'Halep'te yaşananlar inananlar olarak bizlerin imtihanı' ifadesini kullanan Seçer, "Şimdi tek yürek olmak, dualarımız ve yardımlarımızla birlikte zulme karşı direnenlerin yanında olma vaktindeyiz" diye konuştu.
- Halep ve Suriye niçin önemli?
Öncelikle; sınır komşumuz olan Suriye konum itibarı ile stratejik öneme sahip. Suriye ile 911 kilometrelik kara sınırımız bulunmaktadır. Ayrıca vaktiyle Osmanlı Devleti hudutları içerisinde olduğunu bildiğimiz bu topraklar üzerinde yaşayanlarla geçmişe dayalı bir hukukumuz akrabalık ilişkilerimiz var. Suriye’de yıllardır devam eden iç savaş, özellikle son günlerde Halep’te yaşananlar tam anlamıyla bir insan kıyımı. Ülkeler üzerinde hakimiyet kurmak isteyen güç odaklarının geleceğe yönelik planlarının bir kısmı olan Suriye toprakları üzerinde oynanan büyük oyun, şu an sadece o ülkenin sorunu gibi algılanmamalı. Bizler büyük bir dayanışma örneği sergileyip bu oyunun kendi ülkemizin topraklarına sıçramasına engel olmalıyız. Halep düşerse, dünya Suriye iç savaşındaki en büyük insanlık dramıyla karşı karşıya kalabilir. Akabinde Halep’i ele geçiren şer odakları öncelikle tüm ülkeye sonra da hâkimiyetleri altına almak istedikleri diğer ülkeleri ele geçirme planını devreye sokarlar. Ortada büyük bir plan ve bu planın gerçekleşmesi için acımasızca katledilen insanlar var. Bu sebeple Suriye topraklarında yaşananlar bizim açımızdan çok önemli.
- Bu güne kadar Suriye ve Halep için yapılan çalışmalar nelerdir?
Suriye’de iç savaş başladığından bu yana bizler mazlum halkın yanında olmaya gayret gösteriyoruz. Gerek sınır bölgeleri gerekse mülteci olarak Konya'ya gelen Suriyelilere acil ihtiyaçları doğrultusunda yardım ediyoruz. Ayrıca çocukların eğitimleri için gerekli kırtasiye yardımları da yapıyoruz. Sınır bölgesine şimdiye kadar 67 tır yardım ulaştırdık. Bu yardımların bir kısmı Hatay ve Kilis' teki mülteci kaplarında dağıtılırken diğer taraftan da sınırlarımıza sığınarak hayata tutunmaya çalışan yaşlılar, eşleri şehit olmuş kadın ve çocuklarına dağıtıldı. Özellikle son dönemde Halep'te uygulanan acımasız katliam insanları tamamen çaresiz bir bekleyiş içerisine sokmuş durumda... Soğuk hava ve açlık bombalardan kurtulanların yeni imtihanı. Beklentilere cevap vermek bizlerin başlıca sorumluluğu... Bu sebeple her hafta düzenli olarak yardım tırlarımız Halep’teki mazlumlar için yola çıkıyor. Suriye'de insanlar bombalarla yok edilirken sağ kalanlar açlığa terk edilmek isteniyor. Biz bu insanların açlıktan ölmelerini istemiyoruz ve yardım göndermeye devam edeceğiz.
- Mültecilerin Türkiye'ye ve Konya halkına bakışı nasıl?
Bizim, Dost Eli Derneği olarak hizmet verdiğimiz Suriyeli mültecilerden gözlemlediğimiz kadarıyla onlara kucak açan Türkiye, zalime boyun eğmeyen güçlü bir ülke. Bu ülkenin kendileri için güvenli bir yer olduğunun farkındalar. Özellikle halkın bir ensar ruhuyla kendilerine yaklaşması onların minnettarlığını her geçen gün artırıyor. Bu insanların yürekleri yaralı, acıları çok büyük. Devlet bildikleri, evlerini başlarına yıkmış. Kardeş bilip, komşu bilip aynı hayatı aynı sokağı aynı sofrayı paylaştıkları insanlar eşlerini kardeşlerini annelerini babalarını evlatlarını öldürmüş. bizden gördükleri küçük bir tebessüm, yokluklarını giderecek küçük bir yardım evsiz yurtsuz kalmış bu insanları yeniden hayatta tutunmaları için güç oluyor. Bu sebeple de Türkiye'ye ve yaşadıkları şehrimizin insanları başta olmak üzere tüm halkımıza duaları ve teşekkürleri var.
