Değerli sporseverler, yeni bir haftaya başlarken tüm Konyanın ve spor kamuoyunun gündemine düşen, Konyaspor ve Fenerbahçe müsabakasının sonucu ve gelişen olayları irdeleyelim istedik.Peki ama Konyaspor-Fenerbahçe müsabakası ile yukarıdaki başlığın ne alakası var diye sorabilirsiniz. Anlatacağım.Öncelikle maç öncesi dolu tribün beklerken bunun gerçekleşmediğini gördüm. Müsabakanın ilk on dakikası önemli idi. Bu on dakikanın önemi o kadar büyüktü ki, nedeni ise ilk dakikalarda Fenerbahçenin niyetini ortaya koymasıydı.Yorgun ve isteksiz, sürekli yan pas yapan, oyunu rölantiye alarak Konyasporu rahatlatmak ve Yeşil Beyazlılara oynama fırsatı verip, deneyimli oyuncuları ile de Konyasporu çözmek istemesi idi. Peki ne oldu. El Sakanın müdafaadan kaptığı bir topla rakip ceza sahasına inmesi ve gol. İkinci golü de buna benzer bir kontra top ile bulunca kontrol de bize geçmiş oldu. Altmış dakika böyle geçti. Yorgun Fenerbahçe baskı kurmaya başlayıp, Konyaspor da nedendir bilinmez ama gönüllü oynamaya başlayınca ister istemez pozisyonlar çıkmaya başladı. Fenerbahçenin kanatlardaki değişikliği de bir nevi tutan bir taktik oldu.İşte o an Anelkanın elle karışık Sadri Alışık golü. Bu golün oluşu ve sonucu herkesce malum. Top toplama görevi bile verilemeyecek kompleksli birine bu maçı yönettiren Sayın Merkez Hakem kurulu ve Türkiye Futbol Federasyonu Suç sizin beyler!Bu müsabaka sıradan adamların yöneteceği maç değil, bu ne lakaytlık. Sizleri ciddiyete davet ediyorum. Yetmişikinci dakikadan sonraki hakemi tüm spor kamuoyu tekrar izlesin.Pekala tek suçlu hakem mi? Hayır! Müsabakanın 70. dakikasından sonraki Konyasporun hali ne Garılar hamamı gibi herkesin dili bir karış. Kısacası Fenerbahçe takımı istediğini uygulamaya başlamış, Konyasporu gererek sinir harbini kazanan taraf olmuştur. Hakem kadar Konyaspor takımının da suçlu olduğunu düşünüyorum.Konyaspor da goller yiyebilir. Ancak, ikinci golden sonra yenilen diğer iki golün başlangıç ve bitişi bir çok problemi de ortaya çıkarır.Yazık, çok yazık. Bu emek hırsızlarına siz de çanak tuttunuz beyler.Bir kere ilk golden sonra müdafaanın göbeğinde 3 kişi tutarak, çoğalarak karmaşa yaşandı. Adam paylaşımı yapılamadı. Tam bir kaos yaşandı. Bunlara hiç gerek yoktu. Çünkü savunmada çoğalarak maçın kazanılmayacağı onlarca tecrübe ile sabitti. Bunun bir daha örneği yoktu, olmayacak da. Altmışıncı dakikadan sonra yorulan ve agresifleşen oyuncuların değişimi bana göre daha uygun olacaktı.Bir diğer sebep ise, bu müsabakanın bu kadar gerilmesi yönetim kurulunun maçtan önce vaad ettiği yüksek miktardaki prim olsa gerek. Sezon öncesi tesbit edilen rakamın üç-beş, on katını bir maç için vaad ederseniz, kusura bakmayın bu sonucu alırsınız.Aklınızı başınıza devşirin beyler. Konyaspor kurumsallaşmaya giderken böyle acemice işlerle sonuç alamazsınız. Bu kadar yüklenirseniz bir yerden patlatırsınız.Gelelim helva olayına Devre arası dağıtılan pasta, börek tamam da bu helva işi nereden çıktı? Sanki bana biraz manidar geldi. Keşke kırkında dağıtsaydınız. Genelde helva ölen bir kişinin kırkıncı gününde dağıtılır. Bu densizliği kim yaptı ise kastını aşan bir iş yapmış! Birileri de kalkar bir gün sizin için sala verdirir haberiniz olsun. Bunun örneğini zamanında yaşamadık mı! Konyanın meşhur atleti Derviş birilerine bunu sık sık uygulardı. Bilenler bilir.Aykut hocama gelince; Bu kokuşmuşluğu, bu çerkeşliği sen mi düzelteceksin sevgili hocam. Örnek olurum derken öncelikle gençliğine ve geleceğine zarar verirsin. Bu kararına saygı duyarım ama çok ağır bir karar. Sporcularının sahada gösteremediği itidali sen bari göster lütfen Hocam. Düşmana kızıp oruç bozanlardan olma. Bugün daha sağlıklı düşüneceğine eminim.Selam ve sevgilerimle