“Hepimiz Ermeni’yiz” sloganının ardından...
Türkiye’de çok ilginç şeyler yaşanıyor.
Bunu neye yormak gerek bilemiyorum.
Ama kendimce anlamaya çalışıyorum..
Düşünüyorum şimdi…
Bir cinayetle başladı her şey.
Hrant Dink öldürülmüştü.
Kimdi Hrant Dink?
Çok bilinen birimiydi?
Hayır...
Ancak özel ilgisi olan biri bilebilirdi Dink’i.
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan bir Ermeni’ydi...
Agos gazetesini çıkarıyordu...
Türklüğe hakaretten yargılanmıştı...
Milliyetçi duygulara sahip olduğu iddia edilen bir genç tarafından öldürülmüştü…
Bu bilgilerin çoğu da O öldürüldükten sonra öğrenilen şeylerdi.
Asıl dikkatle izlenmesi gereken olaylar bundan sonra başlıyor.
Evet, cenaze töreninden itibaren başka şeyler olmaya başladı.
Törenle birlikte bir slogan dalga dalga yayıldı ve “Cinayet milliyetçiliğin kaşınmasıyla mı işlenmiştir, şiddet eğilimli toplum olduğumuzdan mı, aydınları sevmediğimizden mi?” sorularını soran, çoğu defa da maksadı üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek olan yorumlar yapılırken mecra başka bir yöne daha kaydı.
Birden cenaze törenindeki “Hepimiz Ermeni’yiz” sloganı toplumun üzerine karabasan gibi çöktü...
Bu slogan üzerine yorum yapan medya mensupları neredeyse bir haftadır televizyonları, gazeteleri işgal ettiler.
Ve “Hepimiz Ermeni’yiz” sloganı yalnızca yazarları, medya mensuplarını değil bizleri de esir aldı…
Öyle ki bu slogan, Azerbaycanlı bir dostumun gecenin ilerleyen bir vaktinde Bakü’den beni aramasına ve sitem etmesine bile sebep oldu.
Azerbaycanlı Türkler içinde tanıdığım en itidalli bir adam bile çileden çıkmış, kendilerinin bu sloganla incindiklerini söyleme ihtiyacını duymuştu.
Anlayacağınız bu slogan etkisi bakımından Dink cinayetini de geride bırakmıştı..
Tabii ki asıl meselenin Hrant Dink’in öldürülmesi olmadığını bu tartışmaların yaşanmasıyla daha iyi anlayamaya başladık.
Aslında kimin, kimi öldürdüğü değildi meselemiz.
Olayın içindeki failleri bir tarafa bırakmalıydık.
Bu sloganı attıracak bir olayın vuku bulmasıydı asıl istenen.
Cinayet niye işlendi sorusunun cevabı burada yatıyor belki de.
Siyasi tarihimizde çok önemli bir olayın fitilini ateşleyecek bir başlangıcın habercisi de olabilir bu slogan.
Onu yakın gelecekte anlayacağız.
Ama ben buradan uyarıyorum, bu slogan üzerine yorum yapan gazeteciler, köşe yazarları bu yorumları boş yere yapmazlar.
Farkına varmadıysanız, tekrar tekrar, üzerine basa basa söylüyorum:
Asıl bakmamız ve üzerinde titizlikle durmamız gereken şey, Hrant Dink’in öldürülmesi değil, cenaze töreninde “Hepimiz Ermeni’yiz” sloganının atılması ve bu slogan üzerinde medyanın önde gelen yazarçizer takımının yaptığı yorumlardır.
Burada bir provokasyon planlanmışsa, Hrant Dink cinayetinden ziyade, bu slogan ve bu slogan üzerinden yapılan siyasettir.
ASALA cinayetlerinin peşi sıra işlendiği dönemde bile, bir Ermeni’nin burnu dahi kanamamışken, bugün bu cinayetin işlenmiş olması, Ermeni birinin öldürülmesinden daha başka bir anlam ifade ediyor.
Bu anlam “Hepimiz Ermeni’yiz” sloganında ve bu sloganla yapılmak istenen şeyde gizli…
Bundan sonra yaşanacaklar bu slogan üzerinden yürütülecek ve ona göre şekillenecektir. Bilmeliyiz ki, “Hepimiz Ermeni’iz” sloganı, Türklüğe hakaret cürümünden daha etkili ve daha kışkırtıcı bir söylem olarak tarihe geçmiştir.
Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir olayda bu şekilde bir slogan atılmaz.
O talihsiz sloganı atanlar siyasi ve toplumsal bir sorumsuzluk sergilediklerinin ve toplumsal barışı yaraladıklarının farkında mıdırlar bilmiyorum.
Maalesef Türkiye üzerine oynanan oyunun bir parçası olduklarını göremeyecek kadar önyargılarla dolu oldukları için bizim sözlerimizi de duymazlıktan geldiklerini de biliyorum.
O slogan, üzülerek söylüyorum ki, Türk demokrasisine ve Türk toplumsal barışına saplanan bir hançerdir!
Bu sefer oyuna gelenler milliyetçi-muhafazakâr kesim değil, o sloganı atan liberaller, demokratlar, solcular, etnikçilerdir.