Öyle bir yer yok tabii ki ama nereden bahsettiğimi biliyorsunuzdur. Canım ülkemizden.
Her yaşadığım olayda “şaşırmayacağım”, “idare edeceğim”, “yok sayacağım”, “görmezden geleceğim” diyorum ama olmuyor.
Herkesin her şeyi bilmesi fiziki ve biyolojik şartlarda mümkün değilken, bizim ülkede o işler öyle yürümüyor. Bizim ülkede herkesin her konuda küçük de olsa bir fikri hep vardır.
Çünkü niye olmasın?
Hayret ediyorum bazen. Sizin yaptığınız bir iş var ortada, birisi çıkıyor ve olmayan bilgisi ile fikir beyan edip ona göre “olması gerekeni” anlatıyor.
He kardeşim!
Biz kendi alanımızda, yıllardır yaptığımız işimizde onun nasıl olacağını bilmiyorduk, iyi ki sen bize yol gösterdin… Allah Allah!
Zaten bakın garabet şuradan belli. Bir kişi çıkıyor televizyona, adamın altına yazılan unvanlar buradan Edirne’ye yol olur.
Geçerliliği varsa ne ala, biz bununla gurur duyarız. Ama yaşadığımız olaylar bunun böyle olmadığını gösteriyor maalesef.
Yani şunu neden söyleyemiyoruz: “Benim fikrim şu ama sizin alanınız, takdir sizin.” Cidden soruyorum neden kuramıyoruz bu cümleyi. Çünkü her şeyi biliriz de ondan!
“Bence” diye bir put var. “Bence şöyle olsun”, “Bence olmamış”, “Bence o, bence bu…” Yazar Bülent Akyürek’in bu tarz kafalara “Kimsin sen ya” dediği bir konferansına katılmıştım. Bu tip kafalara, “Sen o kadar önemli bir adam değilsin” diyordu ve eklemişti “Kimse sandığı kadar önemli bir adam değil.”
Evet. Olay bu tam olarak.
İyi olduğumuz şeylerde bile mütevazı olmamız gerekirken, bilgi sahibi olmadığımız konularda bile ahkâm kesince hoş durmuyor. Rahatsız ediyor hatta.
Herkes her şeyin uzmanı.
Zaten biliyorsunuz ülkenin bir kısmı “Orta Doğu Uzmanı” kalan kısmı da “Alternatif Tıp Uzmanı”, “Fotoğrafçı”, “Yazar”, “Tasarımcı”, “Siyasal İletişim Uzmanı” yok olmadı “Sosyal Medya Uzmanı”… Bu liste uzar gider.
Yani bu kadar bilgiliyiz, her şeyde uzmanız her şeyi biliyoruz ama ülkede 2018 yılı kitap okuma oranına baktığınızda sonuç; yüzde 0,1.
Diyecek hiçbir şey yok. Önerim de yok. Tavsiyem hiç yok.
Ama şu Hz. Ali sözünü paylaşasım var; “Bilmediklerimi ayaklarımın altına koysanız başım arşa değerdi.”
Belki herkes üstüne düşeni alır.
Belki.