Hatay'da darbe girişimi davası

FETÖ'nün darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında, sözde "Hatay sıkıyönetim komutanı" olarak belirlenen dönemin 39. Mekanize Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Hasan Polat'ın da aralarında yer aldığı 44 sanığın yargılanmasına devam edildi- Tutuklu esk

HATAY (AA) - Hatay'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında açılan, sözde "Hatay sıkıyönetim komutanı" olarak belirlenen dönemin 39. Mekanize Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Hasan Polat'ın da aralarında bulunduğu 39'u tutuklu, 3'ü tutuksuz, 2'si firari 44 sanığın yargılandığı davada ikinci gün de sanıkların savunmalarının alınmasına devam edildi.

Hatay 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya, o dönem Hatay'da 39. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı, 121. Serinyol Er Eğitim Alayı ile Garnizon Komutanlığında görevli askerler, görevden ihraç edilen polisler ve muhtarın da aralarında bulunduğu tutuklu ve tutuksuz sanıklarla avukatları katıldı.

Tutuklu yargılanan sanıkların savunmaları, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi ile kaydedildi.

15 Temmuz 2016'da gündüz saatlerinde Serinyol Jandarma Alay Komutanı olarak göreve başlayan tutuklu sanık Albay Etem Metehan Yaşar, hakkındaki suçlamaları reddederek, "Haziran ayında Serinyol Jandarma Alay Komutanlığına tayinim çıktı. Ben buraya gelmeden önce alaydan 4 ay arayla iki kez silah çalınma olayı olmuş. Normalde göreve 1 Ağustos tarihinde başlamam gerekirken, buradaki olaylar ve disiplinsizlik nedeniyle özel yayınlanan izinle 15 Temmuz tarihinde göreve başlamam istendi. 12 Temmuz tarihinde kışlaya geldim, görevi devralmadım ama denetim ve incelemelerde bulundum." ifadesini kullandı.

Yaşar, kışladaki düzensizliği, disiplinsizliği gördüğünü ileri sürerek şöyle devam etti:

"Mehil iznimi de devir-teslim töreni yapıldıktan sonra kullanma şartıyla göreve başladım. 3 bin dönümlük kışlada 8 nöbetçi olduğunu, buranın olası saldırılara açık olduğunu, alanın yangınlara çok açık olduğunu gördüm. Ayrıca burası alay olmasına rağmen içi boştu hem personel hem teçhizat anlamında. 15 Temmuz tarihinde devir-teslim töreni yapıldı. 16 Temmuz'da çocuklarım Ankara'dan Hatay'a gelecek, 22 Temmuz tarihinde de tatile çıkacaktık."

Törenin ardından yemeğe çıktığını ve alkol aldığını, yanında da yeni tanıştığı Cabir Dik ile Merkez Komutanı K.A'nın olduğunu belirten Yaşar, yemeğin ardından başka bir yere geçtiğini ve yine alkol aldığını kaydetti.

Bu sırada gelen telefonla, sıkıyönetim direktifiyle ilgili yazıyı öğrendiğini ifade eden Yaşar, "Hemen kışlaya dönebilmek için yanımda olan Cabir Dik'in aracıyla döndüm. Bugüne kadar FETÖ'cüler yüzünden sayısız kez iftiralara, imzasız mektuplara maruz kaldım. Onlar yüzünden ailem dağıldı, eşimden ayrıldım. Bu olayın ardından FETÖ'cülerin girişimi olursa ne yapacağımı düşündüm. Nöbetçilere dikkatli olmaları konusunda uyarıda bulundum. Ankara'da tanıdığım bazı komutanları aradım. FETÖ'cüler tarafından bazı kişilerin alındığını, bazı yerlerin ele geçirildiğini öğrendim." diye konuştu.

- Muhtara üniforma giydirildiği iddiası

Odasında alkol almaya devam ettiğini dile getiren Yaşar, o sırada yanında bulunan ve kendisi de alkollü olan Cabir Dik'in kışlık üniformasını alarak üzerine giydiğini fark ettiğini söyledi.

İddianamede yer aldığı gibi bu üniformayı Cabir Dik'e kendisinin vermediğini belirten Yaşar, o sırada bu konu üzerinde durmadığını anlattı.

