1 Kasım seçimleri, anket kuruluşları da dahil hiç kimsenin tahmin etmediği şekilde, Ak Parti’nin büyük zaferi ile sona erdi.
Ak Parti, seçimlerden 49,4 oy oranı ve 316 milletvekili ile tek başına iktidar olarak çıktı.
Ben şahsen, Ak Parti’nin kıl payı bir farkla ancak iktidar olabileceğini tahmin ediyordum. Bütün kamuoyu ve anket kuruluşları da benzer bir sonuç bekliyordu.
Ancak millet Ak Parti’ye beklenmedik, hatta Ak Parti Genel Merkez yetkililerinin bile tahmin etmediğioranda büyük bir oy verdi.
Milletimiz kendi değerlerine her ortamda sahip çıkan partiyi ödüllendirirken, diğerlerini cezalandırdı.
Millet her şeye hayır diyen MHP’yi cezalandırdı.
Ülke adına sorumluluk almaktan kaçan MHP, milletvekili sayısında yarıya düştü.
Millet terörle iç içe olan, terör örgütü ile ortak hareket eden HDP’yi cezalandırdı.
HDP, eline geçen Türkiye Partisi olma fırsatını değerlendiremedi ve barajı zar zor geçebildi.
MHP ve HDP’nin büyük düşüş yaşayacaklarını tahmin ediyordum.
Bunun için her iki partinin de en az 2’şer puan oy kaybedeceklerini yazmıştım.
Daha önceki bir yazımda da; “her şeye hayır diyerek sorumluluk almaktan kaçan Bahçeli, bundan sonra barajı nasıl geçeceğinin hesabını yapsın” diye yazmıştım.
Bu iki Parti, bu seçim sonuçlarından gereken dersi almazlar ise bundan sonraki seçimde baraj altında kalırlar.
Ak Parti’nin yüzde 50’ye yakın oy almasını çeşitli sebeplere bağlayabiliriz.
Hükümet kurulamaması sonucu ekonomide ve piyasalarda meydana gelen olumsuzluk, milletin yeniden Ak Parti’de toplanmasının büyük nedenlerinden…
7 Haziran seçimlerinde Ak Parti’ye bir ders veren milletimizin, Ak Parti’nin gereken dersi ve mesajı aldığına inanması…
Ak Parti’nin seçim beyannamesinin büyük bir umut olarak görülmesi…
Her kademedeki vatandaşın bu beyannamede kendine yer bulması ve problemlerinin çözümüne inanması…
7 Haziran’da yapılan aday listelerindeki hataların büyük oranda giderilmesi…
MHP ve HDP’nin yürüttükleri yanlış siyasetin Ak Parti’ye olumlu yansıması…
Milletimizin, problemlerin çözümünü koalisyonlarda değil tek başına iktidarda görmesi…
Terör odaklarının üzerine kararlılıkla gidilmesi...
Ve milletimizin, Recep Tayyip Erdoğan gibi bir liderden sonra Ak Parti Genel Başkanı ve Başbakan olan Ahmet Davutoğlu’na inanması, güvenmesi…
Daha doğrusu Ahmet Davutoğlu’nun kısa süre içinde bu inanç ve güveni vermesi…
Bütün bu sebepler, Ak Parti’nin patlama yapmasının yolunu açtı.
Seçim sonuçlarının ülkemize, milletimize, İslam âlemine hayırlar ve güzellikler getirmesini yüce Yaratıcımızdan niyaz ediyor, Ak Parti’nin tek başına iktidar sorumluluğunu hakkıyla yerine getireceğine inanıyor, milletimize hizmet yolunda Cenab--ı Hak'kın yardımını diliyorum.
Sağlıklı ve mutlu yarınlar efendim.