Aykut Kocaman’ı tebrik etmek gerekiyor. Dediğini geç de olsa, zaman zaman tesadüflerle de olsa yapan bir teknik direktör. Mersin İdman Yurdu maçından sonra sordum: “Hücumdaki oyuncuları değerlendirme kriteriniz nedir?” dedim. Kendinden emin bir şekilde “benim için takım savunması esastır. Hücum hattındaki oyuncu ne kadar savunmaya yardım ederse o kadar benim gözdem olur. Aksi halde oynatmam” dedi.
Üç haftadır dediği bu sistem oturmaya başlamıştı. Trabzonspor maçının ilk yarısında net bir şekilde oyuncuların dediğini yaptığını gördük. Görünürde Ali Çamdalı orta sahada yalnız gibi görünürken Rangelov, Meha, Bajic, Traore ve Holmen top rakipteyken göbekte çok iyi bir koordinasyonla savunma yaptı. Trabzonspor bu yüzden orta saha üstünlüğünü neredeyse hiç ele geçiremedi.
Çok koşsa da hücumda etkisiz görünen tek isim Bajic’di.
İkinci yarı herşeyi değiştiren Rangelov’un düşürülmesiyle kazanılan penaltı oldu. Ceza sahası dışında olduğu net bir şekilde görüldü. Maç Meha’nın golünden sonra Torku Konyaspor’un istediği şekle büründü. Ev sahibi arkasında büyük boşluklar verirken hatasız oynayan Vukoviç’in Medyani’yi kaçırması sonucu gelen beraberlik golü dengeyi ikinci kez değiştirdi.
Trabzonspor’un akıl almaz baskısı son yıllarda en fazla karambol olan maçlarından birini izlememize neden oldu. Konyaspor’un o baskıdan gol yemeden çıkması mucize gibi birşeydi. Kocaman rakibin orta sahayı kolay geçmesini önlemek için İnceman’ı oyuna aldığı sırada Meha-Traore ikilisi savunmanın zaafını harika kullandı. 2-1 öne geçen Konyaspor rakibi moral olarak da fizik olarak bitirdi.
Son 15 dakika maçı izlerken keyiften dört köşeydim. 7 maçta 12 puan ve sadece bir mağlubiyet. Konyaspor Süper Lig’in en korkulan takımlarından biri olma yolunda emin adımlarla ilerliyor.
Tebrikler harika Konyaspor, tebrikler Aykut Kocaman.