Geçtiğimiz günlerde, Meram Belediyesi tarafından tertip edilen ve yürütücülüğü de uhdesine alan, ‘Elinde AŞ, Kalbinde AŞK’ temalı, 28-30 Eylül tarihlerinde icra edilecek, Ateşbaz-ı Veli, Aşçı Dede, Mutfak Kültürü Günleri, basın tanıtım toplantısına katıldık. Tanıtım programına, Başkan Fatma Toru, Belediye Başkan yardımcıları, Belediye Meclis üyeleri, Belediye basın çalışanları ve Anadolu Halk Mutfağı Derneği başkanı Adnan Şahin bey ile birlikte basınımız tarafından da yoğun bir katılım ve ilgi bulunuyordu. Başkan Fatma Toru, basın tanıtım programında yapmış oldukları açıklamalarda, etkinlikler çerçevesinde, bu tarihlerde kadim medeniyetimizden gelen mutfak kültürü hakkında da kabaca bilgiler verdi.
Meram Belediye Başkanı Fatma Toru, 28-30 Eylül tarihlerinde ki Ateşbazı Veli Mutfak kültürü günleri etkinlikleri çerçevesinde ki basın tanıtım toplantısında, Anadolu coğrafyasının çok sayıda medeniyete ev sahipliği yapmasının, ülkemiz için de zengin bir mutfak kültürünü de sağlamıştır. Ülkemiz mutfağının tanıtımı adına ilk kez 2010 yılında İstanbul'da düzenlenen bu etkinlikler, 2014 yılında Konya'ya taşınmıştır. Ateşbaz-ı Veli, Meram ilçemiz sınırlarında meftun, bir Allah dostudur. Mekân ile program ilişkisi anlamında etkinliklerin Konya'da yapılması da çok manidardır. Aynı zamanda Ateşbaz-ı Veli, bizim 'Aşçı dede'mizdir. Şehrin ve ülkenin tanıtımında, Ateşbaz-ı Veli'nin güçlü bir simge olduğu, Ateşbaz-ı Veli'nin, uluslararası arenada adına türbe yapılan ilk aşçı olduğu için de tüm gastronomi çevrelerince de bilinmektedir. Ateşbaz-ı Veli, sadece aşçılığıyla tanınmıyor, bizim için sadece bir mutfak ekolü ve sadece mutfak kültürünün taşıyıcısı de değildir. Ateşbazı Veli, aynı zamanda bir eğitim ve bir terbiye makamıdır. Biz arzu ediyoruz ki Ateşbaz-ı Veli, hem yemek kültürümüzle, hem tasavvufi boyutuyla, hem de eğitim konusunda da bir ekol olması ile uluslararası arenada ve bu anlamda da tanıtabilmek, noktasında ki açıklamalarının da çok dikkate değer olduğunu düşünüyorum.
Ateşbaz-ı Veli, kabaca incelediğimizde; Mevlana Dergâhının en mühim kısımlarından biri Matbah-ı Şerif, en önemli şahsiyetlerinden biri ve temsil ettiği makamdır. Tam bir teslimiyet makamı olan Matbah-ı Şerif'te yüzyıllar boyunca ‘hem aş, hem de gönüller’ pişirilir. Aileyle birlikte Horasan'dan gelen, daha zayıf bir rivayete göre de Karaman'dan bu kutlu kafileye katılan İzzeddin oğlu Yusuf'a, Dergâhta yemek pişirmek için odun kalmayınca Hz. Pir'in himmetiyle ayaklarını kazanın altına sokarak kazanı kaynatması üzerine, yine Hz. Mevlana tarafından ‘Hay ateşbaz, hay!’ denilerek bu isim konulur.
