ANKARA (AA) - YEŞİM SERT KARAASLAN - Başta kanser olmak üzere yaşamı tehdit eden hastalıklardan kaynaklanan problemler ile karşılaşan hasta ve yakınlarının yaşam kalitesini artırmak için verilecek bakım hizmeti (Palyatif bakım) için "PalyaTÜRK" ismi verilen yeni bir model hazırlandı. Türk toplum yapısı gözetilerek hazırlanan modelin, aile hekimliği ve hastanelerde nasıl uygulanacağı, bakım merkezlerinin standartların nasıl olacağını belirlemek için yönetmelik hazırlandı. Yönetmeliğin, çok kısa bir zaman içinde yayımlanması öngörülüyor.
Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Kanser Daire Başkanı Murat Gültekin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, son yıllarda sağlık alanında yapılan çalışmaların hız kazandığını belirterek, özellikle tarama ve hasta ile hasta yakınlarının tanıdan tedavi dahil tüm süreçte yaşam kalitelerinin artırılmasına yönelik faaliyetler ve gerekli düzenlemeler yapıldığını söyledi.
Teknik, donanım, hizmet kalitesinin artırılması ve sağlık hizmet sunumundaki memnuniyetin yükseltilmesinin yanı sıra evde bakım hizmetine de ağırlık verildiğini anlatan Gültekin, bunun dışında yaşamı tehdit eden hastalıklardan kaynaklanan problemler ile karşılaşan hasta ve yakınlarının yaşam kalitesini artırmak için palyatif bakım merkezlerinin açılması için çalışmalar yapıldığını ifade etti. Gültekin, geçmiş yıllarda Türkiye'de buna yönelik hiç palyatif bakım merkezi bulunmadığını, ancak sağlıkta dönüşüm programı ile son yıllarda 19 merkezin açıldığını belirtti.
Özellikle kanser hastaları başta olmak üzere, kalp, Alzheimer, nörolojik sorunlar gibi birçok hastalığın tedavisinde palyatif bakımın gerekli olabildiğini ve kaliteli bir palyatif bakım ile kişinin yaşam kalitesinin artmasına bağlı ömrün uzadığını vurgulayan Gültekin, "Yapılan çalışmalar, son dönem kanser hastalarında palyatif bakım hizmetleri ile yaşam kalitesinin artmasına ilaveten yaşam süresinin de uzadığını ortaya koymuştur" diye konuştu.
-Yönetmelik tamamlanmak üzere
Gültekin, palyatif bakımın standartlarını ve birinci basamak ile üçüncü basamak sağlık kuruluşları arasındaki entegrasyonunu belirleyen yönetmelik üzerinde çalışıldığını ifade ederek, esasların nasıl olması gerektiğine ilişkin olarak önemli kurum ve kuruluşlardan da görüş alındığını söyledi.
Çok yakın bir süre içinde çıkması öngörülen yönetmeliğin ana başlıkları hakkında bilgi veren Gültekin, "Palyatif bakım ve evde bakım hizmeti kapsamında, birinci basamak ile ikinci ve üçüncü basamak hastaneler arasında nasıl bir koordinasyon sağlanacağı belirlenecek. Bunun dışında, hastanelerde kurulacak olan palyatif bakım merkezlerinin genel anlamda standartları ortaya konulacak" dedi.
Yönetmelik hazırlanmadan önce, dünyada birçok merkezde verilen palyatif bakım merkezlerine ziyaretler gerçekleştirildiğini ve yerinde inceleme yapıldığını anlatan Gültekin, yönetmelikle palyatif bakım merkezlerinde hasta ve hasta yakınlarına ait dinlenme odaları, hobi odaları ve sosyal ortamların sağlanması için gerekli düzenlemelerin yer alacağını vurguladı.
-"Palyatif bakım, bin insan hakkıdır"
Dünyada, ülkelerin kendi toplumlarının özelliğine göre farklı palyatif bakım modelleri bulunduğunu belirten Gültekin, Türkiye'deki modelin de Türk toplum yapısı gözetilerek hazırlandığını ve isminin "PalyaTÜRK" olarak isimlendirildiğini bildirdi. Gültekin, "Dünyadaki tüm modeller değerlendirildi ve PalyaTÜRK ismini verdiğimiz, bizim kültürümüze yakışır bir bakım modeli belirlendi. Çok yakında da yönetmelik çıkacak" açıklamasında bulundu.
PalyaTÜRK modeli kapsamında yapılacak uygulamalar içinde farklılıklar olabileceğini dile getiren Gültekin, kimilerinde okuma odaları, kimilerinde müzikle tedavi yapılacak yerlerin bulunacağını söyledi. Gültekin, şöyle devam etti:
"Palyatif bakım, tıbbi tedavinin dışında başta ağrı olmak üzere, psikososyal ve manevi sorunların çözümünü de kapsar. Herkesin, her an ihtiyacı olabilir. Palyatif bakımı, bir insan hakkı olarak görüyoruz. Hastanın dışında hasta yakınlarının da palyatif bakıma ihtiyacı olabilir. Bu yüzden PalyaTÜRK modeli ile verilecek olan bakım hizmeti bir gerekliliktir.
Yaşlanan toplumla birlikte, yaşamı tehdit eden hastalıkların görülme sıklığı da arttığından bu sisteme ihtiyaç vardır."