Hayat Düsturumuz Kur’ân, geçmişte yaşamış kahramanları bizlere birer ayet, ibret ve güzel bir örnek olsun diye anlatır. Yoksa onları bir hikâye, bir menkıbe olarak okuyalım diye değil. Yine onları ulaşılmaz ve yaşadıklarını, yaşanılmaz şeyler olarak anlatmaz. Zaten Peygamberler, sırf bunun için insanlardan seçilmiştir ki insanlar, biz onlar gibi olamayız diye mazeret üretmesinler. Nitekim şayet peygamberler meleklerden seçilip gönderilseydi, insanlar, bu melekle biz nasıl anlaşalım, biz nasıl onlar gibi olalım, zira onlarda nefis yok, onlar bizim gibi değil, biz onlar gibi yapamayız diye mazeret üreteceklerdi. Bu konuda ayetler şöyledir:
Biz bu Kur’ân'ı vahyederek, sana en güzel kıssaları anlatıyoruz. (12/3) And olsun ki, Yusuf ve kardeşlerinin olayında, soranlara nice ibretler vardır. (12/7)
İbrahim ve onunla beraber olanlarda, sizin için uyulacak güzel bir örnek vardır. (60/4) And olsun ki, sizlerden, Allah'ı ve ahiret gününü uman kimse için, bunlarda güzel örnekler vardır. (60/6)
Meryemoğlu İsa, ancak kendisine nimet verdiğimiz ve İsrailoğullarına örnek kıldığımız bir kuldur. (43/59)
Ey inananlar! And olsun ki, sizin için, Allah'a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah'ı çok anan kimseler için Rasulullah en güzel örnektir. (33/21)
Allah demenin yasak olduğu bir dönemde, hücreleriyle Allah diye haykıran, O’nun kutlu dininin güzelliklerini etrafına söz ve davranışlarıyla saçan bir dava adamı. Ümidin bittiği yerde ümit olan, İstikbal yakındır ve İstikbal İslam’ındır düsturuyla durup dinlenmeden koşturan Hacıveyiszâde Hocamız da bu örneklerimizden biridir. Onu vefat yıldönümünde rahmetle anarken onu bir örnek şahsiyet olarak hatırlıyoruz. O, kaht-ı rical döneminde yani adam kıtlığının yaşandığı zor zamanda yaşamış bir mücadele adamıdır.
Onu hayır ve rahmetle anarken şunları düşünüyoruz: Şayet Hocamız, çilelerle attığı ve ne zorluklarla yapımı gerçekleştirilen İmam Hatip Liselerinin bugün yüzden fazla binada Konya’da hizmet ettiğini görseydi! İhlâsla temelini attığı Okulun meyveye durduğunu, bunca dekan, bakan, profesör, müftü, vaiz, hoca yetiştirdiğini görseydi! Diktiği fidanların kurumadan, gelişip serpildiğini görseydi! Evet, bütün bunları görseydi, şükür secdesine kapanır ve göz yaşlarıyla ıslattığı seccadesinden hiç başını kaldırmazdı.
Hocamızı anarken her yıl onun bir yönünün ayrıntılı bir biçimde anlatılacağı konferans serileri tavsiye ediyoruz. Sözgelimi bir yıl onun, aile hayatı ve örnekliği, bir yıl vaazları, bir sonraki yıl onun her kesimden insanla yaşadığı sosyal hayatı, bir başka yıl zühd hayatı-dua ve zikirleri, bir başka yıl davet yolunda çektiği çilesi ve mihnesi gibi konular müstakil olarak işlenmeli. Bu şekilde onun örnekliği daha etkili ve daha net bir şekilde insanımıza sunulur diye düşünüyoruz.
Hocamızı rahmetle anıyoruz.