Gastronomi, sözlükte yemekten anlama, iyi yemek sanatı ve yemek bilimi gibi tanımlamalara verilen ve yemeğin alfabesini bilmektir. Yemek, yalnızca yaşamak ve karın doyurmak için yenilmez. Yemek kültürel bir bağdır, ifade sanatıdır, bir yaratıcılıktır, bir sosyalleşmektir! İnsanlar ve uluslar arasında kurulan güçlü bir bağdır. Gastronomi, yemek ve kültürler arasındaki ilişkiyi inceleyen bir uzmanlık alanı da diyebiliriz. Gastronominin içinde hijyen neredeyse ilk sıradadır; Yemeğin anatomisini bilmektir. Hem hijyenik, hem iyi hazırlanmış, hem damağa ve hem de göze hitap eden bir sistemdir. Bir gastronom için yemeğin içindeki malzemelerin kimyasal açıdan da birbirini tamamlıyor olması, birbirleriyle uyum içinde olması, etkileşimlerinin güçlü ve doğru olması, oranları ve ölçüleri, kullanılan malzemelerin tazeliği, mevsiminde olup olmadığı ve hatta yetiştiği toprağın özelliği dahi önemlidir. Turizm fakülteleri bünyesindeki Gastronomi bölümleri ile zengin bir yapıya ve çeşitliliğe de sahip olan Türk mutfak kültürünün akademik bir çerçevede muhafaza edilmesini, gelecek kuşaklara da taşınmasını sağlamak ve bu kültürü dünya arenasında, uluslararası platformlarda da tanıtımı amaçlanmaktadır.
Meram belediyesi tarafından yüklenilen ve bir sosyal sorumluluk projesi kapsamında uhdelerine alınan, ‘ Elinde Aş, Kalbinde Aşk’ konsepti çerçevesinde ki, ‘Ateşbazı Veli, Aşçı Dede, Mutfak kültürü günleri’ için öncelikle tüm belediye ekibine, sponsor firmalarımıza ve emeği geçenleri şimdiden tebrik eder, başarılar dilerim. Böyle etkinliklerin sadece bir kurum tarafından yüklenilmiş olması da biraz tuhaf gelmektedir! Şehirde ki bu alandaki tüm paydaşlarla birlikte böyle bir program, daha kapsamlı olarak yapılabilir mi? Bu şehre gelen yerli ve yabancı turistler, sadece Meram ilçemizi mi ziyaret etmektedir, diğer ilçe sınırlarına, hiç selam vermeden bu şehri terk mi ediyorlar ki? Böyle bir etkinlik çerçevesinde, en önemli paydaşlardan birisi ve kazanan taraf olması gereken, bu şehrin Oda ve Meslek kuruluşları neredeler ki? Şehrimizde bulunan üniversitelerimizin, Turizm fakülte dekanları ve yöneticileri, Gastronomi bölüm başkanları ve bölümün diğer öğretim görevlisi hocalarımız neredeler? Masa başında mı anlatacaksınız ki, yemek yapmayı ve mutfak kültürünü, öğrencilerinize! Şehrinizde, yemek ve mutfak kültürü ile ilgili kapsamlı bir etkinlik düzenleniyor ve bu etkinlikte ki fayda sağlayacak olan, kazan kazan konumunda olması gereken, tüm paydaşlardan hiç kimsecikler yok! Ne ala memleket!
Geçtiğimiz günlerde, biz gazetecilere yönelik olarak; Ömründe gazete görmemiş, bir öğrencisinin elinden tutup, bir gazete veya basın kuruluşuna ziyarete gelememiş, gazetecilerin çekmiş olduğu maddi ve manevi sıkıntıları bilemeyen, kendi fildişi kulesinden, yani Kaf dağının arkasından, ahkâm kesen bir akademisyenin hakarete varacak düzeydeki ifadelerine bir bakalım! Bu şehirde ki, ‘gazetecilere, biz adamlığı da, gazeteciliği de öğreteceğiz’, diyen bir akademik mantalite ve düşünce yapısı ile nereye varabilirsiniz ki? Hangi ülke ile rekabet edebilirsiniz ki? Hangi akademik ve bilimsel başarıdan bahsedebilirsiniz ki?