Hava değişikliği, sıcak, nem, yaygın klima kullanımı, çöl rüzgarlarından dolayı tozlu ortam ve alerjenlerin hacı adaylarının başa çıkması gereken başlıca problemler arasında olduğunu belirten Özel Hayat Hastanesi’nden Göğüs Hastalıkları ve Tüberküloz Uzmanı Dr. Fulya Gürkan, kutsal vazifesini yerine getirmeye hazırlanan hacı adaylarına kritik tavsiyelerde bulundu. Hac ve umreye gidenler arasında solunum yolu ve akciğer enfeksiyonlarının yaygın olarak görüldüğüne dikkat çeken Dr. Gürkan, “Yapılan çalışmalarda dışarıdan hacılarda bu enfeksiyonların daha fazla olduğu saptanmıştır. Hacıların yaklaşık yüzde 97’si solunum yolu enfeksiyonu geçirmektedir. Aşırı kalabalık, tozlu ve temiz olmayan ortamlar, yetersiz sıvı ve besin alımı, yorgunluk, klimalar ve ısı değişiklikleri ve bütün bunlara bağlı olarak vücut direncinin azalması hastalıkların ortaya çıkışını kolaylaştırmaktadır. Hac sırasında görülen ve hastaneye yatışı gerektiren enfeksiyonların yüzde 40 kadarı zatürre hastalığı nedeniyle meydana geliyor. Zatürre, Suudi Arabistan’da hastane yatışlarının başlıca nedeni ve bu zatürrenin de başlıca nedeni pnömokok isimli bakteri. Akciğer hastalığı olan hacı adaylarımızın mevsimsel influenza (grip aşısı) ve pnömokok (zatüre aşısı) yaptırmalarını öneriyoruz” dedi.
Gribin halk arasında çok sık olarak soğuk algınlığı ile karıştırıldığını vurgulayan Gürkan, şunları söyledi:
"Grip, influenza adı verilen bir virüsün neden olduğu, bulaşıcı bir solunum yolu hastalığıdır. Boğaz ağrısı, burun akıntısı ve tıkanıklığı, ateş, vücut ağrıları, baş ağrısı, halsizlik, öksürük, bazen de kusma ve ishal grip enfeksiyonunda görülebilir. Soğuk algınlığı ve nezlede ise daha çok burun akıntısı ve tıkanıklığı ön plandadır. Daha hafif seyreder ve kendiliğinden geçer. Grip bazen bronşit ve zatürreye ilerleyebilir hatta ölüme yol açabilir. Gripli birinin öksürük, hapşırma ve konuşması esnasında etrafa yayılan damlacıkları yakındaki insanlara ağız ve burun yolundan girmesi veya üzerinde grip virüsü olan bir yüzeye veya eşyaya dokunup daha sonra kendi ağzına, gözlerine ya da burnuna dokunmasıyla grip bulaşabilir. Kalabalık ve havasız ortamlarda bu nedenle bulaşma daha çok olmaktadır.”
Hacı adaylarına kutsal topraklarda hastalıklardan korunma yöntemleriyle ilgili bilgi veren Dr. Gürkan, "Hasta kişiler ile yakın temastan kaçının, kalabalık ve havasız ortamlara fazla girmeyin, sabun ve su ile sık sık ellerinizi yıkayın, su ve sabun olmadığı durumlarda el dezenfektanlarını kullanın, ağız, burun ve gözlere temas etmekten kaçının, grip gibi mikroplarla kirlenmiş olma ihtimali olan yüzey ve eşyaları temizlenip dezenfekte edin” diye konuştu.
Dr. Fulya Gürkan, Suudi Arabistan’da ortaya çıkan ve öldürücü olabilen MERS-CoV virüsüne de dikkat çekti. Son 14 gün içerisinde MERS-CoV hastalığına rastlanan bir ülkeye seyahat etmiş kişiler MERS-CoV için şüpheli olarak kabul edildiğini kaydeden Dr. Gürkan, “Suudi Arabistan ziyaretinden sonraki 14 gün içerisinde ateş ile birlikte alt solunum yolu hastalığı belirtileri (öksürük, nefes darlığı) olan vatandaşlarımız bir sağlık kuruluşuna başvurmalı ve başvurduğu hekime seyahatine dair bilgi vermeli” dedi.
Hac ve umrede dikkat edilmesi gereken konulardan birinin de klimalar olduğunu belirten Dr. Gürkan, “Klimalar havadaki nemi yoğuşturarak su olarak dışarı atar. Bakımı ve temizliği yapılmayan klimalar mikropların üremesi için bir ortam hazırlar. Suda yaşayan bir takım mikroplar klimadan gelen hava ile solunum yoluna ulaşır ve özellikle bağışıklık sistemi zayıf ve kronik hastalığı olanlarda (astım, kronik bronşit, KOAH, romatizma, şeker ve kalp hastalığı, karaciğer ve böbrek hastalığı gibi) zatürreye neden olabilir. Legionella zatürresi bazen çok ağır seyreder ve ölümlere neden olabilir. Düzenli bakımı yapılan klimalar ise sıcak yaz günlerinde ortamın nemini alarak ayarlanan ideal ısıda (23 derece) ortamı soğutur ve nefes darlığının daha az hissedilmesini sağlar” şeklinde konuştu.
Sağlıklı bir yaşam için solunan havadaki ideal nem oranının yüzde 30-60 arasında olduğunu dile getiren Dr. Gürkan, “Yüksek nemli ortamlar daha sıcak hissedilir ve nefes darlığı hissinin artmasına neden olur. Astım ve KOAH’lı hastalar bu nedenle nefes darlığında artış hissedebilir. Artan nem oranı; aşırı terleme, sıvı kaybı, tansiyon yükselmesi ve göğüste sıkışma hissinin artmasına neden olur. Aşırı sıcak havalarda, astım ve KOAH’lı hastalar özellikle saat 12.00 ve 17.00 arasında mümkün olduğunca dışarıda bulunmamalı, bol su içmeli ve aşırı nemli ortamlardan kaçınmalıdır. Aşırı efor harcamamalıdır. Bol sebze ve meyveli, proteinden zengin beslenmelidir” diye konuştu.
Astımlı hastaların da tüm bu nedenlere ilave olarak alerjenlerinde tehlikeli sonuçlar ortaya çıkarabileceği yönünde uyarılarda bulunan Dr. Gürkan, sözlerini şöyle tamamladı:
"Hava sıcaklığında artış polen döneminin daha uzun sürmesi ile sonuçlanabilir. Aynı zamanda sıcak hava ile birlikte artan nem oranları iç ortamlarda küf mantarlarının ve ev tozu akarlarının üremesini kolaylaştırmakta ve alerjen maruziyet artışına yol açmaktadır. Ev tozu akarı alerjisi bulunan astımlı hastalarımız giderken yanlarında antialerjik yatak ve yastık kılıflarını götürmelerini, halı kaplı otellerde kalmamalarını öneriyoruz. Astım ve KOAH’lı hastalarımızın sürekli kullandıkları ilaçlarını ve sağlık raporlarını mutlaka yanlarına almaları gerekmektedir. Hac farizası için kutsal topraklara gidecek tüm hacı adaylarımıza şimdiden hayırlı yolculuklar diliyor ve tebrik ediyoruz."