Herkes geçmişiyle hesaplaşmalı

yazar-2

AK Partili’ye de muhalefet partiliye de saygı lazım!

Siyaset gündemi çok yoğun her an yeni bir açıklama yapılacak, yeni bir bomba daha patlayacak beklentisi insanı krize sokuyor. Hayat normal seyrinde gitmiyor. Bunda siyasetçiler kadar medyanın da kabahati var. Pazar günkü Milli Gazete’nin manşetini görmesem sadece etkili odaklara faturayı çıkaracağım. 3 gündür gazetelerin birinci sayfalarında Genelkurmay e-muhtırası ve Anayasa Mahkemesi’nin muhtemel kararı ve sonrasında oluşacak tablo yer alıyor. İnsanoğlu gerildikçe geriliyor.

Komplo teorileri, gizli kapaklı dosyalar, şok edici iddialar, sokaktaki vatandaşın olduğu kadar bizim de kafamızı karıştırıyor, sağlıklı düşünmemizi zorlaştırıyor. Bütün bunlar olurken Milli Gazete’nin manşetten patlattığı “Tarımda aşırı gübre ve ilaç kullanımının insanların sinir sistemini olumsuz etkilediği” haberiyle sistemimizdeki arızanın siyasal değil kimyasal olduğunu görüp rahatlıyoruz.

Yine de insanın canı sadece iyi ve güzel haberlere yer veren gazete okumak hatta öyle bir gazetede bulunmak istiyor, İtalyan “Gold News” gibi. “Sabah sabah güzel, hoş ve okudukça insanın ufkunu açan, mutlu haberler okumak isteyenler” gibi bizi rahatlatan haberlerle kamu hizmetinde bulunsak, havadan sudan, ağaçlardan, park ve bahçelerde muhabbetin keyfini çıkaran genç aşıklardan, ikinci bahar hayalleriyle ayakta durmaya çalışan yaşlılardan haberler versek, iyi olmaz mıydı!

Türkiye, 50 yıllık demokrasi tecrübesine rağmen, hala normalleşemedi. Kendilerini devletin sahibi gören elitler, farklı düşüncelerin bir arada yaşayabildiği demokratik bir toplum yapısını içine sindiremedi. Partiler, sivil toplum örgütleri, darbeye davetiye çıkaran ve gerilim ortamını körükleyen ulusalcı zihniyete ve işbirlikçilerine karşı nerede durduğunu belli eden açıklamalar yapmalı, tepki göstermeli. Süreçten ancak böyle normalleşerek çıkılabilir. Bugüne kadar istikrar ve demokrasiye saygı çağrısında bulunan partilerimizi, sivil toplum örgütlerimizi, odalarımızı tebrik ediyorum.

Konya’daki iktidar ve muhalefet partileri, ne kadar iktidar sahibi olduklarını ve ne kadar muhalefet edebileceklerini işte burada göstermeli.

Teşkilatlar değişmeli. Herkes geçmişiyle hesaplaşmalı. Çünkü bugün AK Parti’ye yapılan yarın bir başkasına yapılacak. Abdullah Gül’ü seven de sevmeyen de demokrasiye sahip çıkmalı, ancak darbe meraklılarının peşine takılarak ‘demokrasiye sahip çıkma’ mugalatası yaparak değil. Anayasa Mahkemesi’nin kararı ne olursa olsun, herkes bir kez daha ‘demokrasiye saygı’ ortak paydasında buluşmalı.

Toplum Sağlığı Araştırma ve Geliştirme Merkezi ne yapıyor?

Adı Toplum Sağlığı Araştırma ve Geliştirme Merkezi… 2006 Şubat’ında kurulmuş. O günden bu yana bir çok etkinliğe imza atmış. Halk sağlığını önemseyen ve hasta haklarını önceleyen bir dernek olarak yola çıkmışlar. Toplumu aydınlatma adına bir çok organizasyon gerçekleştirilmiş.

Doktorlar hakkındaki önyargıları bertaraf edici bir profil çiziyorlar. Konya basınının olduğu kadar Konyalılar’ın da yakından tanıdıkları isimler…Başkanlığını Tabipler Odası eski başkanı Prof. Nazmi Zengin’in yaptığı merkezin yönetiminde eski sağlık müdürümüz Dr. Fatih Kara, Dr. Oktay Sarı, Dr. Bülent Keskin ve Dr. Ali Savaş Çilli bulunuyor.

Önceki akşam medyanın yazı işleri müdürleriyle sağlık haberciliği konusunu masaya yatırdı ekip. Sağlık Müdürlüğü görevini başarıyla yürüttüğü dönemdeki gibi hareketli ve heyecanlıydı Merkezin Genel Sekreteri Dr. Fatih Kara. Devlet ve özel sektör hastanelerinin başhekimlerinin de katılımıyla güzel bir toplantı oldu. Başta Nazmi bey ve Fatih beyler olmak üzere tüm yönetim kurulu üyelerine teşekkür ederim davetleri için. Yaptıklarını ve yapacaklarını anlatmayayım. Merkezin www.toplumsagligi.org isimli web sitesinde herkes için doyurucu bir içerik var. Biz gazeteciler için de…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.