Hükümeti yıkamayanlar, dur durak demeden çalışmalarına devam edecekler.
Yakında ellerinde ki son kozu da uygulamak isteyecekler,
Nedir son koz?
Türkiye'yi terörist ülke ilan edip, içeride yapamadıklarını Türkiye”yi dünyada rağbet görmeyen ülkeler safına çekerek yalnız bırakmak tır.
Ancak yine hayal kırıklığına uğrayacaklar, elleri boş İnlerine çekilip, yeni bir sisli hava bekleyeceklerdir.
Türkiye’de, Cumhuriyetten öncede sonrada değişik cemaatler hep vardı, malum cemaatin dışındakiler. amacına uygun faaliyetlerini devam ettirmek için canla başla çalışmışlar bu çalışmada bu ülkenin gelişmesine büyük katkı sağlamıştır.
Cemaatlerin amacı insanları olgunlaştırmak, Allah'a yakınlaştırmak, manevi bakımdan daha dingin bir hale gelmelerini sağlamaktır. bunu böyle anlayanlar ve malum cemaatin büyük bir kitlesi de şu an ülkemizde olan bitenden çok rahatsızdır.
Çok garip; Bugün bir cemaat ile siyaset arasındaki çekişmeden bahsediyoruz, samimi olanlar nasıl rahatsız olmasın?
Cemaatlere cumhuriyet tarihinde darbe dönemleri dışında, faaliyetlerini icra ettikleri sürece hiçbir problem olmamıştır.
Günümüzde malum cemaat bu düşünceyi değiştirerek siyaseti kontrol etmeye niyetlenmiştir. İşte esas mesele budur.
Bu durum, nasıl ki iktidar partisini rahatsız ediyorsa, diğer cemaatleri de, malum cemaat içindeki samimi insanları da aynı derecede rahatsız etmektedir.
Onlarca insan montaj kasetlerle gündeme geldi, insanlar hangisi doğru hangisi yanlış ayırt edemez hale geldiler ve ülkemizde taraflar ortaya çıktı,
Aklımıza ilk gelen bu cemaat gerçekten bu kadar büyük bir operasyonu yapabilecek güce erişti mi sorusu oldu.
Böyle bir büyük operasyonu yapmak için büyük bir küresel akla ihtiyaç var. Kim bu küresel akıl? Sorusunu birbirimize sorar olduk.
Bu sorulardan sonra hep beraber bu saldırıları malum cemaat tarafından düzenlenmesinin mümkün olmadığı kanaatine vardık
Bu saldırıların Bütün dünyada kaos lobisi kendi çıkarlarını ülkelerin iç çatışmalarında gördüğü için bunları yaptığına karar kıldık.
Malum cemaate de tetikçilik yaptırılarak bu olaylara kurban edildiğini açık bir şekilde gördük.
Bunların İsrail'in yayılmacı politikalarını savunanlar, silah tüccarları, petrol ve doğalgaz üzerindeki hâkimiyetlerini sürdürmek isteyenler, küresel faiz lobisi. Olduğu herkes tarafından anlaşıldı artık.
Şu anda güzel olan bir konu Halkın yüzde 70'inden fazlası bunun dış kaynaklı bir operasyon olduğuna inanıyor. Son seçimlerden sonra bunu daha net bir şekilde ortaya koymuş görünüyor.
Ben bu seçimin ana fikri olarak, milletin ‘yolsuzlukların sonuna kadar üstüne gidilsin.' Dediğini düşünüyorum. Ama bunu yaparken hiçbir şekilde Türkiye devleti zayıflatılmasın diye AK parti etrafında kenetlenmek istemiştir. Çünkü bu olay millete göre Türkiye'ye zarar vermektir.
Önümüzde Cumhuriyet tarihinin önemli bir seçimi daha var. Bu seçim Türkiye için önemli bir sistem değişikliğinin başlangıcıdır.
Ağustos ayında cumhurbaşkanını halk seçecek. Bu nasıl bizler için demokrasi sevdalıları için sevinilecek bir durumsa eski Türkiye'yi yöneten birtakım çevreler içinse rahatsız edici bir durumdur.
Bunun için birtakım operasyonlar yapacaklarını tahmin edebiliyorum.
Özellikle Suriye'deki terörist gruplarla Türkiye'yi irtibatlandırarak Türkiye'yi Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesine çıkarmak gibi bir senaryoyu dahi organize ediyor olabilirler.
Bu çalışmalar 7 Şubat 2013 den bu yana devam eden bir süreçtir.. Gezi MİT ve TIR olayı muhtemelen benzer gelebilecek başka olaylar da bu sürecin devamıdır.
Burada hedef Doğrudan doğruya Milli Görüş zihniyetinin temsilcisi olarak görülen Başbakan'ımızdır
Burada hedef, MİLLİ GÖRÜŞ zihniyetidir.
Milli görüş sadece bir partiyle ya da kişilerle kısıtlı değildir. Milli Görüş bu milletin bu topraklardaki bir büyük medeniyet tecrübesinin özetidir.
Bu tarihsel sorumluluğa kim sahip çıkarsa hedef tahtasına alınacaktır…