Nasreddin Hoca, ayrı ayrı yörelerde hayatlarını kazanmaya çalışan iki oğlunu da, tek tek ziyarete gitmiş.
Oğullarından biri:
- Bütün varımı yoğumu bağlara yatırdım, demiş; şayet havalar kurak gider de, üzümler zamanında olgunlaşıp kıvama gelmezse, anam ağlayacak...
İkincisi ise:
- Bütün varımı yoğumu, demiş; tuğla işlerine yatırdım. Şayet havalar yağışlı gider de, tuğlalar kurumadan ziyan zebil olursa, anam ağlayacak...
Nasreddin Hoca, dönmüş gelmiş evine. Karısı sormuş;
- İkisini de gördün; nasıl bizim çocuklar, anlatsana...
Hoca:
- Ne anlatayım, demiş; havalar kurak gitse de, yağışlı gitse de; sen hep ağlayacaksın...
Güzel bir kıssadan hisse. Ülkemizde son yıllarda Avrupa Birliği’ne girebilme adına bir dizi reformlara gidildi.
Ve gelinen noktada müzakerelerin başlanılmasına karar verildi ve önümüze bir on beş yıllık dikenli yol çizildi.
Biz bu zaman dilimi sonunda AB’ye girsek de girmesek de bizim anamız ağlayacak.
Malum AB çerçevesinde yapılan bu reformlar sağlıktan, eğitime, eğitimden ekonomiye kadar tüm yaşamımıza dair fakat atılan bu adımların bazılarını da bünyemize uymuyor.
Mesela Sağlık konusunda bakanlık bir şeyler yapmaya çalışıyor ama yapı bunlara müsaade etmiyor. Geçenlerde çok garip bir şey anlattılar. Ağız Diş Sağlığı haftası münasebetiyle okullarda diş sağlığı taraması yapılmış. Ali Taşoluk İlköğretim Okulu’nda okuyan bir öğrenciye “dişlerin eğik ve düzensiz geliyor, dişlerine tel takılması gerekiyor” denilmiş. Çocuk velisine söylemiş, SSK’lı oldukları için de Zindankale Ağız Diş Sağlığı Ünitesi’ne gitmişler. Çocuğa ön muayene yapılmış ve altı yıl sonraya randevu verilmiş. Ben bana anlatana hadi canım altı gündür dedim, yok altı yıl diye ısrarla altını çizdi.
Bu biraz tilkinin reformuna benzemiş diyeceğim ki bilen var bilmeyen var. Bakın Tilki ormanda dolaşırken, bakmış bir kartal havada ters uçuyor, şaşırmış:
"Hey kartal niye öyle ters uçuyorsun!"
Kartal şaşırmış:
"Bir de akıllıyım diye geçinirsin, memlekette reform başladı, buna yeniden yapılanma da diyorlar. Herkes değişik bir şey yapıyor, ben de ters uçuyorum!"
Tilki cin ya, onun da bir şeyler yapıp reformlara uyum sağlaması, yeniden yapılanmaya ayak uydurması lazım!
Ne yapsın?
"Madem kartal ters uçuyor, ben de geri geri yürürüm. Reform nedir görsünler, yeniden yapılanma nasıl olurmuş anlasınlar!" demiş...
Başlamış geri geri yürümeye. Yürümüş, yürümüş, arkasını görmediği için ayının inine girmiş. Ayı, kış uykusunu bozdu, diye tilkiyi bir güzel pataklamış. Tilki dışarıya fırlamış, bakmış kartal hâlâ ters uçuyor, bağırmış:
"Ulan başlarım senin reformundan da, yeniden yapılanmandan da, ayının elinden canımı zor kurtardım!"
Hani bir banka reklamında slogan olarak “işini iyi yapanlar var” diyor ya, benim de aklıma "ADAM gibi adam!" veyahut Adam gibi adam olmak deyimini getirdi. İşin özünde ve sözün sonunda adam gibi adam olup işi iyi yapabilmek var. Ne zaman ölçü ve kıstas bu oldu mu! işini iyi yapabilen insanlar da hep var olur.
Padişah 2. Mahmud döneminde Münasebetsiz Mehmet Efendi lakabıyla anılan bir zat varmış. Bir gün padişah anlat bakalım Mehmet Efendi demiş.
Affedersiniz sultanım, demiş, peder-i aliniz zurna çalar mıydı?
Evet, böyle durumlarda sormak lazım peder-i aliniz zurna çalar mıydı?