Alaydaki kimseyi tanımadığı için güvenmediğini, askerlerin disiplinsiz tavırları nedeniyle birtakım emirler verdiğini ifade eden Yaşar, ancak bunların iddianamede yer aldığı gibi darbeye destek amaçlı olmadığını, sadece kışlaya FETÖ'cülerin saldırısı durumunda alınması gereken tedbirlerle ilgili olduğunu savundu.

Yaşar, kışlada, darbe teşebbüsünde bulunulabilecek personel ya da zırhlı araç gibi hiçbir şeyin olmadığını savunarak, "Darbe başarılı olsaydı, darbeciler ilk etapta beni tutuklardı. Çünkü yıllardır benimle ve ailemle uğraştılar. Onların iftiraları, imzasız mektupları yüzünden eşimden ayrıldım. Aile düzenim yok oldu. Şu anda terörist muamelesi görüyorum. Bu muameleyi görmem sadece PKK ve FETÖ'yü mutlu etmiştir." diye konuştu.

- Muhtar suçlamaları kabul etmedi

Darbe gecesi tutuklu eski albay Etem Metehan Yaşar'ın yanında bulunan ve iddianamede, askeri üniformayla darbe girişiminde yer aldığı belirtilen tutuklu sanık muhtar Mehmet Ali Dik ise darbe girişiminden haberinin olmadığını ve o gece mahalledeki bir düğünde bulunduğunu ileri sürdü.

Düğün bitince kardeşinin kendisini aradığını ve "ağabey alayda oturuyoruz sen de gel" dediğini ileri süren Dik, şunları kaydetti:

"Tamam deyip telefonu kapattım ama gitmedim, sonra tekrar kardeşim gelmem için beni aradı. Yeni alay komutanının geldiğini söyledi çağırdı. Kalktım gittim alkol almıştım. Alaya gittiğimde içeride 2 albay, kardeşim ve 2 de binbaşı vardı. Bunların içindeki albaylardan biri de Metehan Yaşar'dı. Metehan bana hoş geldin dedikten sonra 'sen muhtarsın, bu mahalledeki halk alaya hücum eder mi?' diye sordu. Ben de anlamadım öyle bir şey olmayacağını ona söyledim. Biraz oturduk Metehan alkol almıştı ve bir süre sonra sızdı. Bir ara ayıldı tekrar içki içti. Metehan yine sızınca kardeşime el işaretiyle kalkmasını söyledim. O sıra yine ayıldı, bize nereye gideceğimizi sordu eve deyince 'ben de sizinle geleyim' dedi ve birlikte alaydan çıktık, ben evime gittim. Darbeyle ilgili kesinlikle alakam veya bilgim olmadı. O gece düğünde halay çekiyorduk."

İddianamede yer aldığı gibi "emrinde 300 adamın" bulunması gibi bir durumun söz konusu olmadığını, hiçbir emir de alıp vermediğini öne süren Dik, "Ben muhtarım, benim o kadar adamım nasıl olsun." dedi.

FETÖ terör örgütüyle uzaktan yakından bağlantısının bulunmasının mümkün olmadığını savunan Dik, askeri kamuflaj da kesinlikle giymediğini iddia etti.

Tutuklu sanıklardan muhtarın kardeşi ve darbe girişimi gecesi albayın yanında bulunan diğer sanık Cabir Dik ise abisinin ifadesine katıldığını, hakkındaki suçlamaları kabul etmediğini belirtti.

Dik, darbe girişimi gecesi eski Albay Yaşar ile iki farklı restorana gidip alkol aldıklarını son gittikleri lokantada albayın alkolün etkisiyle mikrofonu alıp şarkı dahi söylediğini anlattı.

Duruşma, diğer sanıkların dinlenmesiyle devam ediyor.

AA

Gündem Haberleri

Adalet Bakanlığı'ndan Abdullah Öcalan Açıklaması
Niğde Güzel Sanatlar Lisesi'nde 'Hilal-i Ahmer Sokağı' Açıldı
SHOW TV'nin beğenilen dizisi 'Deha'ya program durdurma cezası
Bergama'da Kıyamet Beklentisi: Gerçek mi, Efsane mi?
Belediyelerin ödenmeyen borçları bütçelerinden kesilecek