Geçtiğimiz günlerde İstanbul’da Sultanahmet Meydanı’nda muhteşem tarihimizin ve mazimizin bize bıraktığı güzellikleri seyrederek geziyorum. Biliyorsunuz Sultan Ahmet Meydanı aynı zamanda dünyanın dört bir yanından gelen turistlerle dolup taşan bir yer. İstanbul deyince de akla zaten en çok bu yarımada gelir. Bizler bu yarımadanın kıymetini pek bilmesek de, biraz hor kullansak da buralar 1453’ten bu yana bizim…
Biz kimiz?
İşte aslında Sultan Ahmet Meydanında gezerken ben biraz da “biz” i aradım…
Biz yani bu toprakları vatan yapanlar…
Biz yani, yüzyıllar boyu bu çok zor ama çok güzel coğrafyada tutunmaya çalışanlar…
Her türlü savaşa, her türlü ihanete karşı ayakta duranlar…
Biz kimiz?
Evet bu soruyu Sultan Ahmet meydanında hayran hayran bakan dünyanın dört bir yanından buraya gelmiş adamlara bakınca daha iyi anlıyoruz…
Biz bu ülkeye adını vermiş bir milletin çocuklarıyız…
Bu ülkeye Avrupalılar İlber Hoca’mın da zaman zaman söylediği gibi “Türkiya” daha yaygın bir ifadeyle “Türkiye” demişler…
Yani Türklerin yaşadığı yerler…
Şimdi bazılarımız yine hemen hop oturup hop kalkacaklar bu sözüme…
Ne demek Türklerin yaşadığı yerler? Diyerek beni hatta şovenist olmakla suçlayacaklar…
Başka milletler yaşamamış mı? Tabii ki yaşamış, yaşıyor…
Ama buraya rengini veren bir üst kimlikten, tarih sosyolojik, kültürel bir kavramdan bahsediyorum ben Türk derken…
Yani bu şoven bir yaklaşım asla ve asla değil…
Sadece bilimsel bir yaklaşım benimkisi…
Çünkü orada Sultan Ahmet Meydanında gezen turistler bana bunu söyledi…
Sohbetlerimizde hangi millettensin sorusunu sorduğum kişiler bunu bana söyledi…
Fransa’dan gelmiş Michel’e sordum. Fransalıyım demedi, Fransız’ım dedi…
İngiliz Sarah’a sordum…
İngiltereliyim cevabını almadım.
İngiliz’im dedi…
Ve diğerleri…
Almanyalı değil, Alman; İtalyalı değil, İtalyan…
Evet orada bizi de gördüm…
Bizim biraz kafamız karışık…
Bazıları Türkiyeliyim desek nolur abi diyor…
Belki yeni anayasa tartışmalarının etkisinde kalarak…
Belki de her milletten olmayı hak olarak gören ama Türklük meselesine sıra gelince şovenizm yaftasını yapıştıran aydınlardan etkilenerek…
Türkiyeliliğin bir milliyet, bir kimlik olup olmayacağını düşünmeden…
Bir milletin adının ülke adıyla karıştırılmaması gerektiğini bilmeyerek…
Türkiyelilik diye bir şey olabilir mi?
Öz Türkçeci, Mıhçıoğlu ve avanesi bile böyle ucube bir kavramı millet yerine kullanmayı akıl etmemiştir sanırım…
Unutmamak gerekir ki, milletlerin adı vardır, ülkelerin de tabii ki…
Ve o ülkede yaşayan insanlar milliyetlerini söylerken, vatandaşlıklarını söylerken o milliyet üzerinden konuşurlar…
Fransız, Alman, İngiliz vatandaşı gibi…
Ve bundan da hiç mi hiç gocunmazlar…
Türk vatandaşlığından, Türk kimliğiyle dolaşmaktan gocunmamızı isteyenleri, bize yeni vatandaşlık anlayışını empoze etmeyenleri işte bu nedenle anlamakta güçlük çekiyorum ben de…