Kelime anlamı olarak her ne kadar önceden “eli işe yatkın, becerikli (kimse).” Anlamına gelse de bugün lügatimizde “gereği yokken, genellikle kendini göstermek için işe karışan (kimse).” Tanımı birinci anlam olarak yerini almıştır.(1) Her insanın içinde ister istemez belli dozlarda bu özellik vardır. Mesele kendi mayasında bu özelliği taşıyan kimsenin gereksiz olduğu bir durumda bu özelliğini en aza indirgeyebilmesidir ki bu da o insan için fedakarlık derecesinde zor bir durumdur. İşgüzarlığın en affedilir türü, kalbinde bir kötü niyet olmaksızın bahsi geçen özelliği etrafında, kendine hakim olamama duygusu ya da bu özelliğin kişi de şehvet derecesinde bir maraz halini almasıdır.
Yukarıda bahsi geçen türde işgüzarlık hastalığına yakalanan kimseler genellikle kültür seviyesi düşük kadınlar(kızlar), tembel erkekler ya da kendine güveni olamayan insanlar olarak üç kısma ayrılır. Ve bunlar bir düşünürün yaptığı tasnife göre “küçük insanlar” statüsüne girer.(2) İşgüzarlığı kendinde rahatsız edici derecede barındıran insanlar bu özellikleriyle hasetlik, aşırı dost bağımlılığı, kıskançlık, gibi hallerde daha çok açığa vururlar. Bu özelliği kendinde barındıran erkek tipleri ise delikanlılık edebiyatının yoğun yapıldığı arka sokak tarzı muhitlerde yetişen ve karakterindeki bazı boşlukları kapatmak için “ağır abi” takılan hödüklerdir. Hele bunlar hödük kelimesinin sözlüğümüzdeki ikinci manadaki vasfına sahiplerse(3) işte o zaman pençesi sökük aslan gibi sadece kükremesini bilir ve her oyuna gönüllü figüran olurlar. Yaptıkları da yapacakları da bundan öte geçmez/ge-çe-mez. İster kadın olsun, ister erkek olsun, ister genç kız olsun, ister iyi niyetli olsun isterse kötü niyetli olsun bu işgüzarlar kendi içinde bulundukları durumdan kendileriyle baş başa kaldıkları zaman en büyük rahatsızlığı duysalar da bu hallerini itiraf edemediklerinden bu tür davranışlarında geri adım atmayı da gururlarına yediremezler. Her işin içinde adlarının anılması ister iyi ister kötü devamlı kendilerinden bahsedilmesi hoşlarına gider. Hele işine karıştıkları insanın olumlu yönde bazı tavırları ve iyi niyetleri onlara diken gibi batar ve karşısındaki kişinin de kendilerinin o kişiye davrandığı gibi olumsuz davranmasını isterler çünkü ancak böylelikle dünyada yalnız olmayacaklarını anlarlar ve böylelikle kendilerine bir malzeme çıkarabileceklerine inanırlar. İki insanın kavgasından haz duymak ve bunu körüklemek, akıl hocalığı etmek, öğütler nasihatler vermek(tabi gereksiz yere), tepeden konuşmak onların yaşam tarzıdır.
Evet… her şeyi bilen bu tiplerdir. Usulü erkanı yordamı bilen bunlardır. Fiziksel gücün sadece kendilerinde olduğunu zanneden bu yaratılmışlar, karşısındakinin nezaket sebebiyle veyahut aile terbiyesi neticesinde ortaya koyduğu davranışı korkaklık olarak telakki ederler de yüzleşmeye gelince yarasa gibi karanlık yalanların ardına sığınırlar Erzurum’dan bilmem nerden…
Küfür bunların zekalarının ortaya koyabildiği en belagatlı sözdür. Çünkü başkasının değerlerine ettikleri küfürler, onların da başta aile hayatları olmak üzere değerlerinin tartıya vurulmuş halini ortaya koyar.
Acizdirler. Cemiyet içinde yer edinememişlerdir. Sosyal hayatta elle tutulur bir başarıları yoktur bunların. Sosyal hayattaki bu beceriksizliklerini hayır niyetiyle ortaya konulan işlerde vazife alarak, oralarda önde görünmeye çalışarak ve temeli hoşgörü ile vücuda getirilmiş temiz ruhlu topluluklar içinde o topluluklardaki insanların hüsn-ü zannını sömürerek etraflarında sultalar meydana getirmeye çalışarak kapatmak isterler. İsterseniz siz bu özelliğe sahip yaratılmışları yukarıda yaptığımız bayan, erkek işgüzarlar ayrımından sonra bir üçüncü bayanlı erkekli kişiliksiz işgüzarlar isminde bir gurup oluşturup o guruba da dahil edebilirsiniz.
Bu insanlar, “bir oyun ve oyalanmadan ibaret olan” şu dünyada oyun içinde oynadıkları oyunun bir gün biteceğinin farkına varmazlar. Bu tip insanlara karşı alınacak en güzel tavır sükuttur lakin sükutunuz bile bir çığlık gibi gelir onlara… Bu haftaki muhabbetimiz de işgüzarlar üzerinde şekillendi ve oyun, pardon söz(yazı) bitti.
Dipnotlar:
(1) www.tdk.gov.tr
(2) “İnsanlar üç kısma ayrılır: Küçük insanlar ki insanları konuşurlar, orta dereceli insanlar olayları konuşur, büyük insanlar fikirleri konuşur.”
(3) 2 . halk ağzında Korkak, ürkek.(www.tdk.gov.tr)