Türkiye’nin en geniş kapsamlı, Mahalli İdare Seçimlerine az kaldı…
Her yerde parti bayrağı, her yerde tanıtım broşürleri ve her yerde sesli anonslar, çevre kirliliği diz boyu.
Olacak tabi; her yıl seçim mi oluyor, diyenleri duyar gibiyim.
Yetmişli yılların sonunda ve seksenli yıllarda seçim öncesi siyasi parti genel başkanları hep beraber televizyon ekranlarına çıkarlar, projelerini anlatırlar, vatandaşta onları bir arada görür ve ona göre kararını verirdi.
Turgut Özal’ın Anavatan Partisi katıldığı ilk seçimlerde televizyon açık oturum öncesi Kamuoyu yoklamalarında % 20 civarında gezerken tarihe “satarım - sattırmam” olarak geçen açıkoturumdan sonra, kamuoyu yoklamasında oyu % 35’lere çıkmış ve tüm askeri baskılara rağmen seçimlerde % 45’le tek başına iktidara gelmişti,
Peki bugün biz seçmenlerin böyle bir açık oturumu görme ve kararını verme imkanı neden yok, bırakalım genel merkezi Konya da, Önce Büyükşehir adayları, sonra ilçe adayları, neden televizyon ekranlarında bir araya gelemiyorlar acaba.
Buradan Konya”nın tüm başkan adaylarına çağrıda bulunmak istiyorum.
Konya’daki seçim kampanyasında bir değişiklik yapın, hangi kanalı istiyorsanız o kanalda bir araya gelin, biz vatandaşlarda sizleri orada bir arada görelim. Projelerinizi dinleyelim kararımızı ona göre verelim.
***
Bu çağrıdan sonra okurlarımdan gelen elektronik postaları okumaya başlamak istiyorum.
Önce Hayırsever insan N. A. ağabeyimizin yazdıkları.
Ben 15 gün Antalya’da, 15 Gün Konya’da yaşıyorum, yaşımda 65’in üzerinde.. Anlatmak istediğim beş ay önce çıkan 65 yaş kanunu. (65 yaş üzeri Tüm vatandaşlar kamuya ait toplu taşıma araçlarından ücretsiz yararlanır.)
Bu kanun çıkalı beş ay oldu…
Antalya Büyükşehir Belediyesi bu kanunu uyguluyor, (Özel halk otobüslerinde ve dolmuşlar dahil) AK partili Ankara Büyükşehir Belediye başkanı Melih Gökçek”te Ankara da bu kanunu uyguluyor.
Konya Büyükşehir Belediyesi bu kanunu uygulamıyor,
Her otobüse bindiğimde otobüs şoförleriyle tartışıyorum ve para ödemiyorum.
Ne olur; Konya”da bu kanunu uygulayarak bizi daha fazla kavga ettirmesin, biz yaşlı insanlarız, birimizin kalbi oracıkta durur ölürüz, bunun vebali daha ağırdır.
***
İkinci elektronik postamız İşadamı eski siyasetçi M. Ö.’ye ait.
Bu okurumuzda AK partiyi ve özellikle Başbakanı çok sevdiğini başbakanın hatırına oyunu AK partili adaya vereceğini ifade ederek söze başlamış, sonra AK Parti Konya yöneticilerine önemli bir soru yöneltmiş, bizden yazması.
AK Parti Konya yetkilileri bu seçimlerde aday belirlemede çok büyük hata yaptığınızı düşünüyorum.
Seçimlerden sonra Kulu”da Cihanbeyli’de Başkanlığı BDP’ye…
Karapınar’da CHP ye, Ilgın ve Akşehir’de MHP’ye kaptırırsanız…
Merkez ilçelerde ve Büyükşehir’de oylarınız % 55’lere düşerse?
Bunun sorumlusu biz vatandaşlar mıyız? Yoksa bu adayları karşımıza getiren siz yöneticiler misiniz?
Benim dediklerim çıkarsa ne yapmayı düşünüyorsunuz?
***
Üçüncü elektronik postamız emekli, işadamı Ş.G. ye ait.
Sayın yetkililere ve ATM den para çeken herkese buradan seslenmek istiyorum.
Sayın yazar ATM’lerin etrafına hiç baktınız mı? Ben baktım, biz vatandaşlar buraları o kadar çok kirletiyoruz ki anlatamam.
Peki, buraya bir çöp tenekesi koymak çok mu zor?
Tabiî ki görev, belediyelerimize düşüyor.
Sonra yeni alınan doğalgazlı otobüsler…
Tramvayın rengini biz belirlemiştik, keşke otobüslerin rengini de biz belirleseydik, yada tramvay la aynı renk olsaydı.
İstanbul belediyesi yer değiştireceği ağacı bile vatandaşa sorarken bizim belediyemiz neden otobüslerin rengini bizlere sormadı?
***
Yazımı 15 gün önceki köşe yazıma gelen tepkilere cevap niteliğindeki bölümle tamamlamak istiyorum.
Neydi yazım?
-Meram’a hanım eli değecekmiş!
Yalan mı yazdım?
Meram’a hanım eli değmeyecek mi?
Bir de beni başka bir parti adına yazı yazmış olarak değerlendirenler var ki, onlar gerçekten beni çok üzdü.
Çünkü ben bu yaşıma kadar değişik partilere sadece oy verdim. Hiçbir siyasi partiye, bugüne kadar ne üye oldum, ne de bir partinin adamı oldum. Olursam da söylerim.
Yanlış gördüğüm konularda bazen MHP’yi, bazen AK Parti’yi, bazen de SP’yi eleştirdim… Ya da doğru gördüğüm konularda da bu partilerin doğrularını yazdım.
“Meram’a hanım eli değecekmiş!” başlıklı köşe yazımda, yazdıklarım sadece benim düşüncelerim de değildi.
Bu gün bu aday olmalı diyen birçok partilinin ve seçmenin 15 yıl önceki daha acımasız söylemleriydi. O yıllardaki kadın adaylara yaptıkları linç girişimleriydi. Ben bunları hatırlatmak istedim.
Tanımadan, bilmeden, ya da önceki yazılarımı okumadan, hakaret etmeyi yorum yapmak zannedenleri de buradan kınıyorum.