Dün anlatıyordum. Üstad Necip Fazılın aziz hatırasına düzenlenen piyese yarım saat kala uyuyakalmışım. O sırada bir rüya gördüm. 2010 yılıymış. Sevgili Başbakanımız Türkiyeyi rahatlatan çalışmalar yaparkene, Meclise, İl Genel Meclisi ve Belediye Meclislerine artık başörtüsüyle girilir olmuş. Yasak masak kalmamış, ama İmam Hatiplere gidecek öğrenci kalmamış, herkes burun kıvırmış. Neyse, bu AK Partili Hanımlar devlet iradesine ve idaresine talip olmuş. Evde çoluk çocuk sefalet içindeyken bile onlar eve girmemiş. Konya Valisi, Konya Belediye Reisi, AK Parti İl ve İlçe Başkanları hepten Teşkilat terbiyesi görmüş hanımlardan seçilmiş ya da atanıvermiş. Müktesebata filan bakılmıyor, ne kadar sosyal faaliyetçi iseler, türbanlı ve bakımlı hanımefendiler hemen bir üst makama terfi ediliveriyorlarmış.
Beni sorarsanız ben de Belediye Sarayında odacı olmuşum. Koskoca Memleketi Kurtaran Adam ol, ondan sonra kalk belediyede, seni odacı yapsınlar. Kâbus bu ya. Beni Başkan Yardımcısı döpiyes etekli bir teyzanımın yanına vermişler. Her beş dakikaya bir koltuğun altındaki kırmızı düğmeye basar, ge bakiiim, şunu al, filan hanıma götür, gelirken de, bi aşağı kata in, falan hanım yerinde miymiş, öğren gel dermiş. Telefon diye bir şey varmış, ama işte bütün işler herif milletine yaptırıldığından, telefona hacet duyulmuyormuş. Saat 17de hep birlikte daireden çıkılıyor, doğruca Teşkilatlara gidiliyor çay partisi düzenleniyormuş. Kamuya açık sosyal faaliyetler bile artık hanımlar için yapılıyor, herifler bırak protokolü, arka oturaklarda bile yer bulamıyormuş.
Kâbus değişiyor, tekrar salondayım. Kolumdan tutup ne işiniz var burada beyefendi? diyerek beni salondan dışarı çıkarmaya çalışan bir hatun kişinin sesiyle uyanıyorum. Meğer bizim hatun namazdan gelmiş, yer bulamayınca beni dürtüyormuş. Çaresiz yerimi ona bırakıp dışarı attım kendimi. Uyurken de uyanıkken de her yerde siz varsınız. Hayırlara gelsin inşallah!
Muharrem Candanla
Konyadan seçip Ankaraya gönderdiğimiz vekillerden kaç tanesini bir çırpıda sayabilirsiniz. İyi ki seçildi yav diyeceğiniz kaç vekil var? Cevabınızı tahmin edebiliyorum.
16 vekilden 6, bilemediniz 7sini severim. Diğerleri sadece benim için değil, milletin çoğu için de 2-3 sene sonra tarih olup gidecekler. İsteseler de istemeseler de
Muharrem Candan genç ve idealist bir vekildir. Genç dememe itiraz edenler varsa, zannedersem 45li yaşlarda falan olmalı. Bana göre genç yani. Geçenlerde benim düldülün sigortasını yaptırmaya gittiğimde iş yerinde yakaladım. Çay, kahve, gazoz derken iki de sigara içivirmissim. Candan bir adam şu Muharrem. Bir anısını anlattı, size anlatmak için sabırsızlanıyorum.
3 Kasımdan 3-5 ay sonrası, TBMMde heyecanlı bir koşturmacanın tam ortasında cep telefonu çalar. Karşısındaki Konyadan bir beldenin belediye başkanıdır. Sayın vekilim, bizim köyden gariban bir adam ormandan odun getirirkene enselenmiş. Kendisi kaçmayı başarmış, ama eşeği karakolda alıkoyuyorlarmış. Ha bi el at da şu eşeği kurtaralım
Ne desin Muharrem şimdi? Yahu biz eşeğin oğullarıyla uğraşıyoruz, eşeğe sıra zor gelir
Memlekette eşek de çok, eşek yavrusu da. Bu adamların işi de zor yani.
Bir eşek için kalkıp Ankaradan vekili arayan adam belediye başkanı oluyorsa, eşeği karakolda rehin tutanlara ne diyeceksiniz?