Trabzonspor maçıyla ilgili yazımın sonunda takımın be teknik heyetin coşkusunun yerinde olduğunu ve iyi bir golcü daha alınması halinde takımın toparlanacağını belirtmiştim. O transfer bir türlü gelmedi. Yönetimin artık “müsterih olun” basitliğine sığınacak durumu kalmadı. Çünkü başka takımlara kaptırılan oyunculara baktığımızda ortada açık bir gecikme ve beceriksizlik olduğu aşikar.
Neyse ki takımın coşkusunun devam etmesi ve devre arasında isabetli bir şekilde yaptıkları Yatabare transferi takımın tutunmasına yardım ediyordu.
Gençlerbirliği maçı çok kritikti. Yenilen takım düşme hattının müdavimi olmaya adaydı. İlk dakikalarda ev sahibi baskı kurmaya çalıştı ama Konyaspor savunması hayli dikkatliydi. Ali Turan’ın yerine oynayan Moke de Filipoviç ile iyi bir ikili görüntüsü verdi. Geçen hafta olduğu gibi Yatabare yine takımın en iyisiydi. Rakip savunmayı yıprattı. Top tutup takımının ileri çıkmasına katkı sağladı ve bu sayede penaltı kazandırdı.
Konyaspor ilk yarıyı 1-0 önde kapatarak büyük avantaj sağladı. İkinci yarıya yine hızlı başlayan Gençlerbirliği, 46. dakikada şans etkisiyle bir gol buldu. Ardından topsuz alanda kırmızı kart ve Gençlerbirliği’nin 10 kişiyken serbest vuruş organizasyonundan bulduğu ikinci gol... Tıpkı Trabzon maçı gibi maç birden karıştı. İlerde çoğalamayan ev sahibi takıma yan top avantajını kullandırmamak gerekiyordu.
Asıl ilginç olan 10 kişilik rakibi Konyaspor’un bir türlü baskı altına alamamasıydı. Panik yüzünden ceza sahasına bile yaklaşamadılar. Motivasyonu çok iyi olan, sonuna kadar direnen takım sanki buhar olup uçmuştu.