ANKARA (AA) - NAZLI YÜZBAŞIOĞLU - Almanya'nın Saksonya Eyalet Meclisi Başkanı Matthias Robler, sığınmacı yurtlarına yapılan saldırılara ilişkin, "Her türlü suçun takibi yapılacaktır. Almanlar tarafından yabancılara karşı, yabancıların birbirine ya da Almanlara karşı işledikleri suçlarda fark gözetmeksizin, hukukun üstünlüğü prensipleri doğrultusunda mücadele edilecektir" diye konuştu.
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı İsmail Kahraman ile görüşmek ve çeşitli akademik toplantılara katılmak için Ankara’ya gelen Robler, sığınmacı krizi ve terörle mücadelede Türkiye ve Almanya'nın yürüttüğü işbirliğini, Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) müzakere sürecini ve bölgesel konuları AA muhabirine değerlendirdi.
- Sığınmacı krizi
Sığınmacı akını ile baş edebilmek için iki ülke ilişkilerinin yoğun bir şekilde devam etmesinin çok önemli olduğunu belirten Robler, "Sığınmacı krizini, eşit düzeydeki iki ortak ülke olarak değerlendirmemiz gerek. Hükümetlerarası istişarelerin de gösterdiği üzere, mülteci akınını koordine eden insan kaçakçılarına karşı yürütülen ortak projeler ve alınan önlemler her iki ülke için de önemlidir" dedi.
Robler, AB’nin, sığınmacıların ihtiyaçlarının karşılanması için Türkiye’ye vermeyi taahhüt ettiği 3 milyar avronun hükümetlerarası görüşmelerde de gündeme geldiğini belirterek, "3 milyar avro, ilk aşamada verilecek olan rakamdır. Bunun büyük ihtimalle devamı da gelecektir" şeklinde konuştu.
Sığınmacı akınına uğrayan ülkelere destek olunması için İngiltere’nin başkenti Londra’da 4 Şubat’ta yapılacak Suriye Donörler Konferansına dikkati çeken Robler, "Kuveyt, Norveç ve Almanya gibi finans sağlayacak ülkelerin önderliğinde yapılacak bu görüşmelerin de öncelikli amacı sığınmacı akınını durdurmak olacaktır. Burada, Türkiye ve Avrupa arasında ve Türkiye ile Almanya arasında yoğun işbirliği sağlanması şarttır" dedi.
- Almanya'da sığınmacı yurtlarına saldırılar
Federal Suç Dairesinin (BKA) verilerine göre, Almanya'da sığınmacı yurtlarına saldırıların 2015 yılında, bir önceki yıla göre 5 kattan fazla artmasını değerlendiren Robler, "Almanya’da göçmenlerin ilk kabul yerleri olarak belirtilen belli bazı yapılara karşı saldırılar mevcuttur. Buna karşı alınabilecek önlemler üzerinde çalışılıyor. Yapanları bulmaya yönelik çalışmalar hızla ilerliyor" dedi.
Robler, Almanya'da sığınmacılara yönelik saldırıların, yabancı düşmanlığı açısından ülkenin imajına olumsuz etkisinin olup olmadığı yönündeki soruya şöyle yanıt verdi:
"Sığınmacıların barındığı yerlere yönelik saldırılar sadece Almanya’da düzenlenmiyor. Benzer olaylar başka ülkelerde de oluyor. Ancak burada, bu olaylara verilen tepkinin demokratik hukuk devleti tepkisi olup olmadığına bakmak gerekir. Bir demokratik hukuk devleti olan Almanya’nın aldığı önlemler, bu konudaki hassasiyetini ifade etmekte yeterlidir.
Her türlü suçun takibi yapılacaktır. Almanlar tarafından yabancılara karşı, yabancıların birbirine ya da Almanlara karşı işledikleri suçlarda fark gözetmeksizin hukukun üstünlüğü prensipleri doğrultusunda mücadele edilecektir."
Sığınmacılara yönelik saldırıların karşısında demokratik güçlü bir devletin gerekli olduğunu belirten Robler, "Bu tür saldırıları yapanların yanı sıra, göçmenler arasında suç işleyenlere karşı da aynı demokratik devlet öğelerini ortaya çıkarmamız gerekir. Saldırıda bulunanların ve suç işleyenlerin ülkeden men edilmelerine yönelik önlemler de almamız gerekir" diye konuştu.
- Terörle mücadelede işbirliği
Alman ve Türk toplumlarının kendi hükümetlerinden taleplerinin huzur ve istikrar içinde yaşamak olduğunu söyleyen Robler, bunun sağlanması için iki ülkenin hükümetlerinin ve istihbarat birimlerinin iletişim halinde olması gerektiğini söyledi.
Robler, "PKK, DHKP-C, ya da DAEŞ olsun, terörün hangi şekli olursa olsun, buna karşı hep birlikte savaşmamız şart" dedi.
Bölgesel gelişmeler karşısında da işbirliğinin önemli olduğunu vurgulayan Robler, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun ve Almanya Başbakanı Angela Merkel'in Berlin’de 22 Ocak'ta bir araya geldiği Türkiye-Almanya hükümetlerarası istişare toplantısında “Bölgede her türlü huzursuzluğu artırıcı hareketten sakınmak gerekir” mesajının verildiğini hatırlattı.
- Türkiye- AB ilişkileri
Toplantıda Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne (AB) katılım müzakerelerinin de ele alındığını belirten Robler, "Türkiye’nin AB üyeliğinin tekrar gündeme gelmesi ve yeni fasılların açılması Almanya’nın da desteklediği bir süreç. Türk vatandaşlarına Schengen bölgesine vize serbestisinin tanınması ise sadece Almanya’nın değil, tüm AB ülkelerinin istişare etmesi gereken bir konu" diye konuştu.
Robler, "Enerji konularındaki fasılların açılması, ekonomik işbirliğinin artırılması, Gümrük Birliği'nin güncellenmesi, yoğun ekonomik ilişki içinde bulunan Türkiye ve Almanya için de çok önemli olacaktır" dedi.
AA