Hak-İş Genel Başkanı Arslan:

"Her gün askerlerimizin, polislerimizin, korucularımızın, sivil vatandaşlarımızın şehadeti ile uyanıyoruz ve üzülüyoruz. Bütün bunlar aslında bu düşmeyen son kaleyi düşürmek için başka ihanet odaklarının ihanetlerinin bir parçasıdır."

 Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, Türkiye'deki terör saldırılarına tepki göstererek, "Her gün askerlerimizin, polislerimizin, korucularımızın, sivil vatandaşlarımızın şehadeti ile uyanıyoruz ve üzülüyoruz. Bütün bunlar aslında bu düşmeyen son kaleyi düşürmek için başka ihanet odaklarının ihanetlerinin bir parçasıdır." dedi.

Arslan, konfederasyona bağlı Hizmet-İş Sendikası Erzurum Şubesinin 6. Olağan Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, Hak-İş'in güçlenmesinin aslında Türkiye'nin güçlenmesi anlamına geldiğini söyledi.

Hak-İş'in güçlenmesinin ülke içindeki barışın güçlenmesi anlamına da geldiğini anlatan Arslan, "Hak-İş'in güçlenmesi, aslında bölgede Türkiye'nin etkinliğinin, saygınlığının ve gücünün daha da artması demektir. O yüzden kendimizi bu ülkenin bir parçası, önemli bir sivil toplum örgütü olmanın ötesinde, bu ülkenin gücüne güç katan bir yerde görüyoruz. O yüzden Hak-İş'i güçlendirmek, sendikalarımızı güçlendirmek, sadece o sendikaların toplu sözleşme yapması, sayısal gücünün artması değil, Türkiye Cumhuriyeti devletinin daha da güçlenmesini sağlayacaktır." diye konuştu.

Arslan, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine de değinerek, "Türkiye 15 Temmuz'da bir darbeyle değil, işgal girişimiyle karşı karşıya kaldı" dedi.

Darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz'un, Türkiye'nin karanlık bir gecesi olduğunu anlatan Arslan, şöyle devam etti:

"Milletimiz, devletimiz, ülkemiz, hükumetimiz topyekun bu ülke işgal girişimiyle karşı karşıya kalmıştır. Biz bunu bir darbe girişimi değil, Türkiye'nin ABD ve NATO'nun öncülüğünde bir işgal girişimi olarak görüyoruz. 15 Temmuz'dan sonra yaşadıklarımız, bu güne kadar geriye doğru sardığımız zaman gördüğümüz bu. Ne yazık ki müttefiklerimiz, sözde bizimle birlikte aynı paktta olanlar, Avrupa Birliği, Gümrük Birliğinde, Avrupa Konseyinde birlikte olduğumuz ülkelerin bazılarının kumpaslarıyla Türkiye Cumhuriyeti bir işgal girişimiyle karşı karşıya kalmıştır. Bu işgal girişiminde de Hak-İş sorumluluklarının bilincinde olarak hareket etmiştir."

Arslan, işgal girişimi ortaya çıktığı andan itibaren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çağrısı olmadan Türkiye'deki bütün teşkilat ve sendikalarının meydanlara çıktığını dile getirerek, "Niçin?. Çünkü Hak-İş'in durduğu yer, Hak-İş'in demokrasi mücadelesindeki tavrı ve bu ülkenin birliğine ve bütünlüğüne yönelik bu güne kadar ortaya koyduğu tavır bunu gerektiriyor. Şehit olan kardeşlerimiz var Hak-İş'ten. Onlar bizden talimat almadan meydanlardaydı. Türksat'ı bu hainlere, bu ihanet şebekesine teslim etmemek için görevi olmadığı halde göreve çıkan Ahmet Özsoy ve Ali Karslı kardeşimiz, vatanına, milletine borcunu ödeyebilmek için şehit edilmişlerdir." ifadelerini kullandı.

Sadece kendilerinin değil, milletin büyük bir kesiminin darbe girişimini engellemek için 15 Temmuz'da meydanlarda olduğunu anımsatan Arslan, şunları kaydetti:

"15 Temmuz'da son kale Türkiye düşmüş olsaydı, bugün başka bir Türkiye'de olacaktık. Onun için Allah'a hamd ediyoruz, şükrediyoruz. Milletimizin feraseti, milletimizin seçtiklerine, milli iradeye, ülkesinin geleceğine sahip çıkmasının, bütün dünyayı şaşırtacak, hayretler içerisine düşürecek bir tutum içerisinde olmasından dolayı da gururluyum. Sadece biz değil, milletin büyük bir kesimi 15 Temmuz'da meydanlardaydı. Demokrasiye, insan haklarına, özgürlüklerine, devletine, milletine sahip çıkmıştı. Bu dünya tarihinde ender rastlanan bir direniştir."

- Terör saldırıları

Mahmut Arslan, Türkiye'nin zor bir dönemden geçtiğini ifade ederek, darbecilerin ve ihanet şebekelerinin oyunlarının bozulmasından sonra, başka taşeronların görevi devraldığına işaret etti.

Bu taşeron terör örgütlerinin son dönemde ülkeye yönelik saldırılarını artırdığını belirten Arslan, şu ifadeleri kullandı.

"Her gün askerlerimizin, polislerimizin, korucularımızın, sivil vatandaşlarımızın şehadeti ile uyanıyoruz ve üzülüyoruz. Bütün bunlar aslında bu düşmeyen son kaleyi düşürmek için başka ihanet odaklarının ihanetlerinin bir parçasıdır. Türkiye Cumhuriyeti devleti, bu ihanet odaklarıyla mücadele etmek zorunda. Ama bu ülkenin geleceği için, bu ülkenin birliği için, bu kalenin düşmemesi için bunlara ihtiyaç varsa, gereğini yapmamız gerekiyor. O yüzden bu saldırılar, bu ihanetler, bu alçakça kurulan tuzaklar, hendekler, yapılan tuzaklamalarla, patlatılan bombalarla kaybettiğimiz evlatlarımız ve onların yakınları olarak dimdik ayakta durmalıyız. Bütün acılarımızı sinemize, gönlümüze akıtıp, bu hainleri sevindirmemek için dimdik ayakta olduğumuzu göstermemiz gerekiyor."

Genel Kurula, AK Parti Erzurum Milletvekili İbrahim Aydemir, Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, ilçe belediye başkanları ve sendika üyeleri de katıldı.

 

 

 

Türkiye Haberleri

Yollarda Tehlike Kol Geziyor! Kime Neden Ceza Yazıldı? İşte Cevabı
Ekmek Tüketiminde Dünya Şampiyonu: Türkiye!
Hakkari'de son depremler 7 büyüklüğünde depreme işaret ediyor