BURDUR (AA) - MUSTAFA ÜNAL UYSAL - Fetullahçı Terör Örgütünün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimi sırasında Ankara Gölbaşı Özel Harekat Daire Başkanlığına yapılan saldırıda şehit olan polis memuru Akif Altay'ın annesi ile kız kardeşi, acıyı ve gururu bir arada yaşıyor.
Burdur'da yaşayan anne Fadime Altay, AA muhabirine yaptığı açıklamada, geçen bir yılı anlatmanın çok zor olduğunu söyledi.
Darbe girişimi gecesi şehit düşenlerin yakınlarıyla görüştüklerini anlatan Altay, kimsenin bu olayı unutamadığını, herkesin acısının sürdüğünü ifade etti.
Oğlunun sorumluluklarını bilen, çalışkan, ilkeli ve memleketine, devletine, dinine bağlı biri olduğunu vurgulayan Altay, "O şehitliği hak etti. Ama bir Müslüman, Müslümana bunu yapar mı? Unutulacak bir olay değil. Büyük bir olay atlattık ama çocuklarımızı toprağa verdik. Bir oğlum daha olsaydı onu da gönderirdim, kendim de giderdim. Bayrak için her şeyimizi veririz, çünkü bayraksız yaşanmıyor." dedi.
Altay, "15 Temmuz yiğitlerimizin unutulmamasını istiyorum. Bizler için çok acı günler oldu. Hem acıyı hem de iftiharı yaşadık." diye konuştu.
- "15 Temmuz'da milli birlik ve bütünlük kanıtlandı"
Şehidin kız kardeşi Aysun Şermet ise 15 Temmuz'da vatan hainlerinin, millete cumhuriyet tarihinin en karanlık gecesini yaşattığını belirtti.
O gece kahramanların dünyaya demokrasi dersi verdiğini dile getiren Şermet, 15 Temmuz'da milli birliğin, bütünlüğün ve bölünmezliğin kanıtlandığını vurguladı.
Şermet, 15 Temmuz'u unutmayacaklarını ve unutturmayacaklarını anlatarak, "Demokrasimize, cumhuriyetimize sahip çıkalım. Bundan sonra bölücülerin, hainlerin oyununa gelmeden, birbirimizle kenetlenerek cumhuriyetimizi, demokrasimizi korumalıyız. Bulunduğum ortamlarda bunları savunuyorum. Bundan sonraki günlerimi de böyle geçirmeyi sürdüreceğim. Vatanımız, birliğimiz, bütünlüğümüz, özgürlüğümüz, bağımsızlığımız söz konusu. Ne olursa olsun bir bütün olmalıyız." değerlendirmesinde bulundu.
Son bir yılın ağabeyinin acısı ve özlemiyle geçtiğini kaydeden Şermet, "Çünkü biz her fırsatta bir araya gelmeye çalışan, birlikte vakit geçiren, paylaşım içinde olan insanlardık. Evlat acısı çok büyük ama kardeş acısı da çok büyükmüş. Bunu tattık. Allah kimseye yaşatmasın. Ağabeyim şehit, onun gururu ve onuruyla da yaşıyoruz. Acımız büyük ama gururumuz da büyük. Allah öyle bir geceyi kimseye yaşatmasın." dedi.
- "Ağabeyim kahramanımdı"
Ağabeyinin eğlenceli, sorumluluk sahibi ve hümanist bir insan olduğunu belirten Şermet, "Ağabeyim kahramanımdı. Allah'a, peygambere aşıktı. Dini bütündü, abdestsiz gezmezdi. Sadece bizimle değil, sürekli akrabalarla bir arada olan, onları bir araya getirmeye çalışan, 'Birbirimizi unutmamamız gerekiyor' diyen, yardımsever biriydi. Görevine ve devletine düşkün, sorumluluk bilinci olan adam gibi bir adamdı." diye konuştu.
Darbe girişiminde bulunanların, hak ettikleri cezayı alacaklarına inandığını anlatan Şermet, "Kurtuluş Savaşı'nda, Birinci Dünya Savaşı'nda, Çanakkale'de topraklarımızı işgal eden düşmanları bilirsiniz ama bunları bildik mi? Vatan hainlerini içimizde barındırmışız, bilmeden, istemeden, fark etmeden. Yıllarca bir ur gibi her tarafımıza işlemişler. Allah fırsat vermesin. Kesinlikle milletimize, devletimize güveniyoruz. Biz bir bütünüz. Sonuna kadar devletimizin yanındayız." ifadelerini kullandı.
"Şehit Akif Altay" isminin okula verilmesiyle gururlandıklarını da dile getiren Şermet, "Biliyoruz ki oradaki öğrenciler, ağabeyimin adını yaşatarak yetişecek, onun gururunu bize yaşatacaklar. Bunu düşünen insanlara da teşekkür ediyorum." dedi.
Şermet, demokrasi nöbetlerinin "gövde gösterisi" olarak görülmemesi gerektiğini, bunun bütünlüğü ve bölünmezliği dünyaya anlatmanın bir şekli olduğunu sözlerine ekledi.
AA