Hakkını helal et, “son şehzade”
Altı yüz küsür yıl hüküm sürmüş olan Osmanlı’yı Ertuğrul oğlu Osman kurmuştu, ilk kurucularının adını alan son veliaht Ertuğrul Osman’la da bu altı yüzyılı aşkın süreç sona ermiş oldu…
Son şehzade diyorum, son Osmanlı demiyorum.
Çünkü bizler de Osmanlı’yız…
Evet, yetmiş milyon Osmanlı var Ertuğrul Osman’ın dedelerinin kanlarıyla sulanan bu toprakta…
***
Osmanlı hanedanı mensupları uzun yıllar Türkiye dışında yaşadılar…
Bu sürgün hayatı aslında çok da dramatik olaylara sahne oldu.
Çoğu zaman parasız pulsuz dolaştılar koskoca Osmanlı hanedanının mensupları.
Bazıları öldüklerinde defnedilecek paraya bile sahip değillerdi.
Ama onlar hiçbir zaman ses çıkarmadılar.
Ülkelerinin yeni yöneticilerine hiçbir zaman kötü sözde bulunmadılar.
Hatta Cumhuriyeti pek çok yerde savundular.
Çünkü Onlar kendi dönemlerinin geçtiğini biliyorlardı.
Her devlet doğar, büyür ve ölür, tıpkı canlı gibi….
Onlar bunu en iyi bilenlerdi…
Çünkü Onlar, koskoca bir imparatorluğu hak ve adalet üzerine yüzyıllarca yönetmişlerdi.
Dedeleri bir çok devlete son vermiş, bir çok devlete ise özgürlüğünü kazandırmıştı.
Devletlerin bir canlı gibi doğup öleceğini en iyi bilenler onlardı.
Bu yüzden bütün bu yaşananları “olağan” karşıladılar.
Osmanlının küllerinden doğan Türkiye’ye de her zaman sahip çıktılar, söz söyletmediler.
Dünyayı titreten, düşmana korku, dosta güven veren Devleti Alî’nin son mensupları kendilerine müsaade çıkıncaya kadar dünyanın farklı ülkelerinde yaşadılar.
Osmanoğulları şehzadeliğin dışında her türlü işte çalıştılar, hayatlarını kazanmak, ayakta kalmak için.
Ama bir gün olsun sitem etmediler.
Belki çok üzüldüler, çok sıkıntı çektiler ama hiçbir zaman “devletlerine” isyan etmediler.
Yüzlerce yıl yönettikleri devletlerine…
Vatanlarına ayak basmaları ise uzun yıllar aldı.
Tek parti dönemi kapandıktan sonra nihayet ülkeye girişlerine izin verildi.
Ve Devleti Alî yıkılmadan önce doğan son şehzade Ertuğrul Osman, Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde gözlerini hayata kapattı.
Ertuğrul Osman Osmanoğlu, dedesi II. Abdülhamit'in mezarının bulunduğu II. Mahmut Türbesi’nde toprağa verildi.
Onbinlerce kişi ardında saf durdu.
Evet, yıllar sonra yeniden kendi ülkelerindeydi Osmanlı torunları.
Çok özlemişlerdi vatanlarını…
Yıllarca dışarıda kalmalarına rağmen pek çoğu arı bir Türkçe kullanıyordu.
Bunlardan biri de Ertuğrul Osman Osmanoğluydu.
Kullandığı halis Türkçesiyle Osmanlının bir Türk devleti olduğunun da en güzel ve en son kanıtıydı Ertuğrul Osman.
Allah ondan razı olsun…
Rahmetini ve bereketini esirgemesin…
Mekânını cennet eylesin…
Bize bu büyük ve bereketli toprakları sunan dedelerinin ve kendisinin üzerimizde hakkı vardır biliyoruz, o yüzden Hakkını helal et son şehzade diyoruz…
Ceddine, Ertuğrul Gazi’ye, Osman’a, Orhan’a Fatih’e, Yavuz’a, Süleyman’a selam olsun….
Allah hepsinden razı olsun…