Hele bir de çocuksan…

Evinizde bir televizyon varsa ve çocuğunuz bunun farkındaysa, düğmeye basmaktan başka çareniz yok gibi. İzlemesi için TV’yi açtığınızda onun gelişimine pozitif anlamda katkıda bulunacak bir çocuk programı bulmak bir hayli zor oluyor.Kişisel gelişim seminerlerini andıran programları ile şuurlu toplum yetiştirmeyi hedeflemiş olan TV 5’in nedense bu toplumların küçük ama geleceği adına önemli bireyi çocuğa yönelik programa rastlayamadım. Çocuk programları hazırlamanın zaman kaybına yol açacağını mı düşünüyorlar merak ediyorum.Türkiye Müslümanlarının kuşatıcı sesi olur amacıyla kurulmuş Kanal 7’de ise şimdilerde Nur Ertürk’ün sunduğu bol kahkahalı, fıkır fıkır sabah programını, Şoray’ın Altın Günleri, Evlere Şenlik’ler izliyor. PrimeTime’da ise Küstüm Latif neşemize neşe katıyor. Aralara serpiştirilmiş İnek Şabanlı “yerli” filmlerle uzak doğu dövüşünün en nefes kesici sahnelerinin yer aldığı sinema müsveddelerini unutmamak lazım. Çocukların bu kanaldan alacakları ise çizgi filmlerin insafına bırakılmış. Türkiye’nin ilk özel televizyonu olmakla övünen Star’da (Bugünlerde TMSF’ye ait bir devlet televizyonu unutulmasın) sabahları, çocuklarınız kullandıklarında ağızlarına biber süreceğiniz “manyak”, “salak” vb. çirkin sözlerin sıkça kullanıldığı “Hayvan Dedektifi” çizgi filminden ötesini göremiyorsunuz.Çocuklara güzel davranışlar kazandırma kaygısı taşırken, aynı zamanda eğlendirebilmek, oyunlara dahil edebilen programlar çıkartmak kolay olmuyor elbette. Bizim aradığımız da onları program kahramanlarına arkadaş edebilmek, yani modern ailenin yalnız çocuğunu da kanalların bu konudaki hassasiyetleri/gayretleridir. Bu paralelde toplumda çocuk faktörünün önemine vakıf oldukları görülen iki kanal olma özelliğine sahip TRT’nin çocuk programları ve STV’de yayınlanan “Tarçın ve Arkadaşları” ile “Yeşil Oba”nın yapımcılarına teşekkür etmek zaid olmasa gerek. Konya’da sosyo-kültürel yapının oluşumuna katkı sağlaması umulan kanalların bu konuda henüz dikkatlerimizi çekecek programlara dönük çalışmaları görünmüyor. Planlama merkezlerinde proje aşamasında bekleyen programların olmasını ümit ediyorum.KON TV’de her sabah, girişimci ruhlara sahip televizyona çıkmaya hevesli çocuklarla yürütülen bir program var. “Çocuk Bahçesi” adını taşıyan programda sürücü belgem olmasına rağmen tanımakta zorlandığım trafik işaretlerinin çocuklara neden sorulduğunu anlamakta güçlük çekiyorum. Yine de iyi bir kanalda çocuklara özgü programlar yapılması gerektiğinin farkında oldukları için kutluyorum kendilerini. Ellerinden gelen bu demek ki. Farkındaysanız, diğer yerel kanalların adını bile zikretmedik.Çocuk ve TV sözkonusu olunca, “Sihirli Annem”, “En İyi Arkadaşım” gibi reytingi yüksek dizilerden söz etmemek olmaz. Evlerde TV kumandasının çocukların elinde bulunduğunu yapımcılar iyi biliyorlar. Böyle ‘gizli güç’ muhtevalı dizileri yavrunuzla birlikte oturup izlediniz mi, bilmiyorum. Başı sıkışan, zorda kalan, başka bir mekana geçmek isteyen insan görünümlü periler küçük bir işaretle nasıl da her şeyi yoluna koyuveriyorlar. Bunları izledikten sonra değil çocuğum, ben bile bazı olaylar karşısında sorumluluk almaktansa ya da durumu düzeltmek için çözüm arayıp çabalamaktansa “keşke bir sihirle her şeyi kolayca halledebilseydim” diye düşünürüm. Tabi sihir yapamadığım ya da sihir yapan bir annem olmadığı için de üzüntüm, çaresizliğim bir kat daha artıyor. Hele bir de çocuksam…Reyting uğruna psikolojilerinin allak bullak olmasına izin verdiğimiz çocuklarımızla sağlıklı, geleceğe güvenle bakan nesiller yetiştirmeyi mi hedefliyoruz? Zor…Kendileri için ‘Ana gibi yâr olmaz’ denilen anneler ve evlerimizin direği babalar, bu böyle gidecekse şu duaya gerçekten ihtiyacınız var: “Allah kolaylık versin!”