Seçimler, devletin halkına güvendiğinin göstergesi ve belgesidir… Seçimler, devletin halkın iradesini hakem tayin etmesi ve milletin vicdanına başvurmasıdır… Seçimler, yöneticilerin karnelerini halkın elinden alması ve halkın başarılı siyasetçileri ödüllendirmesi, başarısız olanları ise cezalandırmasıdır… Seçimler, devleti yönetecek iradenin kan tazelemesidir…
Ülkemiz 10 Ağustosta ilk defa halk oylaması ile Cumhurbaşkanını seçmiştir… Bu seçim artık vesayet döneminin kapandığını, halkın tam anlamı ile kendi kendini yönetmeye başladığını göstermiş bulunmaktadır… Halk bu seçimde aslında kendine oy vermiş, kendini seçmiştir… Bu seçimde, Sayın Erdoğan’ın iç ve dış politikası, üslubu, eylem ve hedefleri halk tarafından onaylanmış ve devamı istenmiştir..
Türkiye halkı, bu seçimde “Kaset ve Haset siyaseti” yürütenler başta olmak üzere tüm dünyaya: “Biz, İsrail’i lanetleyen, mazlumları sahiplenen, dünya müslümanlarına ses olan, zalimleri telaşlandıran Erdoğan’ın arkasındayız” mesajını vermiştir… Halkımız bu seçimde Sayın Erdoğan’a; “hakkın tahakkuku”, “halkın tahakkümü” ve “ümmetin kurtuluşu” için oy vermiştir…
Vesayet dönemini kapatan, halkın kendi kendisini yönetmesinin önündeki engelleri kaldıran, ülkeyi “paralel devlet” ağından kurtaran Erdoğan’ın, tarihe “halkın seçtiği ilk Cumhurbaşkanı” olarak geçecek olması bana, ilahi adaletin mükâfatı olarak gelmektedir… Türkiye tarihini bir veya birkaç asır sonra yazacak tarihçiler, Erdoğan yönetimini “Yeni Türkiye”nin miladı olarak alacaklardır…
Bu seçimlerde Sayın Erdoğan’ın başarısını görmek istemeyenler, zaferi muhalefetin yetersizliğine ve birçok kimsenin sandık başına gitmemesine bağladılar… Sandık başına gitmeyenlerin hepsinin oy kullanmaları halinde çatı adayını destekleyeceklerinin garantisi varmış gibi konuşan, görmek istedikleri dünyanın dışına çıkmayan bu yazar, çizer ve siyasetçiler eski vesayetçiler ve darbecilerdir…
Türkiye halkı Rahmetli Menderes, Özal ve Erbakan’dan sonra ilk defa bir lidere güvenmiş ve liderinin arkasında durmuştur… Her türlü oyuna rağmen halkın oyu hedefinden şaşmamış, istikamet sapmamıştır… Halk oyunu, Erdoğan’ın şahsında huzura, istikrara, barışa, yeniliğe, adalete, ümmete, kardeşliğe ve insanlığa vermiştir… Sayın Erdoğan’ın bu başarısını görmemek, ya zihni körlüğe ya da nankörlüğe işarettir…
Çatı adayının aldığı oylara bakarak başarılı olduğunu söylemek büyük bir yanlış olacaktır… Zira İhsanoğlu, birçok partinin ortak adayı olmasına rağmen geçmiş seçimlerdeki oy oranlarının üstüne çıkamamış aksine gerilemiştir… Aynı durum BDP/HDP içinde geçerlidir… Bu seçimin galiplerinden biri olarak görülen veya gösterilmeye çalışılan Demirtaş’ın aslında oylarını arttırmadığını, yerinde saydığını görmekteyiz…
Türkiye genelinde farklı il ve ilçelerde bölük pörçük bir halde duran sabit BDP/HDP oylarının sandığa yansımasından dolayı oy oranı yüksek görünmüştür… Baraj sisteminin etkili olduğu seçimlerde bu oran yüzde altılara düşecektir… Dolayısı ile bu seçimlerde asıl başarı Sayın Erdoğan’ın başarısıdır…
AK Partinin Erdoğan liderliğinde yakaladığı bu başarı Erdoğan sonrası dönemde de korunmalıdır… Bu başarı Erdoğan’ın siyasetini, üslubunu sürdürebilecek, halka lider profili çizebilecek bir Genel Başkanın başa gelmesi ile mümkün olacaktır… Şu an AK Partide Sayın Ahmet Davutoğlu dışında bu çizgiyi devam ettirebilecek bir isim de gözükmemektedir…
AK Parti yeni ve hassas bir sürece girmiştir… Fitne odaklarının AK Partiyi bölme, parçalama uğraşları, senaryoları uygulamaya konulmuş durumdadır… Bu süreçte AK Parti kurmayları sağa sola bakmadan, halkın gönlünde taht kuran Sayın Erdoğan’ı dinlemeleri gerekmektedir… Değilse zafer yenilgiye dönüşecek, fitneler zaferi zehirleyecek ve kazanımlar kaybedilecektir…
Dilerim Rabbimin halkımızın eliyle bizlere lütfettiği bu zafer; nice mazlumlara umut olacak ve ümmet coğrafyasında fetihlere kapı aralayacaktır…
Halkın vicdanı 'Erdoğan' dedi
{{member_name}}
{{formatted_date}}
{{{comment_content}}}
YanıtlaYükleniyor ...
Yükleme hatalı.