TBMM (AA) - HDP Grup Başkanvekili Ayhan Bilgen, "HDP eşittir haktır. Eğer siz, bir partinin rekabet, siyasi hırs uğruna bu kadar kriminalize edilmesini bir siyasi kazanç görürseniz, o dışladığınız topluma söyleyecek sözünüz kalmaz." dedi.
Bilgen, Mecliste düzenlediği basın toplantısında, verilen aranın ardından TBMM Genel Kurulunun yarın tekrar çalışmaya başlayacağını ve Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapan Kanun Teklifi'nin görüşüleceğini söyledi.
Enflasyon rakamlarının bugün açıklandığını anımsatan Bilgen, açıklanan rakamların, "alarm rakamları" olduğunu öne sürdü.
Dış politikada da önemli gelişmelerin yaşandığını dile getiren Bilgen, önce ABD'nin ardından da Rusya'nın Orta Menzilli Nükleer Kuvvetler Anlaşması'ndan (INF) çekilmesinin bütün insanlığı ve dünyayı tehdit eder düzeyde olduğunu söyledi. Bilgen, "Bu durum sanki Türkiye için hiçbir şey ifade etmiyormuş gibi sadece Münbiç'e dayalı bir güvenlik sendromunun ifade ediliyor olması ya da ülke içinde cenazelere katılım konusunun, cenazelerin siyasi gündem yapılıyor olması aslında başlı başına Türkiye toplumunu, yaşadığı coğrafyayı bir güvenlik tehdidi ile karşı karşıya bırakıyor." ifadesini kullandı.
31 Mart seçimlerine ilişkin kampanyalarda kullanılan bazı söylemleri eleştiren Bilgen, "Bir siyasetçi sanki savaşa gidiyormuşuz gibi 'aday çıkartırlarsa ezip geçeriz' diyor. Seçim yarışı 'ezip geçme' işi değil centilmence yarışma işidir." dedi.
Seçimlerde partilerin yarıştığını ama son kararı halkın vereceğini ifade eden Bilgen, şöyle devam etti:
"HDP'ye oy veren 6 milyon seçmen sonuç itibarıyla halktır. HDP'yi kriminalize edip aslında HDP yönetimlerini değil doğrudan doğruya halkı cezalandırmayı da hiç kimse demokrasilerde kendisi için mübah, meşru bir konuma, pozisyona asla taşıyamaz.
Biz bir yerde aday çıkartmadığımızda CHP lehine ya da başka bir parti lehine feragat etmişiz, dolayısıyla peşinen onu destekliyormuşuz gibi propaganda yapmanın aslında tersinden anlamı şudur; aday çıkardığımız yerlerde AKP, MHP lehine mi feragat etmiş oluyoruz? Böyle bir mantık olamaz. Siyaseti böyle kurgularsanız toplumu tam ortadan ikiye bölen anlayışlara prim vermiş olursunuz."
- Sorular
Bir gazetecinin, "Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Suriye'ye ilişkin 'alt düzeyde dış politika yürütüyoruz' şeklinde sözleri oldu. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine Bilgen, Türkiye'nin, Suriye politikasında temel kriteri eğer gerçekten toprak bütünlüğü ise bunu sağlamanın yolunun bütün toplum kesimlerinin, siyasi görüşlerin Suriye'nin geleceğiyle ilgili söz söyleme hakkının tanınması olduğunu ileri sürdü.
Türkiye'nin Venezuela'da darbeye karşı çıktığını dile getiren Bilgen, "Orada kurucu meclisin iyi bir formül olduğunu düşünüyor. Kurucu meclis ve yeni bir anayasa yapımı bir arada yaşamanın teminatı ise Venezuela'da savunduğunuzu niye Suriye'de savunmuyorsunuz." ifadesini kullandı.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katıldığı bir televizyon programında HDP'ye ilişkin yaptığı değerlendirmelerin anımsatılması üzerine Bilgen, şunları söyledi:
"HDP eşittir haktır. Eğer siz, bir partinin rekabet, siyasi hırs uğruna bu kadar kriminalize edilmesini bir siyasi kazanç görürseniz, o dışladığınız topluma söyleyecek sözünüz kalmaz. 6 milyon seçmen kimi seçeceğini bilmiyor, kime oy vereceğini kestiremiyor ve iktidarın ağzına mı bakacak? Böyle bir şey olmaz. Eğer HDP yanlış yoldaysa, yanlış şeyler yapıyorsa onun cevabını, karşılığını sandıkta HDP'ye oy verenler taktir edecek, değerlendirecektir.
Bayrak, İstiklal Marşı, ülke bütünlüğü gibi değerler bütün toplumun bir anlam yüklediği değerlerdir. Dolayısıyla bunların, siyasi partiler tarafından birer yarış, kavga malzemesine dönüştürülmesinin hiçbir şekilde kabul edilebilir bir tarafı yok."
Gazetecilerin, "Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'MİT başkanının Kaşıkçı cinayetiyle ilgili ABD'ye gittiğinden haberim yok' demişti. Dün akşamki televizyon programında "MİT başkanı, ABD'de yedi kongre üyesine bilgi verdi' dedi. Nasıl değerlendirirsiniz?" sorusunu da yanıtlayan Bilgen, "Kaşıkçı cinayetinin her tarafı ne yazık ki Türkiye'nin elinde patlayacak tehlikeli bilgiler içeriyor. Bu dinlenilen ve 'yürek hoplatıyor' diye tarif edilen cinayetin, katliamın, vahşetin önüne geçme konusunda gereğinin yapılmadığı çok açık. Ortada bir çelişki olduğu çok açık. Ya Cumhurbaşkanı önceki ziyareti haberi olduğu halde haberi yokmuş gibi açıklama ihtiyacı duydu ya da dün yeni bir durum ile karşı karşıyaydık. Ben cumhurbaşkanından habersiz bir MİT müsteşarının ABD'ye gidip senatoda bilgilendirme yapabileceğini, Türkiye gerçeğini biraz biliyorsam çok inandırıcı bulmuyorum." diye konuştu.