-Konyalı yardımseverlerin mültecilere bakışı nasıl?
Konyamızın duyarlı insanları her zaman mazlumun yanında olmuştur. Suriyeli mültecilerin Konya'ya gelmeye başladığı günden bu güne kadar onları anlamaya acılarını paylaşmaya ve ihtiyaçlarını gidermeye çalışmaktadır. Konya halkı geçmişte Bosna, Afganistan, Somali ve daha birçok ülkenin mazlum halkının yanında olmuş, bir zalimin akıttığı, gözyaşı döktüğü kana sessiz kalırsa o kanın ve gözyaşının hesabının kendisinden de sorulacağını düşünerek hareket etmiştir. Zaman zaman bu bilinç dışında söylemler gerçekleştirerek zalimin elinden kurtulup bizim merhametimize sığınan bu insanlara yönelik yanlış tutum içerisine girenler oldu. Ama halkımız bilinçli, gerçekleştirilen bu söylemlerin neye hizmet ettiğini kısa zaman önce yaşadığımız darbe kalkışmasından sonra çok daha iyi anladı. Ancak şunu ifade etmekte de fayda var; bize sığınan binlerce insanın içinde elbetteki asla onaylamayacağımız yanlışlar yapanlar da var, bunun ayrımını çok iyi yapmak gerekir. Birilerinin yaptığı yanlıştan herkesi sorumlu tutmak yanlış olur. Konya halkı çok şükür olayları bu gözle değerlendiriyor ve mülteciler konusunda üzerine düşeni yapmaya devam ediyor.
-Halep'te son durum nedir?
Halep'te şu an bir milletin yok edilişi var. Sürekli bombalar patlıyor öyle ki; sadece Rusya değil birçok ülke bu savaşın içinde. İnsan kanı üzerinden pay kapma peşindeler. Bu öyle bir yok ediliş ki, kundaktaki bebeğe bile yaşam hakkı tanımıyor. Merkez ve kenar mahalleler tamamen muhasara altında. Şehirden çıkmak isteyenlere yakın zamana kadar izin verilmiyordu. Şimdilerde bir boşluk bulanlar kaçıp İdlib ve sınır bölgelerindeki bombaların isabet ettiği hasarlı binalara ve çadırlara yerleşiyor. Bazı yerlerde ise yerin üstündeki evler tamamen bombaların hedefi olduğundan insanlar toprağı kazıp yerin altında sığınaklar oluşturmuş ve buralarda hayatta kalma mücadelesine girmiş haldeler. Ayrıca Musul'dan gelenler de İdlip bölgesine yerleşmiş. Kış mevsimi olması durumu daha da zorlaştırıyor. Yiyecek, giyecek, yakacak kısacası yaşamak için olması gereken hiç bir şey yok. Bir çuval una bir araba verildiği ortam oluşmuş. Bu durum böyle devam ederse bombalara gerek kalmadan insanlar açlıktan ölmeye başlayacak. Koskoca bölgede üç fırın kalmış, büyükler ekmekleri çocuklar ölmesin diye öncelikle onlara veriyorlar. Hastaneler özellikle bombalanıyor yaralılara müdahale edilemiyor, çaresizce ölüme terk ediliyorlar. Son olarak söylemek isterim ki; sınır bölgemizde yaşananlar inananlar olarak bizlerin imtihanı... Şimdi tek yürek olmak, dualarımız ve yardımlarımızla birlikte zulme karşı direnenlerin yanında olma vaktindeyiz.
Röportaj-M. Ali Elmacı