, huzurlu, güzel amelli uzun ömürler versin” diyerek tamamladı.