ANKARA (AA) - KEMAL KARADAĞ - Yargı Etiği Kurulu, hakimin "Kanal İstanbul" ve "İstanbul'da beklenen deprem" ile ilgili televizyonda, sosyal medyada açıklama yapmasının etik olmadığına hükmetti.
Yargıtay bünyesinde kurulan Yargı Etiği Kuruluna başvuran bir tetkik hakimi, "Kanal İstanbul Projesi" veya "İstanbul'da olması beklenen deprem" gibi toplumu ilgilendiren tartışmalara katılmasının, sosyal medya, televizyon, radyo aracılığıyla açıklama yapmasının yargı etiği ilkelerine uygun olup olmadığına ilişkin tavsiye talep etti.
Başvuruyu inceleyen Kurul, hakimin, "Kanal İstanbul" veya "İstanbul'da olması beklenen deprem" gibi toplumu yakından ilgilendiren konularda kamusal tartışmalara katılmasının, sosyal medya, televizyon, radyo aracılığıyla kamuya açık şekilde fikir beyan etmesinin yargı etiğine uygun olmadığı sonucuna ulaştı.
Başvuru konusunun yargı dışı bir faaliyetle ilgili olduğuna işaret edilen kararda, ilgili konularda siyasi tartışmaların da yaşandığı belirtildi.
Kararda, Yargıtay Yargı Etiği İlkelerinde, "Hakim, siyasi niteliğe bürünmüş, çekişmeli tartışmalara aleni olarak katılmaktan ve görüş bildirmekten kaçınır." hükmünün bulunduğu hatırlatıldı.
Kamusal tartışmalar söz konusu olduğunda, hakimin yargı görevinin itibarı ile yargının bağımsızlığını ve tarafsızlığını koruma ödevinin her şeyden önce geldiği vurgulanan kararda, şu değerlendirmelere yer verildi:
"Bir hakimin, Kanal İstanbul veya İstanbul'da olması beklenen deprem gibi konulardaki tartışmalara katılması, ileride bu hususların dava konusu edilmesi halinde onun tarafsızlığı bakımından bir riske neden olabilir. Öte yandan her iki meselenin toplumda geniş ilgi görmesi ve siyasi yönlerinin de bulunması nedeniyle bu hususlarda kamuya açık şekilde görüş bildiren hakimin yargı makamının itibarı ile bağdaşmayacak ölçüde siyasi saldırılara maruz kalacağı açıktır. Dolayısıyla diğer vatandaşlarla ortak hakları bulunmasına rağmen bir hakimin, görüşlerini çeşitli iletişim kanallarını kullanarak halka açık şekilde paylaşması uygun değildir."
Bir hakimin, Kanal İstanbul veya İstanbul'da olması beklenen deprem gibi kamusal nitelik taşıyan ve toplumu yakından ilgilendiren tartışmalara iştirak etmesinin hukuk sisteminin ya da adalet yönetiminin gelişmesine bir katkısının bulunmadığı belirtilen kararda, siyasi niteliğe bürünmüş kamusal tartışmalara hakimin katılmasının yargı bağımsızlığını zedelenme ihtimali bulunduğuna işaret edildi.
Kararda, başvuru konusunun çeşitli şekillerde hakimin önüne gelmesi ihtimalinin bulunduğu, bunun da göz ardı edilmemesi gerektiği ifade edildi.
Hakimin, siyasi yönleri de bulunan kamusal tartışmalara katılmasının, çeşitli iletişim araçlarını kullanarak kamuya açık şekilde görüş açıklamasının halkın yargıya duyduğu güvenin korunması ve yüceltilmesi ödevi ile bağdaşmadığına değinilen kararda, hakimin sosyal medya kullanımı konusunda da "tarafsızlık" ve "mesleğe yaraşırlık" ilkelerine uygun davranmasının önem taşıdığı kaydedildi.