Nasıl yazılacağı ve söyleneceği bir türlü öğrenilemeyen hem talihsiz, hem de zengin bir kelime. Bu kelimenin Konya ağızlarında, öyle farklı modelleri var ki: büskǖ, püskǖ, büskǖt, püskǖt, büsküvüt, püsküvüt, biskevit, piskevit, büskevit, püskevit, büsküüt / püsküüt / bisküüt / pisküüt / pisküvi...
Gelelim, bu kelimenin nasıl yazılacağından ve söyleneceğinden arka planda olan bir duruma. Yukarıda da görüldüğü üzere, kelimenin -benim tespit edebildiğim kadarıyla- 15 farklı şekli var. Bu zenginlik nereden kaynaklanıyor dersiniz?
Cevabını vereceğiz, ancak bu kelimeyle ilgili açıklamayı bitirdiğimizde sizden mutlaka yapmanızı istediğimiz bir şey var: Hemen bir markete yahut bakkala gidip, bir koli ya da birkaç kilo finger veya petit beurre cinsi taze bisküvi ve yine taze olmak şartıyla birkaç kilo sade lokum alın. Şayet lokum bayat olursa, tavsiyemizi yerine getiremezsiniz, bunu unutmayın.
Nihayet sadede geldik: Konya’da, -bisküviyle ne zaman tanıştıysak o zamandan bu yana- devam eden hoş bir gelenek var. (Biliyorsunuz, lokumun mazisi bisküviye göre çok eski. Lokum varken, bisküvi yoktu. Doğrusu, o zaman bu hoş gelenek nasıl hayata geçirilmişti bilmiyorum.)
Bizde; düğün, dernek, kına, nişan, askere gidiş, askerden dönüş, hacca veya umreye gidiş, hacdan veya umreden dönüş gibi mutlu günlerde eve gelen misafirlere bisküvi ve lokum ikram edilir.
Evin gençleri; ellerinde birer tane çay tepsisi, birinin üzerinde tepeleme bisküvi, diğerinde ise yine tepeleme lokum olduğu hâlde misafirlerin bulunduğu odaya gelirler.
Misafirin yapacağı şey şudur: Bisküvi tepsisinden iki bisküvi, lokum tepsisinden de bir lokum alınır. Bisküvilerin arasına yerleştirilen lokum, iki taraftan bastırmak suretiyle yassıltılır. Ve özgürlüğün tadını çıkararak, lokum tozlarını etrafa saça saça bir güzel yenir.
Yalnız, bu güzel âdet günümüzde şehir merkezlerinde -geleneğimize sahip çıkan yürekli ailelerin dışında- unut(tur)ulmuştur. Konya’nın kasaba ve köyleriyle, bazı ilçelerinde ise uygulama bütün haşmetiyle devam etmektedir.
Maalesef, güzelim bisküvimiz ve lokumumuz; madlen çikolatalara, çakıl taşı şekerlere ve çok albenili görüntüye sahip diğer ürünlere yenik düşmüştür.
Bence, bu değişimde yeni ürünlerin cazibesinden ziyade, oldukça döküntülü olan iki bisküvi arası lokum (Konya’daki adıyla “asfalt”) ziyafetine titiz ev hanımlarının sıcak bakmayışları etkili olmuştur.
Beyler, isterseniz, yukarıdaki tavsiyemi hemen yerine getirin. Ancak, eşinizin ve kızlarınızın size nasıl tepki vereceğini ben bilemem. Âdetimizdir, topu hep taca atarız, bizde hiç kalmaz.
Evden kovulur musunuz, tepsiler başınızdan aşağı mı geçirilir, yoksa -Allah hiç nasip etmesin.- hanımefendi soluğu nöbetçi aile mahkemesinde mi alır, sorumlusu biz değiliz!..
Kim bilir, belki de tam tersi olur: Oturur, maaile döke saça yersiniz. Bu, çok uzak bir ihtimal değil. Bir not: Ben, bu uygulamayı becerdim, ama evin misafir odasındaki halıların üstünde değil, ancak mutfak masasında.
Bir hatırlatma: Adana, Osmaniye, Mersin ve Antalya’nın dağlık kesimlerinde ‘iki bisküvi arası lokum’a “püskevit” deniyormuş.
Bu arada Konyalı bir müteşebbis iki bisküvi arası lokumu bir pakete koyup, adına da “püskevit” dedi, TSE’den patentini aldı ve satmaya başladı bile.