Bir önceki yazımda, Karatay İlçemizin adının Mevlana adıyla değiştirilmesini konu almıştım. Bu yazıyla ilgili çok sayıda olumlu tepkiler aldım. Bunlardan biri de Karatay Kaymakamı Sayın Yüksel Ayhandan geldi.
Karataya göstermiş olduğumuz ilgiden memnun kaldığını belirten bir telefon görüşmesinden sonra, yüz yüze yaklaşık bir saat on dakikalık bir görüşmemiz oldu. Kaymakam Bey buradan önce 12 ilçede kaymakamlık yapmış deneyimli bir bürokrat ve Karatay Kaymakamlığına da sekiz ay önce atanmış. Daha ilk bakışta ilçe için yoğun bir çaba sarf ettiği anlaşılıyor. Mesela Kaymakamlık için bir amblem oluşturmuş; bir semazen, çift başlı kartal figürü ve başak.
Bundan başka Yüksel Bey, göreve başlar başlamaz hizmet binasını elden geçirmiş ve mevcut toplantı salonunu rehabilite etmiş. Karatayın çalışkan ve birikimli bir Kaymakama kavuşması, gelecekte daha güzel çalışmalarda bir sinerji oluşturacağını gösteriyor şimdiden.
Karatayın gelişmesi için herkesin yapabileceği şeyler vardır. Her kademede çalışanların faydalı olabileceği alanlar vardır. Çünkü Hz. Mevlana bizim için, Konya için, Karatay için çok değerli bir nimettir.
Konya turizm açısından gelişmeye en müsait illerden biridir. Mevlananın Konyada bulunması, bu şehri ayrıcalıklı bir konuma yerleştirmektedir. Geçenlerde Mevlana Müzesinin yanından geçiyordum. Büyükşehir Belediyesinin, daha önceden caminin hemen önüne park edenleri engelleyici levhalarını ve uyarılarını gördüm. Bu oldukça güzel bir uygulamadır. Çünkü servis araçları ve otobüslerin fuzuli bir kalabalık ve görüntü kirliliğinden başka bir şey yapmadığı hep gözleniyordu. Araçların Mevlana Kültür Merkezi otoparkına park etmeleri, mekanın daha güzel görünmesini ve büyük bir rahatlığı sağlamış. Ancak küçük hediyelik eşya satanlar, gelen ziyaretçileri ısrarla bir şeyler satabilmenin çabasıyla bezdirmeye devam ediyorlar.
Plakasına göre Kocaeliden geldiği anlaşılan bir otobüsün ön camına yapıştırılmış bir yazı dikkatimi çekti: Mübarek Şehrimiz Konyada bulunan Mevlanaya gidelim. Bu yazıyı görünce Konyamızın, insanların gözünde ne kadar önemli bir yerde olduğunu bir kez daha hatırladım. Acaba biz gelen ziyaretçilere, memleketlerine döndüklerinde aynı duyguları yaşatabiliyor muyuz?
Konyanın Türkiyede ilk akla gelen beş il arasına yerleşmesi için topyekun gayret göstermek şarttır. Zira sadece turizm açısından değil, zirai ve sanayi açısından da Konya tanıtılmalıdır. 1999 Marmara depreminden sonra, yatırımcıların büyük bir bölümünün düşüncesi, deprem açısından daha güvenli bölgelere büyük fabrikaların yapılmasıydı. Bu bakımdan da Konya ilk akla gelen bölgelerden biriydi. Ancak bu imkan maalesef değerlendirilemedi.
Yatırımcı için cazip imkanların seferber edilmesi, işsizlikle mücadelede çok önemli bir üstünlük sağlamaktadır. Yerel yönetimlerin şehrin şu andaki alt ve üst yatırımlarının tamamlanması, kentlilik bilincinin artırılmasının yanında, şehre yatırım yapacak müteşebbislerin önüne iyi imkanları sunma gibi bir görevleri de vardır. Şehrin fiziki ve sosyal alanda gelişmesi, onun sanayileşmesi ve katma değer oluşturabilme kabiliyeti ile doğru orantılı olmaktadır.
Sonuç olarak kentimizin daha iyi imkanlara sahip olması, yaşayan hemşehrilerimizin daha huzurlu ve rahat yaşayabilmesi için herkesin yapacağı katkı, gelecek kuşaklara bırakılacak en önemli gurur kaynağı olacaktır.