TYB Konya Şubesi’nin iki güzel programı vardı bayram öncesinde.
Birisi; on yıl önce aramızdan ayrılan ve rahmeti Rahman’a kavuşan güzel insanlardan Dr. Ali Kemal Belviranlı’yı eserleriyle anma programı, diğeri ise Suriye’de Savaşa Direnen Kültür Varlıkları idi.
Hem beden hem de gönül doktoru olan Konya’mızın manevî mimarlarından Ali Kemal Belviranlı’yı kendi yeğeni, Konya Türk Tasavvuf Müziği Topluluğu Müdürü Ömer Faruk Belviranlı besteleriyle ve hâtıralarıyla yâd etti.
Programda beni en çok etkileyen rahmetlinin 1952 yılında yazmış olduğu ve “İslâm’ın Nûru” adlı mecmuada yayınlanan “Müslüman Ye’se Kapılmaz” başlıklı yazısının okunması oldu. Zor zamanda bu satırları yazabilmek bile başlı başına bir cesaret işi. Ama o güzel insan hak bildiği yolda dimdik durmuş ve mücadelesini vermiştir. Bugünlerin kısmî de olsa özgürlüğünde o güzel insanların payları büyüktür.
İşte bugün bile anlamını ve değerini yitirmeyen; beni ziyadesiyle duygulandıran ve gözlerimi buğulandıran o satırlardan aklımda kalanları paylaşmaya çalışacağım:
“Gün olur yeryüzünde bütün işlerin fenaya doğru gittiğini, hayır duygusunun cemiyetlere veda ettiğini, meşru fiillerin, beğenilmiş işlerin terk edildiğini, doğru yolun kapatıldığını, sapıklığın teşvik gördüğünü, revaç bulduğunu, adaletin gizli, ilmin terk edilmiş, cehaletin istenen bir meta haline geldiğini, dostluğun zayıf, düşmanlığın kavi olduğunu görürsün… Sen Allah’cc)’a bağlan, sakın ye’se, ümitsizliğe kapılma!
Gün olur, belki bu imkân âleminde insanların zan altında incitilmiş, hasta edilmiş ve inim inim inletilmiş olduklarını; şerlilerin ise bilakis zevkleriyle meşgul, memnun ve itibar gördüklerini; hile ve istibdadın uyanık, vefa ve hürriyetin uykuda, yalanın te’sirli bir güç, rüşvetin yoldan saptırıcı, doğruluğun terk edilmiş, esnafın reddedilmiş olduğunu görürsün… Sen Kur’ân’a sarıl, sakın ye’se kapılma!
Gün olur, belki de bu fâni âlemde Hakk’ın hezimete uğramış, Bâtıl’ın zafer kazanmış, hırsın galip, kanaatin mağlup, âlimin nasipsiz, edibin müptezel, hak sahibi ve mazlumların zelil, haksız ve zâlimlerin aziz olduğunu görürsün… Sen, Peygamber(sav)’e tâbi ol, sakın ye’se kapılma!
Gün olur, belki bu ihtimaller diyarında akıllıların deli sayıldığını, türlü işkencelere tâbi tutulduklarını; gün olur binlerce sehpanın zulmü te’yid ettiğini, gün olur takvanın idama mahkûm edilmiş; putların ma’but, kalplerin imansız, dillerin Kur’ân’sız olduğunu görürsün… Sen imanlı ol, sakın ye’se kapılma!
Gün olur, o kıpkızıl ve korkunç diyarda nasipsiz ve nesepsizlerin, zalim ve hain kindarların, ahmak ve fasık riyakârların, işte ve fikirde bunlarla birlikte olan facir günahkâr hissedarların, nâmütenahi hazineleri bir anda inkâr ve iptal eyleyen câni günahkârların, Bâtıl’ın savunucusu yaygaracı dellâlların, insanlığı barış ve sükûndan, hak ve hürriyetten mahrum etmek için milyonlarca cana ve mala kıydıklarını ve mâlum olan bu hallerinin yükselmekte olduğunu duyarsın… Sen, Peygamber(sav)’i örnek bil, sakın ye’se kapılma!
Gün olur, gene bazı maddeci diyarlarda ilim için leke olan sahte münevverlerin görgüden habersiz, kozmopolit cahillerin, fobilere müptelâ materyalist ekollerin hâyâdan, edep, iffet ve ismetten mahrum ve putlaşmış cansızların, tâğutperest muzafferatın, dünya fikir âlemini karmakarışık ettiklerini, sîneleri ye’se, pisliklere, toplumları nifaka ve ihtilafa sürüklediklerini görürsün… Sen, Âyet ve Hadis’ten ilham al, sakın ye’se kapılma Müslüman!
Senin arşa çıkan şekvanı, cihânı titreten hıçkırıklarını, mazlum ve mükedder gönlünü, asırlardır gülmeyen yüzünü, ehadiyete yönelttiğin niyazlarını, dinin, vatanın ve milletin için çarpan mübarek kalbini, Rabb’im Müteal Hazretleri görmüyor ve duymuyor mu sanıyorsun? Allah(cc)’ımız Alîm’dir, Habir’dir, Semîğ’dir, Basîr’dir, Allah(cc) mü’minlerin yardımcısıdır. Onları zulmetten çıkarır, nûra çıkarır. Sen müsterih ol, Rabb(cc)’imiz, Allah(cc)’ımız, Müslümanları me’yus etmeyecek ve mutlaka sevindirecektir. Ve bir anda mü’minlere l^ütfiyle tecelli edecek, zâtına düşman olanları kahrıyla helak edecektir. Yeter ki sen Allah(cc)’a bağlan; gayene ulaşmana kolaylık versin… Kur’ân’a sarılmazsan eğer ye’se düşersin. Te’yid edecek el-Ebed… Elbet de sen Hakk’tır, Bâtıl yıkılıp Hak ile yeksan olacaktır…”
Evet… Hakikât, cesaret, muhabbet, samimiyet, güçlü bir iman ve sadakât yüklü satırlar… Bu ruh ve şuurla geçen bir ömür…
Rabb(cc)’im o güzel insanlara rahmetiyle muamele etsin ve bizleri de Hakk yollarından ayırmasın.
Bu güzel programın icrasında emeği geçen TYB Konya Şubesi Başkanı M. Ali Köseoğlu ve yönetim kuruluna, Büşükşehir Belediyesi’ne ve bizlere unutulmaz bir program sunarak manevî bir ziyafet çeken Ömer Faruk Belviranlı kardeşime teşekkürlerimi sunuyorum.