Bir sığınağım var.. Nalçacı’da.. Yirmi yedi yıldır, “kendi küllüğümde”; söylemesi ayıp olmasın, deşinip duruyorum.. Binlerce kitap; son yüzyıldan toplanan tonlarca Konya gazetesi, dergisi... Sayısını bilemediğim obje, hatıra eşya.. Binlerce küpür/gazete kesiği.. Altmış yıllık kağıt, belge, kaynak küçük tepeler halinde.. Rafların rengi tozdan görünmez;eşya namına her şey yoşumuş.. Sayısını bilmediğim kalorifer böcekleri..
“Ben de kendi halimce Bedreddinem” diye; gününe göre “Uşşak”, gününe göre “Rast”,“Sultaniyegah” gezerken… Kâh çıkarım gökyüzüne seyrederim alemi, kâh inerim yer yüzüne âlem seyreder beni” derken, hastalandım; yılbaşının arifesinde… Akdeniz ateşi… Ateşler içindeyim, akla ziyan..
Kızım Atmaca Fatma, hukukçu yazar Fatma Şeref Hanım, Elife Hanım, Berna ve arkadaş çevreleri “Duruma el koymuşlar”; “Usta” burada olsa tozlarına bile dokundurmaz” demişler.. Boya, badana.. Binlerce kitabı belgeyi hatıra objesi doldurmuşlar onlarca koliye.. Fatma Şeref Hanım’ın başkanlığındaki “Fiili Durum”u on güne yakın bir zamanda bitirmişler.. İyi olup geldiğimde “sığınağım” “sığınaklıktan çıkmış; modern bir kitaplık ve arşiv” olmuş…
Kitapları Asistanım Berna tek tek kırk yıllık tozlarından silmiş; türüne göre onlarca guruba ayırarak raflara yerleştirmiş.. Tarih, folklor, edebiyat, şiir diye seçerek.. Bana da kırk küsur koliye doldurdukları, üstlerini yazdıkları kupürleri, kaynakları, arşiv değeri olan evrakları seçmek tasnif etmek kalmış.. Başladım, haftada dört koli açabiliyorum, tasnif edebiliyorum.
Bakınız, kolilerin içinde ne buldum: 6 Haziran 1983 tarihli bir Yeni Konya küpürü.. Kesip saklamışım; otuzüç yıldır. Küpürü aynen sunuyorum.
Konya’nın manşetini ve konu ile ilgili haberini okudunuz. “Hizmete Saygı Onur Ödülü” verilen 18 kişiyi tanıdınız.
Biliyor musunuz?.. Bu18 kişiden, bugün için sağ olan bir gazeteci şair Ali Rıdvan Bülbül var; bir de Seyit Küçükbezirci var.
Ben, 1983’te kırkbir yaşındaydım; “onur ödülü” “ geriye doğru yirmibeş yıl hizmet edenlere verilmişti.. Rahmetli gazeteci Mustafa Ataman kendisinin listeye alınmamış olmasına; benim 18 yaşında yaptığım hizmetin ödüllendirilmesine fena içerlemişti. Dört/beş eleştiri/kırgınlık yazısı yazmıştı, benim için. “O, o zamanlar daha çocuktu” demişti. Ama ben, söylemesi ayıp, övünmek gibi olsun; Osmanlı dönemi dâhil, Cumhuriyet Döneminin “İlk Konya Türküleri Kitabı”nı halktan derleyip yayınlamıştım.
“Hizmete Saygı Plaketi ve Onur Belgesi” verilen “Konya Sevdalısı” onaltı kişi için; Mustafa Ataman da dahil “Fatiha”lar okuyorum; Ali Rıdvan Bülbül’e sağlıklı uzun ömürler diliyorum.