BERLİN (AA) - AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı, Almanya'nın Türk siyasetçilere getirdiği seçim kampanyası yasağını eleştirdi.
Hayati Yazıcı, Frankfurter Allgemeine Zeitung gazetesine yaptığı açıklamada, ''Alman dostlarımızın demokrasi konusunda eksiklikleri olduğuna inanıyorum.'' dedi.
Yazıcı, Almanya'da yaşayan 3 milyon Türk'ten 1,5 milyonunun seçmen olduğuna işaret ederek ''Bu bizim hakkımız değil mi? Almanya'nın bu kişilerin haklarını sınırlaması doğru mudur?'' ifadesini kullandı.
Almanya'nın kampanya yapılması halinde güvenliğin sağlanamayacağı yönündeki açıklamaları bahane olarak nitelendirerek bir devletin en önemli görevlerinden birisinin güvenliği sağlamak olduğunu vurgulayan Yazıcı, ''Başkan ve milletvekili adayları gelebilmeli, Almanya'daki seçmenleri bilgilendirebilmeli. Almanya bunu sağlayamıyor. Dolayısıyla Alman dostlarımızın demokrasi konusunda eksiklikleri olduğuna inanıyorum.'' diye konuştu.
16 yıldır iktidarda olan AK Parti'de bir yorgunluk bulunmadığının altını çizen Yazıcı, AK Parti'nin gayet dinamik bir parti olduğunu, gece gündüz seçim kampanyasını büyük bir hareketlilikle gerçekleştirdiğini, partinin yenilendiğini ve gençleştirildiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın daha önce yaptığı "münafıklar çetesi" açıklamasına da değinen Yazıcı, ''Cumhurbaşkanı, partiye değil de Erdoğan’a oy veren seçmenlerin bulunduğunu söyleyen siyaset mühendislerinin olduğunu söyledi. Cumhurbaşkanı sadece böyle bir algı yaratmaya çalışanları münafık olarak tanımladı. Yoksa Erdoğan'a oy veren biri neden AK Parti'ye de oy vermesin ki?'' değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'nin 2017'de yüzde 7,4 büyüdüğüne dikkati çeken Yazıcı, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının manipülasyon girişimleriyle Türkiye'nin zorlanmasına neden olduklarını, bu kuruluşların, iflas noktasına geldiğinde dahi AB üyesi Yunanistan'ın kredibilitesini 4 puan artırdığına işaret ederek bunun adil bir tutum olmadığını kaydetti.
Yazıcı, Türkiye'nin olağanüstü hal döneminde seçime girdiğinin hatırlatılması üzerine de şu değerlendirmede bulundu:
''Ben hukukçuyum ve her şeyin adalet, hukuk ve yasalar çerçevesinde geliştiğini savunuyorum. 15 Temmuz 2016'da bir darbe girişimi atlattık ve tarihimizde eşi benzeri olmayan bir şey yaşadık. Ve dostlarımız bunu hemen öyle darbe ya da darbe girişimi olarak adlandırmadı. Bir düşünün: Ülkenizde insanlar üniformalarını giyip, silahlar kuşanıp, tanklara binerek milletin iradesini yıkmaya çalışıyor. Millet buna engel oldu. Elbette Cumhurbaşkanı'nın da çağrısı bunda etkili oldu. Bu FETÖ örgütü ülkenin her alanında art arda tespit edildi. Bununla nasıl mücadele edilebilir? Anayasa olağanüstü hal öngörüyor. 20 Temmuz 2016'da ilan edildi. Bu sayede terörle etkili biçimde mücadele edebiliriz.''
AA